Çeken, Mehmet Batuhan2022-09-212022-09-212021https://doi.org/10.35341/afet.1083657http://hdl.handle.net/20.500.12575/84097Osmanlı Devleti’nde 18. yüzyıl başlarında yangın söndürme hizmetlerinin “Tulumbacı Ocağı” adı altında teşkilatlanmasından önce mahalle ve lonca teşkilatları yangınla mücadelede önemli roller üstlenmişlerdir. Bilhassa Osmanlı klasik döneminde itfaiye hizmetlerinin yürütülmesi, bu tip mahalle yangın teşkilatlarının yangın esnasında bir araya gelerek yangına müdahale etmesiyle olmuştur. 1720’de Tulumbacı Ocağı’nın kurulması ve 1826’da lağvedilmesi arasında geçen 106 yıllık süreçte yangınla mücadelede tulumba modellerinin geliştirilmesi ve yangını söndürmede kullanılan personel sayısının arttırılması gibi olumlu gelişmeler olmuştur. 1826’da Tulumbacı Ocağı’nın kapatılması sonrası yangına müdahale konusunda çoğunlukla eskiye dönülmüştür. 1846’da Zaptiye Müşirliği, 1855’te Şehremaneti kurulunca yangın söndürme görevi, askerler yanında belediyelere verilmiştir. 1841 İzmir Yangını’nda mahalle tulumbacılarının söndürme faaliyetlerine ek olarak felaketin büyümesiyle bölgede bulunan halkın çoğu yangını söndürmek için çaba göstermiştir. Çalışmada 1841’de İzmir’de meydana gelen yangının yayılması, yangın sırasında ve sonrasında yaşanan gelişmeler üzerinde durulmuştur. Felaket sonrası afetzedelere yapılan yardımlar ve Osmanlı Devleti’nin yangın sonrasındaki tutumu çalışmanın odaklandığı başlıca noktaları oluşturmaktadır.trOsmanlıTanzimatAfet YönetimiAnkara ÜniversitesiArticle51