Carmen martın gaıte’nin “entre vısıllos” ve ırse de casa” adlı iki romanı ile bu romanlarındaki kahramanların kişilik arayışları”
Özet
Carmen Martin Gaite, (1925-2000) İspanyol İç Savaşı’nı yaşamış ve edebiyatın her dalında eser vermiş çok üretken bir yazardır. General Primo de Rivera’nın diktatörlüğü sırasında doğan yazarın babası Madridli annesi Galisyalıdır. Sekiz yaşında edebiyata gönül vermiş ve 23 Temmuz 2000 yılında son nefesini verdiği ana kadar da yazmayı sürdürmüştür. Üniversiteyi bitirdiği 1948 yılında ilk şiir ve makalelerini yayımlamaya başlayan yazar 1954 yılında “Kaplıca” adlı eserinden sonra ilk uzun öyküsü “Perde Arkasında” ile “Nadal” ödülünü almıştır. Edebi yaşamı boyunca “El Anagrama de Ensayo”, “El Nacional de Literatura”, “El Principe de Asturias de las Letras y el Castilla y LeÂγn de las Letras” gibi birçok ödüle layık görülmüştür. Dönemin değerli yazarlarından Rafael Sanchez Ferlosio ile evlenen yazarın iki çocuğu olmuştur. Bir sene süren evliliğinin ardından, kızını çok genç yaşta kaybeden Gaite, yaşama sevincini kendini edebiyata vererek sürdürmeye devam etmiştir. Eserlerinde, insanların içinde yaşadığı toplumu gerçekçi bir dille yansıtan yazar için ılıman bir feminist tanımını kullanmak yanlış olmaz. “Perde Arkasında” ve “Evden Kaçış” adlı iki romanında, Carmen Martin Gaite’nin okuyucusu ile buluşturduğu kahramanları, feminist bir yazar olmasından dolayı çoğunlukla genç kızlar ya da tek başlarına hayat mücadelesi veren kadınlardan oluşmaktadır. Bu insanlar, içinde bulundukları toplumun baskıcı tutumundan bunalmış, fakat başkaldıracak gücü kendilerinde bulamamışlardır. Sahip oldukları hayat günden güne daha da sıkıcı ve monoton bir hale gelmektedir ve onlar bu yalnızlıklarından, bulundukları mekÂ΢ndan kaçarak kurtulmayı tek kurtuluş yolu olarak benimsemişlerdir. Özellikle genç kızlar, tamamıyla babanın fikirlerini kabul etmeye mahkumdurlar. Aile büyükleri ile konuşma ve tartışmanın imkansız olduğu böylesine sert bir toplum ve aile yapısı içinde iletişim şansını yakalayamayanlar kendi yalnızlıklarına mahkum mutsuz bir yaşam sürdürmek zorunda bırakılmışlardır.