Çevre Bilincinin Gelişim Sürecinde Türkiye\'de Gönüllü Çevre Kuruluşları
Özet
Bu çalışmanın başlıca iki amacı bulunmaktadır: İlk olarak Türkiye\'deki çevre ile ilgili gönüllü örgütlenmelerin hangi güdülerle kurulduğunu, nasıl bir toplumsal ortamda biçimlendiğini, öncelikli hedeflerinin neler olduğunu, bu hedefler doğrultusunda hangi eylemlerin gerçekleştirilebildiğini, bu tür kuruluşlara taban oluşturan kitlenin ekonomik-toplumsal konumları arasında bir benzerlik bulunup bulunmadığını; üyelerin çevre sorunları konusunda kimi tutumlarının neler olduğunu saptamak; ikinci olarak da gönüllü örgütlenmeleri çevreyi algılayış biçimlerine, çalışma yöntemlerine ve temel önceliklerine göre sınıflandırmak.Çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, önce, dünyada çevre sorunlarının ortaya çıkışı Batı ülkelerinden verilen örneklerle ortaya konmuş, daha sonra bu sorunların ağırlaşmasına koşut olarak gelişen çevre akımları ele alınmıştır. Bilindiği gibi bu tür hareketler gönüllü örgütler eliyle yürütülmektedir. Bunların örgüt yapıları, iç işleyişi, yönetiminin demokratiklikliği, mali kaynakları, etkinlik alanları ve daha da önemlisi çevre konusundan başka siyasal konularla uğraşıp uğraşmadıkları, kısaca çevreyi siyasal sürecin içerisine sokup sokmadıkları konularına yer verilmiştir. Bir çok Batılı ülkede çevre sorunlarından yola çıkan bu tür gönüllü örgütlerin daha sonra siyasal parti türünde bir örgütlenmeye gitme süreçleri de incelenmiştir.İkinci bölümde ise ilk bölümde elde edilen verilerin ışığında Türkiye\'deki gönüllü çevre kuruluşları (dernek, vakıf, topluluk) ele alınmıştır. Bu tür örgütlenmeler hakkında ülkemizde hemen hemen hiç kaynak bulunmadığından onların örgüt ve üyelik yapılarını yakından tanımak, birincil bilgiler elde etmek amacıyla bir soru kağıdı hazırlanmış ve seçilen örgütlere ulaştırılmıştır. Bu alan araştırması sonucunda, günümüzde, Türkiye\'deki gönüllü çevre kuruluşlarının genelde orta-üst gelir grubunda, büyük kent kökenli, eğitimli, genç, siyasal yelpazenin sol kesimindeki kimselerin oluşturduğu örgütlenmeler olduğu; bunların, genelde, çevre korumacılığı olarak nitelenebilecek etkinliklerde bulundukları ortaya çıkmıştır. Bu amaçla, çalışmalarını daha çok kamuoyunun harekete geçirilmesi, hükümetleri kimi eylemlerinde uyarma, halkın eğitimi gibi konularda yoğunlaştırmaktadırlar. Çevreyi siyaset alanının bir parçası ya da siyasal savaşım konusu olarak gören yaklaşımların uzağındadırlar.Kısaca çalışmada, Türk çevre hareketinin, gelecekte bir koruma hareketinin dışına taşarak, çevreciliği doğayı korumanın ya da kirliliği önlemenin ötesinde bir yaşam biçimi olarak algılayan, egemen dünya görüşlerinde köklü değişimlerin gerekli olduğuna inanan katılımcıları bünyesinde barındıran, tüm bunların sonucunda da siyasal işlevleri de bulunan bir akım haline gelebileceği sonucuna varılmıştır.