Alahmad,Alaa2024-10-082024-10-082024https://dspace.ankara.edu.tr/handle/20.500.12575/91531Çatışma veya zulüm koşullarından kaçan insanlar, genellikle ilk olarak kendi ülkelerinin diğer bölgelerinde güvenlik arayışına girerken, önemli bir grup komşu ülkelere, daha az sayıdaki insan da daha uzak ülkelere sığınmaktadır. Eğer zorunlu olarak yerinden edilen kimselerin geri dönüşü mümkün olmazsa ve bu insanlar sığındıkları bölgelerde yerleşik hale gelmeye başlarsa; köken ve hedef bölgeler arasında karmaşık ilişkiler gelişmektedir. Suriye iç savaşı sonrasında 2011’den itibaren Türkiye’ye zorunlu göç dalgaları yaşanmış, zamanla ülkeleriyle bağlantılarını ve bağlarını sürdürmeye çalışan mülteciler, ulusaşırı bir topluluk oluşturmaya ve aynı zamanda ev sahibi topluma uyum sağlamaya çalışmıştır. İşte bu yüzden bu doktora tezinde, Türkiye-Suriye sınırının iki tarafında yaşayan Suriyelilerin ulusaşırı faaliyetlerine ve zorunlu göçmenlerin entegrasyon süreçlerine odaklanılmaktadır. Bu tezde, Türkiye-Suriye sınırının iki yakasında bulunan Hatay ve İdlib vilayetlerindeki Suriyelilerin sınır ile olan ilişkileri ve ulusaşırı faaliyetleri ve aynı zamanda bunların mültecilerin entegrasyona etkisi araştırılmıştır. Araştırmada hermenötik bir anlayış ve etnografik bir desen ile nitel araştırma metodolojisi kullanılmıştır. Bu çerçevede araştırma sahasında uzun süre kalınarak katılımcı gözlemler ve yarı yapılandırılmış ve enformel görüşmeler yapılarak veriler toplanmış ve bunlar, betimsel ve içeriksel olarak analiz edilmiştir. Böylece bu tez araştırması ilk olarak, Türkiye ile Suriye sınırının tarihsel olarak işlevini araştırmayı; sınır çalışmaları ile ulusaşırıcılık çalışmaları arasında faydalı bir ilişki kurmayı amaçlamaktadır. Sınır kavramı ile göçmen ulusaşırıcılığının ruhunu, yani göçmenlerin sürekli olarak burası ile orası arasında olma, iki yer arasında sosyal-kültürel ve ekonomik köprüler inşa etme halini bir araya getirmek ve aynı zamanda da sınırın ötesinde kalanların sınır aşan faaliyetlerini açığa çıkarmak mümkün olabilir. İkinci olarak ise, Hatay'daki Suriyeli zorunlu göçmen ulusaşırı faaliyetlerinin, entegrasyonla ilişkisi, bu faaliyetlerin gerçekten mülteciler için bir başa çıkma ve hayatta kalma stratejisi olup olmadığı keşfedilmek istenmekte, mültecilerin şartlarını ön plana çıkaran farklı bir çerçeveden mülteci entegrasyonu ve ulusaşırıcılık literatürüne de katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Çalışmanın en temel argümanı sınır bölgelerinin, bu bölgelere özgü ekonomik faaliyet biçimlerine sahip olduğu ve bu faaliyetlere katılım biçimlerinin sosyal ve ekonomik yaşam dinamiklerini şekillendirdiği ve sınır ekonomisinin bu etkilerinin en açık biçimde köken ülke ve hedef ülke arasındaki ulusaşırı faaliyetleri ile mülteci entegrasyonu ilişkisinde 271 izlenebileceği olmuştur. Araştırmanın sonuçları, Suriyeli göçmenlerin Suriye ve diğer ülkelerdeki Suriyelilerle sürekli temas halinde oldukları için birçok ulusaşırı faaliyette bulunduklarını da göstermektedir. Araştırmanın bulgularına göre; bazı Suriyelilerde ulusaşırı faaliyete katılım entegrasyonu engellerken, bazılarında tam tersi bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Bununla birlikte, entegrasyon ve ulusaşırıcılığın etkileşimli olduğu ve çeşitli faktörlerin her iki süreci de etkilediği görülmektedir. Sonuç olarak iki süreç birbirini tamamlayıcı olduğu için entegrasyon ile ulusaşırıcılık arasında olumlu bir etkileşim olduğu sonucu ağır basmaktadır.trSınırlarUlusaşırıcılıkEntegrasyonSuriyelilerTürkiyeSINIRLAR, ULUSAŞIRICILIK VE ENTEGRASYON: TÜRKİYE İLE SURİYE SINIRININ İKİ YAKASINDAKİ (HATAY VE İDLİB'DEKİ) SURİYELİLERİN ULUSAŞIRI FAALİYETLERİThesis