GSTT-1 ve GSTM-1 gen delesyonlarının mide adenokarsinomu gelişimi riski üzerine etkisi
Göster/ Aç
Yazar
AKGÜL, Hikmet (Tez Danışmanı)
BÜK, Ömer Faruk (Yazar)
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Mide kanseri tüm dünyada en sık görülen 4. kanserdir. Düşük 5 yıl survi göz önüne alındığında tespiti ve risk faktörlerinin kontrolü en etkin korunma yöntemi olmaktadır. Mide kanserinin gelişiminin hem çevresel, hem de genetik faktörlerin kompleks bir ilişkisinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Değişik genlerin spesifik varyant alellerine bağlı genetik yatkınlık çevresel maruziyetin etkisini modifiye edebilmektedir. Özellikle mide kanserine yatkınlığın bir kısmının prokarsinojenlerin biyoaktivasyonları ve karsinojenlerin detoksifikasyonunda kullanılan düşük penetranslı metabolik genlerdeki kalıtsal polimorfizimlerden kaynaklanması olasıdır. Bunlar arasında en çok çalışılan gen Glutation S transferaz (GSTM1 ve GSTT1) null alelleridir.Materyal ve metod: Bu çalışmada, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniğine Mide Adenokanseri tanısı ile ameliyat edilmek üzere yatırılan 61 hasta vaka gurubu olarak ve yine Fakültemiz Genel Cerrahi Kliniği endoskopi ünitesine üst Gastrointestinal sistem endoskopisi yaptırmak için başvuran 61 hasta kontrol gurubu olarak, toplamda 122 hasta alındı. Vaka ve kontrol grubu hastalarına çalışmanın amacı ve içeriğini anlatan aydınlatılmış onam formları imzalatıldı. Çalışmayı kabul eden her hastaya anket formu doldurtuldu.Vaka ve kontrol grubuna ait parafin doku örnekelerinden sıvı DNA izole edildi. Sıvı formdaki bu DNA'lardan PCR yapılarak GSTT1 ve GSTM1 gen delesyonu durumuna bakıldı.Sonuçlar: Vaka grubunda tümöral ve normal dokuların GSTT1 ve GSTM1 gen delesyonu durumuna göre karşılaştırılmasında, delesyon durumunun kişisel alışkanlıklar ile ilişkisinde anlamlı bir fark ortaya çıkmadı. Vaka grubu tümöral ve normal dokularının GSTT1 ve GSTM1 gen delesyonu durumu ile kontrol grubu GSTT1 ve GSTM1 gen delesyonu durumu arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmadı. Kontrol grubu delesyon durumunun kişisel alışkanlıklar ile ilişkisinde anlamlı bir fark ortaya çıkmadı.Vaka gurubunda kahve içiminin (22 hasta sık içiyor %36,1) kontrol grubuna göre (9 hasta sık içiyor %14,8) anlamlı ölçüde fazla olduğu saptnadı(p=0,001<0,01). Vaka ve kontrol grubunun cinsiyet durumuna göre karşılaştırılmasında anlamlı bir fark saptandı. Vaka grubunda hastaların %68,9'u erkek, kontrol grubunda hastaların %59'u kadın idi. Vaka ve kontrol grubunun yaş durumuna göre karşılaştırılmasında anlamlı bir fark saptandı. Vaka grubunda hastaların ortalama yaşı 60.46, kontrol grubu hastalarının ortalama yaşı 41,79 olaral saptandı. Ancak yaş ve cinsiyet ile ilgili sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Vaka ve kontrol grubunun kahve içimi durumuna göre karşılaştırılmasında vaka gurubunda kahve içiminin kontrol gurubuna göre anlamlı ölçüde fazla olduğu saptandı (p=0,001<0,01)(111).Tartışma: Bu çalışmada GSTT1 gen delesyonu ya da GSTM1 gen delesyonu ile Mide kanseri arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. GST gen delesyonu ile ilgili şu ana dek yapılan çalışmaların çoğunda genetik analizler periferik kan örneklerinde yapılmıştır. Biz çalışmamızda mide dokusundan analiz yaparak, benzer çalışmalarla olan sonuç farklılıklarının ortaya koymayı amaçladık. Geçmişteki çalışma gruplarının çevresel faktörler açısından net ayrılmadığı ve genetik faktörlerin, çevresel faktörlerle birleştiğinde mide kanseri riskini ne denli etkilediği belirtilmemiş ve bu durum, bu çalışmaların majör eksiklikleri olarak gösterilmiştir. Biz bu çalışmada genetik polimorfizmin yanı sıra yaşam tarzı, beslenme, sigara içimi gibi faktörleri de analize dâhil ederek kanser gelişim riski açısından polimorfizime olan katkısını değerlendirdik. AbstractGastric cancer is the 4th most frequent cancer in the world. Because of low 5-year survival rates, early diagnosis and avoiding the risk factors are the most important. It is accepted that development of gastric cancer is affected by complex relationship of both environmental and genetic factors. Genetic predisposition according to the variant alleles of different genes may modify the environmental effects. Especially a part of predisposition to gastric cancer is possible to result from hereditary polymorphism in methabolic genes with low penetrance which play act in activation of procarcinogens and detoxification of carcinogens. The most studied genes related with gastric cancer are Gluthation S Transferase(GSTM1 ve GSTT1) null alleles.Material and Method: In this study, 61 patients who had been diagnosed with gastric adenocancer(case group) and 61 patients who had no complaints but were referred to our endoscopy unit for routine examination(control group) were evaluated. All patients signed informed consent forms. A questionnaire was prepared and all patients completed this questionnaire. Liquid DNA were isolated from paraffin blocks of the control and case groups. GSTT1 and GSTM1 gene deletions were researched in liquid DNA which amplified by PCR method.Results: When the tumoral and normal tissue samples of the case group were compared according to the GSTT1 and GSTM1 gene deletions, there was not any significant difference found between deletion status and personal habitations. There fore, we also found same results in control group. There was no statistically significant difference according to gene deletions between two groups (p : ). The male ratios in case and control groups were 68,9% and 41% respectively. Mean age of the patients in case and control groups were 60.46 and 41.79 respectively. The rate of cofee drinking habbit of the control group was higher than the rate of the case group.Discussion: In this study there was not any statistically significant correlation found between gastric cancer and GSTT1 /GSTM1 gene deletions. Until today all studies include GST gene deletions in literature were performed with peripheral blood samples. We utilized tumoral and normal tissue samples for this reason and compared our results versus literature results. Most of the studies in literature didn?t clearly specify and analyze the effects of the enviromental factors on gastric cancer. So there was major deficiency in literature. We evaluated the effects of not only genetic polymorphism but also lifestyle, nutrition, smoking habitations on gastric cancer.