URDU EDEBİYATINDA ÖYKÜ
Özet
19. yüzyıl, Hint Alt Kıtası’nın tarihinde siyasi, sosyal ve kültürel pek çok köklü değişimin yaşandığı önemli bir yüzyıldı. Bu çalışmada, temel konumuz olan Urdu Edebiyatındaki öykü yazarlığı bağlamında, bu türün gelişmesini ve edebiyat çevrelerinde tutulmasına sebep olan tarihi gelişmelere de değinmeye çalıştık. Mesela; İngilizlerin bölgeye sömürge amaçlı gelişleri, kısa sürede bölgede hakimiyet kurup emperyalist bir tutum sergilemeleri, bölgenin siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını etkilemeleri gibi konuları ele aldık. Zira bölgede İngiliz yayılmacılığı sonucu yaşanan bu gelişmeler öykücülükte sıkça işlenen konuların başında gelmektedir. Hint toplumu, ülke içindeki bu batı yayılmacılığına kah tepki göstermiştir, kah ona uyum sağlamaya çalışmıştır. Zira Batı kültürünün gelişmek için gerekli olduğu kanısı, toplumun bazı kesimlerinde sıkça vurgulanmaktaydı. Böylece Batı kültürünün etkisiyle toplumun siyasi, sosyal ve ekonomik yaşamında büyük değişimler meydana gelmiş, Urdu edebiyatında da çeşitli yenilikler ortaya çıkmıştır. Özellikle 1857 sonrası siyasi gelişmeler neticesinde yaşamın her alanında yenilenmenin gerekliliği ortaya çıkarmıştır. Bölgede esen değişim rüzgarı doğal olarak edebiyatı da etkilemiştir. Öncelikle roman ve ardından da öykü türü bu etki neticesinde ortaya çıkmış ve süratle gelişmiştir. Öncelikle bölgenin içinde bulunduğu ortama, yaşanan önemli olaylara ve öyküden önce gelişim göstermiş olan edebi türlere kısaca değindik. Daha sonra tezimizin esas konusunu oluşturan ‘Urdu Edebiyatında Öykü’ konusuna giriş yaptık. Önsöz kısmında da belirttiğimiz gibi konumuzu dört dönem altında inceledik. Zira her dönem kendine has özellikler taşımaktaydı. Öykücülüğün ilk döneminde Batı yayılmacılığına karşı Rus devriminden alınan ilhamla bir karşı çıkışın yanı sıra toplumu ıslah etme özelliği ağır basmaktaydı. Öte yandan yaklaşık yarım yüzyıldır süre gelen Aligarh Hareketinin toplum merkezli edebiyat ürünlerine karşı birey merkezli edebiyat ürünleri ortaya çıkarılmaya başlandı. Böylece romantizm akımı ilk ürünlerini vermeye başladı. Öykücülüğün konu bakımından daha geniş bir yelpazeye sahip olduğu bu ilk döneminde etkin olan yazarları ve özelliklerini ele aldık. Öykücülüğün ikinci döneminde ise İngiliz yayılmacılığına karşı olan hareketler şiddetlenmiş ve artık Hindistan ülkesinin bağımsızlığı için çalışmalar ağırlık kazanmıştı. Dolayısıyla öykülerde ağırlıkla bu konular işlenmiştir. Üçüncü dönemde ise bölünen Hindistan\'da yaşanan siyasi ve sosyal çalkantılar, göç olayları ve bunun ortaya çıkardığı kargaşa öykücülüğün ve öykü yazarlarının temel konuları olarak ortaya çıktı. Bu dönemde edebiyatçılarda siyasi bilincin daha keskin olduğu gözlenmektedir. Dördüncü dönem ise tamamen Pakistan\'ın siyasi, sosyal ve ekonomik ortamından kaynaklanan konuların ağırlıkta olduğu konuları kapsamaktadır. Henüz kurulan Pakistan\'da siyasi yönetim yer edememişti ve sık sık askeri darbeler ülke yönetimine el koymaktaydı. Bunun sonucu olarak edebiyatçılar askeri yönetimlerin baskılarından kendilerini koruyabilmek için sık sık sembollere başvurmak zorunda kalmışlar ve böylece öykücülük yeni bir yön kazanmış oldu.