Arslan, RamazanTaştan, Asuman Zeynep2019-02-072019-02-072005http://hdl.handle.net/20.500.12575/28165Bilim ve teknolojinin geliştiği, hukuksal problemlerin artarak çeşitlendiği günümüz toplumunda, yargıya ve hakime büyük görevler düşmektedir. Bu ağır sorumluluğu yerine getiren hakimin, adaletin dağıtılmasında üstlendiği bu rol nedeniyle, bazı olmazsa olmaz niteliklere sahip olması istenir ve beklenir. Bu niteliklerin en önemlisi, kuşkusuz, tarafsızlıktır. Hakimin Tarafsızlığı kavramı, onun, yasama, yürütme, yargı organları ,medya, baskı grupları, siyasi partiler yada tek başına bireylerden gelecek olumsuz müdahale ve baskılardan yada kendi kişiliğinden, toplumsal değerlerinden ve önyargılarından kaynaklanan bazı faktörlerden etkilenmeden, yalnızca, hukuk ve kanuna göre karar vermesini ifade eder. Hakimin tarafsızlığının sağlanması için tüm bu iç ve dış kaynaklı faktörlerin bertaraf edilmesi gerekir. Hakimin tarafsızlığının, konumsal (dışsal) ve içsel olmak üzere iki görünümü vardır. Konumsal tarafsızlık, hakimin vermiş olduğu kararın, dışarıdan gelebilecek hiçbir etki ve müdahale olmadan karar verildiğine ilişkin dış algı ve görünümünü, içsel tarafsızlık ise, hakimin kararını verirken, kendi kişiliğinden, değer yargılarından, düşünce ve inançlarından etkilenmeden ve bireysel menfaatlerini gözetmeden karara ulaşmasını ifade eder. Hakimin statüsüne ilişkin, anayasal ve yasal güvenceler ile dış etkileri engellemeye yönelik önlemler, konumsal tarafsızlığın sağlanmasında etkili olur. İçsel tarafsızlığın sağlanmasında ise, hakimin eğitilmesi, sosyal ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi büyük rol oynar. Ayrıca, yasalarca kabul edilen, hakimin davadan reddi ve yasaklanması kurumu, tarafsızlığın sağlanmasına hizmet eder.trHÂKİMİN TARAFSIZLIĞImasterThesis