Özcan, Hilal2022-10-132022-10-132021https://doi.org/10.33171/dtcfjournal.2021.61.1.5http://hdl.handle.net/20.500.12575/8460620. yüzyılın başında, Türk toplumun ana omurgasını oluşturan, Türk köylüsünün çözülmesi gereken öncelikli iki temel sorunundan birisi eğitim, diğeri de sağlıktı. Köylünün sorunlarına çözüm önerileri aslında, II. Meşrutiyet'in ilânı ile tartışılmaya başlanmıştı. Bu öneriler incelendiğinde, köylünün eğitiminin öncelikli bir sorun olarak ele alındığı ve çözüm olarak köye öğretmen gönderilmesi üzerinde durulduğu görülür. Köyün ve köylünün sağlık konusunda bilinçlendirilmesi ve bulaşıcı hastalıklardan korunması sorunlarını da köye gönderilen eğitimcilerin çözmesi kabul ediliyordu. Bu durum, şüphesiz başta doktor olmak üzere sağlık personelinin ve sağlık kurumlarının yetersiz olması ve eğitimcinin köye ve köylüye sağlık personelinden daha kolay ulaşabilecek olmasının bir sonucuydu. Millet Egemenliğine dayalı Büyük Millet Meclisinin (BMM) açılmasıyla yeni bir dönem başlamıştı ve ülke işgal altındaydı. Buna rağmen sağlık sorunlarının BMM'nin kurduğu ilk hükûmette sağlık ve sosyal yardım olarak bakanlık düzeyine çıkarılması önemliydi. Çünkü Osmanlı Devletinde sağlık sorunları, İçişleri Bakanlığı bünyesinde yönetiliyordu ve dünyada sadece birkaç ülke sağlık sorunlarını bakanlık düzeyine çıkarmıştı. Millî Mücadelenin zor şartlarında bile halkın ve köylünün sağlık sorunlarıyla sosyal devlet anlayışı kapsamında ilgilenen Atatürk, Cumhuriyetin ilânını beklemeden köylünün sağlık sorunlarını daha hızlı çözebilmek için bir yandan öğretmenlerden ve eğitimcilerden yararlanmayı diğer taraftan da nitelikli sağlık personeli yetiştirmeyi, aşı üretmeyi ve sağlık, sosyal yardım kurumları oluşturmayı gerekli gördü. Cumhuriyetin ilânıyla sağlık konusundaki çalışmalara hız verilerek sağlıklı bireylerin sağlıklı milleti oluşturması ilkesi kabul edildi. Atatürk'ün meclis açış konuşmalarında sağlık politikalarını belirlemekle kalmadığı, belirlenen programların yıllık takibini yaptığı gibi gelecek yılın hedeni açıkladığı görülür. Sağlık personelinin ve kurumlarının köylere ulaşması zaman ve sermayeye bağlıydı. Ancak bulaşıcı hastalıkların artarak devam etmesi nedeniyle köye ve köylüye bir an evvel ulaşabilmek için köy öğretmenleriyle eğitmenlerinden ve Türk Ocağı ile Halkevlerinden yararlanılmak gerekiyordu. Cumhuriyetin köye ve köylüye sağlık konusunda ulaşması gayretlerinin en çarpıcı örneklerinden birisini, köylü dostu hekim olarak da bilinen Millî Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip'in bakanlığı döneminde ikinci baskısını 10.000 adet yapan Köy Muallimlerile Sağlık Konuşmaları kitabı oluşturmaktadır. Bu çalışmada, yeni kurulan Cumhuriyetin köylüye yönelik sağlık politikasıyla, köylü dostu Dr. Reşit Galip ile köy öğretmen ve eğitmenleriyle Millet Mektepleri ve Halkevlerinin köye ve köylüye yönelik sağlık bilincini oluşturma çabaları ele alınacaktır.trAtatürkKöylüSağlıkATATÜRK DÖNEMİNDE KÖYLÜYÜ SAĞLIK KONUSUNDA BİLGİLENDİRME ÇALIŞMALARI VE DR. REŞİT GALİP'İN BU KONUDAKİ FAALİYETLERİArticle6111181462459-0150