Halkla ilişkiler sektöründe cinsiyete dayalı ayrımcılık
Özet
Türkiye’nin toplumsal yapısına yerleşmiş ataerkil kalıpların çalışma yaşamına yansıması birçok araştırmanın konusu olmuştur. Bu çalışma, halkla ilişkiler sektöründe cinsiyete dayalı ayrımcılık olarak değerlendirilebilecek uygulamaların görünümlerini belirlemek amacındadır. Halkla ilişkiler sektöründe cinsiyete dayalı ayrımcılık araştırmasının hareket noktası, cinsiyetlerin biyolojik bağlamın yanı sıra toplumsal bağlamda da üretildikleri düşüncesidir. Toplumsal yapı içerisinde kadını ‘eş ve annelik’ ve erkeği de ‘evin geçimini sağlamak’ rolleriyle, farklı biçimlerde konumlandıran ataerkil sistem, işgücü piyasalarına da yansıyarak yatay ve dikey ayrımcılık uygulamaları ile kadın istihdamını sınırlamaktadır. Halkla ilişkiler sektöründeki meslekleşme problemleri, cinsiyetçi toplumsal yapı ve örgüt kültürüyle birlikte sektörde varolan ayrımcı uygulamaların nedenlerini oluşturmaktadır. Sektörde gözlenen ayrımcı uygulamalar, diğer çalışma alanlarından farklı olarak, halkla ilişiler faaliyetlerinin kamu ve özel kesim uygulamalarında farklı biçimlerde görülmektedir. Kamu sektöründe genel eğilime paralel olarak, kadın oranları ve statülerinin düşük seviyelerde kalması biçiminde, özel sektörde ise, varolan kadın çoğunluğunun kadınlar aleyhine sonuçlar doğurması biçiminde ortaya çıkmaktadır. Araştırmanın temel bulgularından biri, geleneksel toplumsal yapıdan aile, eğitim sistemi ve kitle iletişim araçları aracılığı ile taşınan ataerkil ilişki biçimleri ve küreselleşmeyle ortaya çıkan tüketim kültürünün kesiştiği noktada kadınların halkla ilişkiler sektöründe ayrımcı uygulamalarla karşılaştıklarıdır. Aynı zamanda araştırma kapsamında yapılan alan çalışmasında kadınların, işe girişten, iş yaşamı boyunca yararlanılan olanaklara kadar pek çok alanda ayrımcı tutum ve davranışlara maruz kaldıkları ancak ayrımcılığı algılayış düzeylerinin düşük olduğu da saptanmıştır. Bu durum ataerkil anlayıştan kaynaklandığı gibi aynı zamanda ataerkil toplumsal normların derinleşmesini de sağlamaktadır.Mevcut durumun tespitine yönelik bu bilgiler, çözüm üretme yolunda katkı sağlayacaktır.