AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NİN ORTA DOĞU POLİTİKASI VE TÜRKİYE’YE YANSIMALARI (1919-1973)
Özet
II nci Dünya Savaşı'ndan sonra Orta Doğu'da etkinliğini kaybeden Fransa ve İngiltere'nin oluşturduğu boşluğu ABD doldurmaya başlamıştır. 1948 yılında Filistin bölgesinde İsrail Devleti'nin ilân edilmesiyle ortaya çıkan Arap-İsrail çatışmasında ABD İsrail'in yanında yer almış ve İsrail'i desteklemiştir. ABD'deki İsrail lobisinin etkisiyle İsrail Devleti'nin güvenliği ABD'nin dış politikasında öncelikli hedefleri arasında yer almıştır. SSCB'nin Orta Doğu'da yayılmacılığına karşılık ABD'nin teşvikiyle 1955 yılında Türkiye, Irak, İran ve Pakistan devletleri, Bağdat Paktı'nı kurmuşlardır. Bu devletler SSCB yanlısı Arap ülkeleri tarafından dışlanmış ve Orta Doğu'da iki kutuplu çekişme görülmeye başlanmıştır. Mısır ve Suriye, SSCB ile sıkı bir iş birliğine giderek Türkiye'ye karşı cephe almıştır. İkinci Dünya Savaşı'nın olumsuz etkileriyle Avrupa ülkeleri ekonomik sıkıntı içine girmişlerdir. ABD, 'Truman Doktrini' ve 'Marshall Yardım Plânı' çerçevesinde hem Avrupa ülkelerine hem de Orta Doğu ülkelerine yardım yapmıştır. Bunun bir uzantısı olarak Orta Doğu ülkelerine de 'Eisenhower Doktrini' adıyla bilinen askerî ve ekonomik yardımlar yapılmıştır. Türkiye-Amerikan ilişkilerine Kıbrıs sorunu olumsuz bir etki yapmıştır. NATO'nun güney doğu kanadında zafiyet meydana getirmek istemeyen ABD, Türkiye'nin Kıbrıs sorunu nedeniyle Yunanistan ile çatışmasını önlemek için 1964 tarihinde Johnson Mektubu olarak bilinen iltimotamla Türkiye'ye baskı yapmıştır. Türkiye, ABD'nin bu yaklaşımı sonucunda SSCB ve Orta Doğu ülkelerine daha ılımlı yaklaşmaya başlamıştır. Özetle, Amerika'nın Orta Doğu politikasında İsrail Devleti'nin kuruluşu, SSCB ile Soğuk Savaş ve petrolün güvenli bir şekilde Batı'ya intikali en önemli etkenler olmuştur.