Medeni Usul Hukukunda delillerin tespiti
Özet
Delil tespiti, ispat açısından önemli olan delillerin veya mevcut bir durumun dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra tespiti ve böylece ispat değerinin korunması amacına yönelik geçici bir hukukÂή himaye tedbiridir. Geçici hukukÂή himaye tedbirlerinden olan ihtiyatÂή tedbir ve ihtiyatÂή haciz ile arasında, yönelmiş olduğu amaç ve sonuçlar bakımından farklılıklar bulunmaktadır. Delil tespiti dava niteliği taşımaz, dolayısıyla teknik anlamda tespit davası olarak nitelendirilemez. Delil tespiti ayrı bir dava olmadığından, tespit dosyası asıl dava dosyasının eki niteliğindedir. Bu nedenle delil tespiti giderleri asıl davanın yargılama giderlerine dahildir. Delil tespiti talebi bir taraf usul işlemi, delil tespiti kararı ise mahkeme usul işlemidir. Dava açılmadan önce delil tespiti en çabuk ve en az masrafla tespiti yapabilecek ve davanın esası bakımından görevli olan mahkemeden istenir. Dava açıldıktan sonra ise ancak davanın esası bakımından görevli olan mahkemeden talep edilebilir. Kanunda tespiti istenecek deliller bakımından ayrım yapılmamıştır. Delil tespiti talebinde bulunabilmek için belirli koşulların varlığı gerekmektedir. Delil tespitine karar vermek konusunda takdir yetkisi bulunan hÂ΢kim, şartları inceleyerek karar verecektir. Burada tam ispat yerine yaklaşık ispat yeterli görülmektedir. Delil tespitine ilişkin hükümler, Danıştay, idare ve vergi mahkemelerinde açılmış veya açılacak olan davalar hakkında da geçerli olup, ceza davalarında uygulanmaz.