Şarkı ve türkülerde kadın sesi
Özet
Müslüman kültürde yaşayan insanların pekçoğu, gerek toplumsal gerek siyâsî ve gerekse ahlâkî sebeplerle, nağmeli kadın sesini erkeğin dinlenmesinin helâl olmadığını düşünmektedir. Bu düşünceyi sadece halk tabakası değil pek çok âlim de paylaşmakta ve savunmaktadır. Durum böyle olunca konu, İslâmî terminolojiye de yansımakta kadının sesi 'harâm' hükmünü almaktadır. Bunda, Hz. Peygamberlerden önce ve sonra sesi bir yana bizzat kadının, ya korkulan potansiyel bir fitne unsuru ya da tamamen gizlenip korunması gereken bir hazine ve avret olarak görülmesinin büyük etkisi vardır. Çalışmanın birinci bölümünde, asıl konuya zemin hazırlaması açısından kadının doğal sesinin İslâm açısından hangi, kategoride olduğuna kısa bir göz attık. İkinci bölümde ise nameli kadının sesinin yerini hadisler ve mantıki unsurlar ışığında açıklığa kavuşturmaya çalıştık. Sonuçta, kadın sesinin İslâma ait özel bir sorun olmadığı için İslâmî terminolojiye ait kavramlarla nitelendirilemeyeceğini, konunun, sosyal, ahlâkî ve yer yer de siyâsî bir mesele olduğunu gördük. İslâmî ilkelere aykırı olmadığı müddetçe bu sesin erkek tarafından dinlenilmesinin helâl olduğu sonucuna vardık. Kur'ân'da konuya daiR herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen sünnet gayet net bir bakış açısı sunmaktadır. Şartlar İslâmî prensiplere uygun olduğu sürece kadın sesi dinlemekte bir mahsur bulunmamaktadır. Çünkü bunu bizzat Hz. Peygamber ve ashabı uygulamıştır.