Afet yönetimi
Özet
Örgütlenmiş en büyük siyasal kurum olan devlet, doğal veya doğal olmayan çeşitli tehditler altında varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Bu tehditlerin en eskisi olan afetleri tanımak, sınıflandırmak ve ortaya çıktıklarında zararlarını en aza indirecek yöntemleri geliştirmek afet yönetiminin konusudur. Yıkım olayları karşısında bir sistem geliştirmeye çalışan yöneticilerimiz, dönemler itibari ile farklı uygulamalar içerisine girmişlerdir. Birinci bölümde afetleri tanımladıktan sonra afet yönetiminin tarihi gelişimi değinilecek, özellikle planlama döneminin değerlendirilmesi yapılacaktır. Bu bölümde büyük yıkım olaylarına maruz kalan ülkemizde, planlama döneminin başlarında bu durumdan söz edilmemesi önemlidir. Afet ve kriz kavramları çoğu zaman bir biri yerine kullanılmaktadır. Oysa kriz, afet kavramını da içine alan bir üst kavramdır. Bu yüzden kriz yönetimine bakmadan afet yönetimini anlamak mümkün olmamaktadır. İkinci bölümde, kriz ve afet yönetimi kavramlarına değinildikten sonra, ülkemizdeki afet yönetiminden sorumlu kurumlara bakılacak ve karşılaşılan sorunlar değerlendirilecektir. 17 Ağustos depreminden sonra ülkemizde afet yönetimi konusunda yeni yaklaşımlar oluşmaya başlamıştır. Bunlardan en önemlileri STK'ların ve uluslararası kuruluşların afet yönetimine dâhil olmalarıdır. Bütün bu düzenlemelere rağmen afet yönetimindeki kargaşanın giderildiği ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulduğu söylemez.