02-DOKTORA TEZLERİ
http://hdl.handle.net/20.500.12575/27627
2024-03-29T10:01:16ZKolorektal kanserli hastalara bakım veren aile üyelerine uygulanan eğitimin bakım vermeye yönelik tepkileri ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına etkisi
http://hdl.handle.net/20.500.12575/90655
Kolorektal kanserli hastalara bakım veren aile üyelerine uygulanan eğitimin bakım vermeye yönelik tepkileri ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına etkisi
Akpınar, Nilay Bektaş
Araştırma kolorektal kanserli hastalara bakım veren aile üyelerine uygulanan eğitimin bakım vermeye yönelik tepkileri ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına etkisini değerlendirmek amacıyla ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel araştırma olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi, Cebeci Hastanesi ve Numune Hastanesi onkoloji servisi ve ayaktan kemoterapi ünitelerine ilk kez kemoterapi almaya gelen kolorektal kanserli hastalara primer bakım veren ve araştırmaya katılmayı kabul eden, çalışmaya dahil edilme kriterlerini sağlayan (yaş ve eğitim düzeyi eşleştirilerek) 100 bakım verici oluşturmuştur. Araştırmanın yapılabilmesi için etik kurul, kurum izni ve aile üyelerinden yazılı onam alınmıştır. Araştırmanın verileri ''Sosyo-Demografik Özellikler Veri Toplama Formu'', ''Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II'' ve ''Bakım Verici Tepki Değerlendirme Ölçeği'' kullanılarak toplanmıştır. Müdahale ve kontrol grubuna ilk görüşmede ön test uygulanmıştır. Ön görüşme sonrası müdahale grubuna üç kere yüz yüze bireysel, ortalama 45-60 dakikalık eğitim ve telefonla danışmanlık uygulanmıştır. Üçüncü eğitimin bitiminden hemen sonra müdahale ve kontrol grubundaki bakım vericilere son test uygulanmıştır. Müdahale grubuna uygulanan eğitim ve telefonla danışmanlık sonrası bu grubun SYBDÖ II fiziksel alt boyut hariç diğer alt boyut puan ortalamalarının arttığı (p<0,05); BVTDÖ ve öz değer alt boyut puanının azaldığı, BVTDÖ 'nin diğer alt alt boyut puan ortalamalarının minimal düzeyde arttığı fakat bu artışın istatiksel olarak önemli olmadığı saptanmıştır (p>0,05). Kontrol grubu son test sonrası SYBDÖ II ve alt boyut puan ortalamalarının istatistiksel olarak önemli bir fark olmadığı (p>0,05); BVTDÖ öz değer alt boyutu hariç diğer tüm alt boyut puan ortalamalarının arttığı ve aradaki farkın istatiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır (p<0,05). Araştırma sonucunda KRK hastaya bakım veren aile üyelerine uygulanan eğitimin aile üyelerinin bakım vermeye yönelik olumsuz tepkilerini azalttığı ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. Anahtar Sözcükler: Aile Üyesi, Bakım Tepkisi, Bakım Verici, Eğitim Programı, Kolorektal Kanser
2020-01-01T00:00:00ZTaksan alan meme kanserli hastalarda gelişen periferal nöropati ve bulantı kusmaya refleksolojinin etkisinin belirlenmesi: Randomize kontrollü çalışma
http://hdl.handle.net/20.500.12575/90653
Taksan alan meme kanserli hastalarda gelişen periferal nöropati ve bulantı kusmaya refleksolojinin etkisinin belirlenmesi: Randomize kontrollü çalışma
Şimşek, Neriman Yükseltürk
Bu araştırma kemoterapiye bağlı periferal nöropati ve bulantı-kusma gelişen hastalarda refleksolojinin nöropati ve bulantı kusmaya etkisini değerlendirmek amacıyla randomize kontrollü çalışma olarak yapıldı. Araştırma 28 Haziran -20 Aralık 2019 tarihleri arasında Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Gündüz Kemoterapi Ünitesi'nde yürütüldü. Araştırmanın örneklemini blok randomizasyonla seçilmiş 29 müdahale ve 29 kontrol olmak üzere toplam 58 hasta oluşturdu. Verilerin toplanmasında, Hasta Tanıtım Formu, Periferal Nöropati Değerlendirme Formu, Rhodes bulantı-kusma ve öğürme indeksi, Spielberg Durumluluk / Sürekli Kaygı Envanteri ve yaşam bulguları izlem formu kullanıldı. Müdahale grubundaki hastalara haftada bir kez olmak üzere toplam altı seans refleksoloji uygulandı. Kontrol grubundaki hastalara ise rutin bakım dışında herhangi bir uygulama yapılmadı. Verilerin değerlendirilmesinde; sayı, yüzde, ki-kare, bağımlı gruplarda t test, bağımsız gruplarda t test ve tekrarlı ölçümlerde tek yönlü ANOVA testi kullanıldı. Araştırmada, müdahale grubundaki hastaların başlangıç ve diğer haftalardaki nöropati semptom puan ortalamları arasında fark bulunmazken kontrol grubundaki hastaların semptomlarında anlamlı düzeyde artış belirlendi (p<0,05). Refleksolojinin bulantı ve kusmaya etkisi değerlendirildiğinde; her iki grupta da bulantı, kusma ve öğürme deneyimi, oluşumu ve sıkıntı puan ortalamalarının başlangıç ölçümüne göre düşük olmasına rağmen gruplar arasında fark olmadığı saptandı (p>0,05). Araştırma bulgularına göre müdahale grubunda durumluk ve sürekli kaygı puan ortalamalarının kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde azaldığı belirlendi (p<0,05). Yaşam bulgularının ön test son test karşılaştırılmasında; müdahale grubunda nabız hızı, solunum hızı, sistolik ve diastolik kan basıncında düşme görüldü (p<0,05). Araştırma sonucunda refleksolojinin taksan alan meme kanserli hastalarda gelişen bulantı ve kusmaya etkisi bulunmazken, kemoterapi ilişkili periferal nöropati semptomlarını hafiflettiği, anksiyeteyi azalttığı ve yaşam bulgularını olumlu yönde etkilediğini gösterdi. Anahtar Kelimeler: Bulantı ve Kusma, Kemoterapi, Periferal Nöropati, Randomize Kontrollü Çalışma, Refleksoloji
2020-01-01T00:00:00ZBeynin sayısal işlevleriyle ilgili yapısal ve işlevsel bağlantısallığının matematik öğrenme güçlüğünde (diskalkuli) incelenmesi
http://hdl.handle.net/20.500.12575/90651
Beynin sayısal işlevleriyle ilgili yapısal ve işlevsel bağlantısallığının matematik öğrenme güçlüğünde (diskalkuli) incelenmesi
Ayyıldız, Nazife
İnsan beyninde sayısal işlevlerden sorumlu ağların temel olarak fronto-paryetal ve aynı zamanda oksipito-temporal ağlar olduğu bilinmektedir. Bu ağlarda yer alacak yapısal ve/veya işlevsel bir bozukluk diskalkuli ile ilişkili olabilir. Diskalkuli, normal zekâ ve eğitim düzeyinde olsalar dahi bireylerin basit aritmetikte bile güçlük çekmesi ile sonuçlanan matematiğe özgü bir nörogelişimsel bozukluktur. Prevalansı % 3-8 arası değişen diskalkuliye sahip olan bireyler için sayısal güçlükler genellikle çocukluktan yetişkinliğe devam eder. Buna rağmen, diskalkulinin temelindeki nörobiyolojik mekanizmalar tam olarak anlaşılmış değildir. Bu tez çalışmasının amacı, diskalkuli ve sağlıklı kontrolleri arasındaki olası yapısal ve işlevsel beyin bağlantısallığı farklılıklarını incelemektir. Bu kapsamda 2058 ilkokul öğrencisi önce matematik testleri ile taranmış ve nöropsikiyatrik değerlendirmelerden sonra eş bozukluk içermeyen saf diskalkuli ve yaş, zekâ ve cinsiyete göre eşleştirilmiş kontrollerinin bulunduğu örneklem elde edilmiştir. Çalışmanın örneklemini 12 saf diskalkuli (ortalama yaş = 11.2±0.7 yıl) olan ve 16 sağlıklı gelişen çocuklar (ortalama yaş = 11.2±0.6 yıl) oluşturmuş, yapısal bağlantısallık difüzyon tensör görüntüleme (DTG) ile; işlevsel bağlantısallık dinlenim durumu işlevsel manyetik rezonans görüntüleme (diMRG) ile değerlendirilmiştir. Beyin MR verileri 3T Siemens tarayıcı ile alınmıştır. Çalışmanın DTG kısmında ilk olarak beyaz madde mikro yapısı TBSS (tract-based spatial statistics) analizi ile değerlendirilmiştir. Daha sonra spesifik bölgelerde yolak uzunluğu ve olası bağlantısallık haritaları probabilistik traktografi ile değerlendirilmiştir. Tüm beyin düzeyinde, diskalkuli ve kontrol grupları arasında herhangi anlamlı mikro yapısal beyaz madde farklılığı bulunmamıştır. Tohum-tabanlı olası yapısal bağlantısallık haritaları gruplar arasında anlamlı farklılık göstermemiştir. Ancak, daha önce çocuklarda yapılan matematik yeteneklerle ilişkili çalışmalar sonucunda bulunmuş olan, ilgilenilen alan olarak seçilen yolaklarda gruplar arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Çalışmanın DTG kısmındaki temel bulgular, diskalkuli grubunun, sol superiyor longitudinal/arkuat fasikulus ve anteriyor talamik radyasyon yolaklarının daha düşük beyaz madde integritesine sahip ve daha kısa olduğunu göstermiştir. Bölgesel analizler, beynin sol hemisferindeki öğrenme, bellek ve dil işlevleri ile ilgili yolakların diskalkuli ile ilişkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın diMRG kısmında ise, fronto-paryetal ve olağan durum ağı bölgeleri tohum bölgeler olarak seçilmiş ve işlevsel bağlantısallığı incelemek üzere tohum-tabanlı analizler uygulanmıştır. İşlevsel bağlantısallık analizleri, kontrolleri ile karşılaştırıldığında diskalkuli grubunda özellikle fronto-paryetal ağ olmak üzere oksipito-paryetal ve paryeto-serebellar ağlarda daha düşük bağlantısallık göstermiştir. Hiper bağlantısallıktan ziyade daha düşük bağlantısallık bulgusu, diskalkulisi olan çocuklarda bozulmuş dinlenim durumu işlevsel bağlantısallığının bir sonucu olabilir. Diskalkulide daha düşük bağlantısallık, temel, sözel ve görsel sayı işlemede ve sayısal bilginin dikkate dayalı işlenmesinde bozulmalarla ilişkili olabilir. diMRG bulguları, diskalkulisi olan çocukların kontrollerinin yaptığı kadar yeterince dinlenim durumunda sayıları işlemede gereken enerji kaynaklarını ayıramadığını gösteriyor olabilir. Tüm bulgular birlikte yorumlandığında, saf diskalkulisi olan çocukların kontrolleri ile karşılaştırıldığında özellikle sol fronto-paryetal ağlarda bozulmuş yapısal ve işlevsel bağlantısallığa sahip oldukları sonucuna varılabilir.
2020-01-01T00:00:00ZDenetimli serbestlik hizmeti alan gençlerin ve hizmet sunan uzmanların denetimli serbestlik uygulamalarına ilişkin değerlendirmeleri
http://hdl.handle.net/20.500.12575/90648
Denetimli serbestlik hizmeti alan gençlerin ve hizmet sunan uzmanların denetimli serbestlik uygulamalarına ilişkin değerlendirmeleri
Eryalçın, Münevver
Bu araştırma ile çocuk yaşta suça sürüklenmiş ve denetimli serbestlik altında olan gençlerin ve denetimli serbestlik uzmanlarının denetimli serbestlik uygulamalarına ilişkin görüşlerinin incelenmesi ve denetimli serbestlik sisteminde kanıt temelli uygulama anlayışı ile etkili sosyal hizmet uygulamalarına ilişkin önerilerin ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Genç birey, aile, okul, yakın sosyal çevre, ceza adalet sistemi, denetimli serbestlik uzmanı ve içinde yer aldıkları denetimli serbestlik sistemlerine ilişkin değerlendirmelerde ekosistem, sosyal öğrenme, alt kültür ve sosyal süreç kuramlarından faydalanılmıştır. Nitel yöntem ile yapılan bu araştırmada denetimli serbestlik sistemine dahil olan genç sayısının en yoğun olduğu Ankara, İstanbul ve İzmir illerinde bulunan denetimli serbestlik müdürlüklerindeki çocuk yaşta suça sürüklenmiş 19-25 yaş aralığındaki toplam 30 genç ve bu müdürlüklerde görev yapan 20 denetimli serbestlik uzmanı ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Derinlemesine görüşmelerden elde edilen verilere göre denetimli serbestlik sistemi genel olarak gençlerin bazı temel psiko-sosyal ihtiyaçların karşılanmasını; bilişsel ve davranışsal farkındalık oluşturulmasını sağlayan ancak gençlerin hayatlarına tam olarak temas edemeyen bir sistem olarak değerlendirilmektedir. Denetimli serbestlik uzmanları dirençli ve zorlayıcı suç profili, profesyonel olmayan mesleki uygulama süreçleri, yoğun dosya yükü ve yeterli eğitsel ve kurumsal desteğin olmaması gibi nedenlerle tükenmişlik yaşamaktadır. Denetimli serbestlik sisteminde eğitim ve iyileştirme programlarının etkiliğinin ortaya koyulması ve kanıt temelli bir müdahale sistemin yürütülebilmesi ihtiyacının belirgin olduğu ancak buna ilişkin yeterli bir altyapı ve sistemin olmadığı görülmektedir. Bu bağlamda, denetimli serbestlik sisteminin değişim mekanizmalarından olan meslek elemanlarının ve genç bireylerin geribildirimleri, beklenti ve önerileri doğrultusunda birey, aile, eğitim, yakın sosyal çevre, ceza adalet sistemi, denetimli serbestlik sistemi ve kanıt temelli uygulama odağında çözüm önerileri sunulmuştur.
2020-01-01T00:00:00Z