Cilt:59 Sayı:01 (2019)
http://hdl.handle.net/20.500.12575/77089
2024-03-29T11:06:12ZAnne ve babaların ortak ebeveynlik davranış ve algılarının romantik bağlanma ile ilişkisi
http://hdl.handle.net/20.500.12575/77129
Anne ve babaların ortak ebeveynlik davranış ve algılarının romantik bağlanma ile ilişkisi
Sümer, Nebi
Ortak ebeveynlik, anne ve babaların çocuk yetiştirmeyle ilgili sorumlulukları paylaşmaları, birbirlerini desteklemeleri ve aile içindeki dinamikleri birlikte yönetmeleri olarak tanımlanır (McHale, “Coparenting and Triadic…” 985). Mevcut çalışmada, gözlemlenen ve algılanan ortak ebeveynliğin, bağlanma kaygısı ve bağlanma kaçınması olarak iki boyutta ölçülen romantik bağlanma ile ilişkisi incelenmiştir. Çalışmaya üç aylık bebek (Ort. = 103.78 günlük) sahibi 45 anne-baba bebekleriyle birlikte katılmıştır. Ev ziyaretleri yapılarak ve Lozan Üçlü Oyun Paradigması (Fivaz-Depeursing ve Corboz- Warnery 1) kullanılarak, anne-babalardan bebekleriyle 10'ar dakikalık yarıyapılandırılmış etkileşimlerde bulunmaları istenmiş ve etkileşimler videoya kaydedilmiştir. Kaydedilen ortak ebeveynlik davranışları, “Ortak Ebeveynlik ve Aile Değerlendirme Sistemi” (McHale ve diğerleri, “The Transition to Coparenthood…” 711) kullanılarak araştırmacılar tarafından kodlanmıştır. Algılanan ortak ebeveynlik ve romantik bağlanma değişkenleri, sırasıyla “Ebeveynlik İşbirliği Ölçeği” (Abidin ve Brunner 31) ve “Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-II” (Fraley, Waller ve Brennan 350) ölçekleri ile öz bildirim yöntemiyle değerlendirilmiştir. Bulgular, hem gözlemlenen hem de algılanan olumlu ortak ebeveynliğin, romantik bağlanma boyutları ile olumsuz yönde ilişkili olduğunu göstermiştir. Bağlanma kaygısı ve kaçınması yükseldikçe anne ve babaların bebekleriyle birlikte etkileşimde bulunurken daha az işbirliği gösterdikleri gözlemlenmiştir. Algılanan ortak ebeveynlik ise, hem anneler hem de babalar için sadece bağlanma kaçınması ile (kaygısı ile değil) ilişkili bulunmuş, bu bulgu da ilişkisel Türkiye kültüründe bağlanma kaygısının görece daha işlevsel olduğunu gösteren diğer çalışmaları desteklemiştir.
2019-01-01T00:00:00ZKızılırmak kavsinin güneyinde yeni bir ölü gömme geleneği: Kültepe inler dağı extramural mezarlığı
http://hdl.handle.net/20.500.12575/77128
Kızılırmak kavsinin güneyinde yeni bir ölü gömme geleneği: Kültepe inler dağı extramural mezarlığı
Kulakoğlu, Fikri
Kültepe'de 70 yıldır sürdürülen kazılar Anadolu'nun Erken Tunç Çağı'ndaki kültür ve ticareti hakkında büyük ölçüde hayati bilgiler sunarsa da, özellikle Erken Tunç Çağı'nın ölü gömme gelenekleri hakkında çok az bilgi elde edilmiştir. Erken Tunç Çağı evlerinin tabanları altında basit toprak mezarların yanısıra hem taş sanduka hem de küp mezarlar kaydedilmiştir. Buna karşın, civarda herhangi bir yerleşim dışı mezarlık tespit edilememiştir. Esasen, önceleri Kültepe'nin içinde bulunduğu Kızılırmak yayının güneyindeki alanda yerleşim dışında ölü gömme geleneğinin olmadığı farzedilmekteydi. 2014 yılında, Kültepe'nin 2 km güneydoğusundaki İnler Dağı civarında kaçak kazılar tespit edildi. İnler Dağı sırtlarındaki 100 metrelik bir alanda yüzeye saçılmış kap parçalarından ve kaçak kazı çukurlarından, burada çok sayıda küp mezarın kazıldığı ve yağmalandığı anlaşıldı. Bakanlıktan alınan izinler sonrasında 2014 Kasım ayında hemen kazılara başlanmış ve bu kazılar 3 sezon boyunca sürdürülmüştür. 2014-2016 yılları arasında sürdürülen kazılarda çoğu tahrip edilmiş veya aşınmış toplam 67 mezar kazılmıştır. İnler Dağı Mezarlığı'nın keşfi, yerleşim alanı dışındaki gömü ve ölü gömme geleneklerinin incelenmesi için çığır açıcıdır. İlk inceleme sırasında görüldüğü gibi, mezarlık muhtemelen İnler Dağı ile sınırlı değildir. Yaklaşık 500 metre batıda, kaçak kazı izleri ve mezar küpü parçaları bulundu ki bunlar da çok daha geniş bir alanı kapsayan bir mezarlığa işaret etmektedir.
2019-01-01T00:00:00ZGeç çocukluk dönemi anadili ediniminde taksonomik ulamlaştırma becerileri
http://hdl.handle.net/20.500.12575/77127
Geç çocukluk dönemi anadili ediniminde taksonomik ulamlaştırma becerileri
Önal, Özay
Dilin ve kültürün en temel unsurlarından olan “ulamsal sistem”, insan zihninin ulamlaştırma yetisinin bir ürünüdür. Ulamlar, ulamsal sistem içinde çeşitli ilişki biçimleri sergileyerek yer alırlar. Söz konusu ilişki biçimleri genel hatlarıyla “tematik” ve “taksonomik ilişkiler” olarak sınıflandırılabilir. Tematik ilişkiler, ulamlar arasındaki çağrışımsal, işlevsel, biçimsel görünümsel, yapısal ve benzeri ilişkileri kapsar (örn. tabak ile seramik, mutfak, çatal, çorba arasındaki ilişki). Ulamlar birbirleriyle anlamsal içerme veya kapsama ilişkisi üzerinden de ilişkiler kurarlar ki, bu tip ilişkiler, “Taşıt>Araba>Spor araba” örneğinde olduğu gibi “taksonomik ilişkiler” olarak adlandırılır. Taksonomiler bilginin bu ilişki çerçevesinde organize edildiği zihinsel yapılar olarak karşımıza çıkar. Bir taksonomi ÜST, TEMEL ve ALT düzey olmak üzere üç anlamsal düzeyden (katmandan) oluşur. ÜST düzey en genel ve kapsayıcı; TEMEL düzey orta genellikte, en kullanışlı ve en kolay anlaşılabilir; ALT düzey ise en detaylı anlam içeren düzeydir. Bu araştırmada, taksonomik organizasyon yapabilme becerisinin gelişimsel açıdan incelenmesi amacıyla 2, 4, 6. ve 8.sınıf öğrencilerine, birbiriyle bağlantılı üç test uygulanmıştır. Katılımcılardan, “Mobilya>____>____ “ gibi yarı yapılandırılmış taksonomilerde verilen boşlukları uygun ulamlarla doldurup KABUL EDİLEBİLİR DİZİLİŞler (KED) oluşturmaları beklenmiştir. Sonuçlar, KED oluşturma becerisinin yaşla doğru orantılı olarak geliştiğini göstermiştir. KED oluşturamadıkları durumlarda, katılımcıların tematik ilişkilendirmelere başvurduğu gözlemlenmiştir. Diğer yandan, katılımcıların “tamlama” ve “bileşik sözcükler” arasında ayrım yapabilme becerisi, ALT düzey ulamlara ait sonuçlar açısından ilginç görünümler sunmuştur.
2019-01-01T00:00:00ZRaw materıal analyses of the lower paleolıthıc chıpped stone ındustry of karaın cave: prelımınary results
http://hdl.handle.net/20.500.12575/77126
Raw materıal analyses of the lower paleolıthıc chıpped stone ındustry of karaın cave: prelımınary results
Aydın, Yavuz
Bu çalışma, Türkiye'de bir Alt Paleolitik buluntu topluluğu üzerinde yapılan ilk hammadde analizlerinin sonuçlarını sunmaktadır. Bu çalışma için, Anadolu'nun en önemli Paleolitik yerleşimlerinden bir tanesi olan Karain Mağarası'nın Alt Paleolitik seviyelerinden elde edilen 53 adet arkeolojik buluntuya ait karakteristik örnek ile Karain çevresindeki hammadde kaynaklarından toplanmış olan 26 adet radyolarit blok kullanılmıştır. Çalışmanın amacı, Karain Mağarası'nda iskan etmiş olan Alt Paleolitik avcı-toplayıcı grupların yontmataş endüstrinin üretimi için kullanmış oldukları hammadde türlerini belirlemek ve potansiyel hammadde kaynakları ile ilgili ilk fikirleri elde etmekti. Hammadde karakterizasyonu ve köken çalışmaları için stereo-mikroskop analizlerini içeren petrografik yöntemler kullanılmıştır. İlk sonuçlar, Karain Mağarası Alt Paleolitik sakinlerinin yontmataş hammadde temini için çeşitli kaynaklardan faydalandığını göstermektedir. Beklenmeyen bir sonuç olarak, yerleşime yaklaşık 10 km uzaklıkta yer alan Burhan Nehri'nin ana hammadde kaynağı olarak kullanılmış olabileceği görülmüştür. Başlangıçta mantıksız gibi görünen bu tercih, erişilebilirlik ve hammadde bolluğu gibi diğer kaynaklara nazaran daha uygun olan şartların varlığıyla açıklanabilir.
2019-01-01T00:00:00Z