Türkçe'nin ikinci dil olarak ediniminde adıl-düşünme değiştirgeni
Özet
D2 olarak Türkçenin ediniminin, adıl-düsürme degistirgeni üzerinden arastırıldıgı bu tezde anadilleri adıl-düsüren Türkçe-türü diller (Afganca, Farsça, Mogolca, Romence, Rusça, Ukraynaca, Arapça, İspanyolca) ve Çince-türü diller (Çince, Japonca, Korece) olmak üzere iki ayrı katılımcı sınıfıyla çalısılmıstır. Katılımcılar, Ankara Üniversitesi TÖMER'de (Türkçe ve Yabancı Dil Arastırma ve Uygulama Merkezi) D2 olarak Türkçe ögrenen ve temel, orta ve yüksek olmak üzere üç ayrı düzeyde Türkçe sınıflarına devam eden gruplardan olusmaktadır. Katılımcılara biri 35 tümcenin bulundugu ve Türkçenin bir özelligi olan sıfır adıl, özne-eylem yerdegistirmesi ve that-izi durumlarına ne tür tepkiler verecekleri ölçülen bir dilbilgisel yargı testi ile 18 tümcenin bulundugu ve her bir tümce ile baglantılı sorulara üç seçenekten dogru olanını seçmeleri istenen sıfır adıl ile adılsılların gönderimsel özelliklerine iliskin bilgiyi ölçen ikinci bir dilbilgisel yargı testi uygulanmıstır. Adıl-düsürme degistirgeninin ayarlanmasında Çince-türü dilleri konusan bireylerin D2 olarak Türkçeyi edinimlerinde, D1 olarak Türkçe-türü dilleri konusan katılımcılara kıyasla daha basarılı oldukları gözlenmistir. Bunun sonucunda da, D1in etkisinin olmadıgı görülmüs ve alanyazında kimi görüslere kosut biçimde dolaylı erisim varsayımının desteklenmedigi sonucuna varılmıstır. Gerek Türkçe-türü adıl-düsüren dilleri konusan Grup 1'in, gerekse Çince-türü adıldüsüren dilleri konusan Grup 2'nin adıl-düsürmeye yönelik sorularda, düzeylerine baglı basarımlarının hemen hiçbirinde düzenli bir artıs ya da azalma göstermedikleri gözlenmistir. Bundan dolayı da D2 ediniminin, ED ve D2 verileri arasındaki dogrudan etkilesim ile olustugu düsünülmektedir ve en azından adıl-düsürme degistirgeni bakımından EDye erisim konusunda tek bir sonuca varılamayacagını görülmüstür. Katılımcıların hiçbiri özne-eylem yerdegistirmesi ile adıl-düsürme arasında ve that-izi süzgeci ile adıl-düsürme arasında bir iliski kurmamıstır. Bu sonuca göre de, D2 ediniminde adıl-düsürme degistirgenin ayarlanmasının, that-izi süzgeci ya da özne eylem yerdegistirmesi gibi sözdizimsel özelliklerden bagımsız oldugu düsünülmüs ve erisimsizlik varsayımı desteklenmisir. Yani adıl-düsürme degistirgeninin ayarlanmasının, ED-temelli gerçeklesmedigi sonucuna varılmıstır. D2 ediniminde D1in aktarımının olmadıgı bu tezde ayrıca UYUM özelligi ile de desteklenmektedir. Zira D1lerinde UYUM olan konusucular, yine güçlü UYUM sergileyen Türkçeyi D2 olarak edinimlerine, D1lerinede UYUM sergilemeyen Çince-türü dillerin konusucularından çok daha basarısız olmuslardır ve bu sonuç da bizleri yine erisimsizlik varsayımına götürmüstür. Hem Türkçe-türü dilleri konusan katılımcıların, hem D1 olarak Çince-türü dilleri konusan katılımcıların D2 olarak Türkçeyi edinimlerinde, özne konumunda adılın gönderimine iliskin sorulardaki basarım oranının düzeylere göre düzenli bir artıs sergiledikleri görülmüstür. Ancak D1 aktarımı da göz önünde bulunduruldugunda, Türkçe-türü dillerin konusucularının Çince-türü dilleri konusanlara oranla daha basarılı oldukları fark edilmis ve Çince-türü dillerin konusucularının baska bir AÖyü öncül olarak seçme egiliminde oldukları gözlenmistir. Bunun sebebi olarak da Çince-türü dillerde adılın söylem gönderimli olması düsünülmüstür. Zira Çince-türü dillerin tersine Türkçede böylesi bir baglamanın gerçeklesmesi olanaklı degildir. Bu bulgular, D2 olarak Türkçeyi edinen konusucularının gönderim iliskilerinde D1e basvurduklarını göstermektedir ve bir D2 ögrenicisinin EDye erisiminin, D1in degistirgenlerinin D2 verisini isleme aracılıgıyla gerçeklestigini savunan dolaylı erisim varsayımını desteklemektedir. Çalısmada Türkçe-türü dillerin konusucuları, özne konumunda adılsılın gönderimine düzeylere göre düzenli basarım artısı sergilerken, Çince-türü dillerin konusucuları bu tür sorularda düzeylere göre düzenli bir basarım artısı sergilememis ve yüksek oranda baska bir AÖyü seçme egiliminde bulunmuslardır. Bu sonuç bizleri D1 olarak Türkçe-türü dilleri konusan katılımcıların, Çince-türü dilleri konusan katılımcılardan dogru öncülü seçmede daha basarılı olduklarını ve Çince-türü dillerin yüksek oranda D1 aktarımında bulunduklarını göstermektedir. D2 ediniminin adıl-düsürme degistirgeni üzerinden arastırıldıgı bu tezde, D1 olarak Türkçe-türü dilleri ve Çince-türü dilleri konusan katılımcıların, D2 olarak Türkçeyi edinimlerine yönelik uygulanan her iki testin farklı erisim varsayımlarını destekledigi görülmüstür. Degistirgen türüne göre erisim varsayımları farklılıgının literatürde de görülebilmesi (Cook, 1995; Hawkins,2001), adıl-düsürme degistirgeni üzerinden D2 edinimine yönelik tek bir yargıya varmanın, var olan yaklasımlar ile mümkün olamayacagını destekleyen bir sonuç olmustur.