Medenî usul hukukunda bilirkişi raporu ve bağlayıcılığı
Özet
Çözümü hÂ΢kim tarafından bilinemeyen, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurulabilir. HÂ΢kimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukÂή bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez. Yeterli bir bilirkişi raporu somut olaylara dayalı, gereksiz ayrıntıya boğulmamış, ilk okumada anlaşılabilen, mantıklı, tartışmalara yol açacak nitelikte olmayan, ikna edici ve hÂ΢kimin istediği bütün sorulara cevap verebilen rapordur. Raporun anlaşılır olması için giriş, gelişme, sonuç bölümlerini içermesi; cümle, paragraf kuruluşlarına ve imlÂ΢ kurallarına uyulmuş olması, yalın bir dilin kullanılması, kısa yazılması ve açık ifadeleri içermesi zorunludur. HÂ΢kimin amacı, bilirkişilerin çalışmalarını değerlendirerek, uyuşmazlığın çözümünde kendisine gerekli olan özel veya teknik bilgiyi edinmektir. Doktrinde, raporun bağlayıcılığı konusunda bir görüş birliği olduğu söylenemez. Bazı yazarlar, hÂ΢kimin bilirkişi raporuna uygun olarak karar vermesi gerektiğini savunurken; diğer bazı yazarlara göre ise, hÂ΢kim, gerekirse bilirkişi raporunun aksine de karar verebilecektir. Diğer yandan Yargıtay’ın tutumu da, hÂ΢kimin bilirkişi raporuna uygun olarak karar vermesi gerektiği yönündedir. Kanımızca, hÂ΢kim bilirkişi raporunda yazılı olan özel ve teknik açıklamalardan, bilirkişi raporunda varılan sonucun yanlış olduğunu takdir edebilecek derecede bilgi sahibi olduğu kanısına varabiliyorsa, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmadan bilirkişi raporunun aksine de karar verebilmelidir. Ancak hÂ΢kim, bilirkişi raporunun aksine karar verirken, rapordaki sonucun neden dolayı kabul edilemeyeceğini hükümde gerekçesiyle birlikte inceleyip belirtmelidir.