Gökmen, M.ErtanDündar, A.Merthan2022-10-262022-10-262021http://hdl.handle.net/20.500.12575/84907Kore Cumhuriyeti’ni (Güney Kore) ilk ziyaretimizi, 2010 yılında gerçekleştirmiştik. Resmî bir görevle gittiğimiz Kore’de, dönemin Cumhurbaşkanı’nın misafiri olarak heyetimizle birlikte, başta Seul ve Pusan (Busan) olmak üzere bazı şehirleri ve büyük sanayi bölgelerini görme şansını yakalamıştık. Bir toplantı sonrası Seul sokaklarında dolaşırken, orta yaşlı Koreli bir beyefendinin yakamızda bulunan Türk bayrağı rozetine dikkatli bir şekilde bakarak bize doğru yaklaşmakta olduğunu gördük. İngilizce olarak, Türk olup olmadığımızı soran bu bey, Türk’üm cevabını verdiğimizde we are bloodbrothers (biz kan kardeşiyiz) diyerek boynumuza sarılmıştı. Rahmetli büyük amcamız, madalyalı Kore gazisi bir Türk subayı olduğundan (Albay Fahreddin DÜNDAR) bu sıcak selamlaşmadan çok duygulanmıştık. Takip eden günlerde, Türk olduğumuz öğrenildiğinde bir iki defa daha sıcak selamlaşmalarla karşılanmıştık. Özetlemek gerekirse, okuduğumuz kitaplar dışında kendi gözlerimizle gördüğümüz Kore ile ilgili ilk intibamız çok olumluydu. Gelişmiş bir ülke, planlı şehirler, güzel bir doğa, çalışkan, sıcakkanlı ve samimi bir halk. Diğer iki ziyaretlerimiz ise 2011 ve 2016 yıllarında, konuşmacı olarak akademik toplantılara davet edilmemiz suretiyle gerçekleşmişti. Kişisel gözlemlerden yola çıkarak Cumhuriyet Dönemi Türkiyesi’nde Kore algısı ve bilgisinin köklerinin, ağırlıklı olarak 1950-1953 yılları arasında meydana gelen ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin de katıldığı Kore Savaşı’na uzandığını söylemek mümkündür. Son on yıldır ise özellikle K-Pop (Korean Pop Music’in kısaltması) aracılığı ile gençlerin, Kore Dizileri ile de ev hanımlarının Kore’ye büyük sempati beslemeye başladıkları iddia edilebilir. Diğer yandan, federasyonun verdiği sayıya göre Türkiye’de yaklaşık 400.000 lisanslı sporcunun Kore’nin millî sporu olan Tekvando (Taekwondo) ile uğraştığını da göz önüne alırsak, ülkemizde ciddi sayıda Kore sempatizanı olduğunu düşünebiliriz. Ayrıca otomotiv sektöründe faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kore firmalarının, Türkiye’deki yatırımları ve ürettikleri kaliteli motorlu araçlar, ülkemizde Kore adının bir marka olarak öne çıkmasında önemli bir etkendir. Daha eskilere gidersek, Osmanlı Dönemi’nde de özellikle Kadı Abdürreşit İbrahim’in kaleme aldığı ve birden çok baskısı yapılmış olan, Âlemi-İslam ve Japonya’da İntişarı İslamiyet adlı kitabında Kore ile ilgili verdiği geniş malumat aracılığı ile Osmanlı aydınlarının da Kore hakkında bilgi sahibi olduğunu düşünmek mümkündür. Türkiye ve Kore ile arasındaki ekonomik, siyasi ve askerî ilişkilerde de yükselen bir ivme vardır. Diğer yandan Türkiye’de Koreaonoloji çalışmaları, Kore de ise Türkoloji çalışmaları artarak devam etmektedir. Birçok edebiyat eseri karşılıklı olarak Türkçeye ve Koreceye çevrilerek okuyuculara sunulmakta, Türkiye’deki Kore Kültür Merkezleri ile Kore’deki Yunus Emre Enstitüleri aracılıyla da çok sayıda Türk ve Koreli dil öğrenerek, birbirlerinin tarihi ve kültürü hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Ankara Üniversitesi Asya-Pasifik Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (APAM) olarak, ülkemizde hızla artmakta olan Kore ile ilgili literatüre katkı sağlamak amacıyla, Türkiye’nin en önde gelen Kore uzmanlarından olan, dostumuz ve meslektaşımız Sayın Prof. Dr. M. Ertan GÖKMEN Hoca ile irtibata geçip, 2017 yılında Dr. Pınar ALTUNDAĞ ile birlikte yayına hazırladıkları ve yine Ankara Üniversitesi Yayınları arasında yer alan Türkiye’de Kore Çalışmaları-I kitabının devamı niteliğindeki bu disiplinlerarası çalışmayı yayımlamaya karar verdik. Yayınımızın editörlüğünü yapmayı da kabul eden Sayın GÖKMEN’e ve bu uğraşımıza, değerli makaleleriyle katkı veren tüm yazarlarımıza müteşekkiriz. Ankara Üniversitesi Basımevi çalışanlarına ve APAM personeline de teşekkür eder, Merkezimizin yayınlarını her zaman destekleyen ve bizi teşvik eden Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Necdet ÜNÜVAR’a şükranlarımızı sunarız.trKore çalışmalarıTürkiye’de Kore Çalışmaları-IIBook