Öcal, Yaşar2021-01-152021-01-152018http://hdl.handle.net/20.500.12575/72674Ülkelerin gelişmişlik ve refah seviyelerini etkileyen önemli unsurlardan olan değerli madenler, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren, hem sivil ve askeri alanın hem de hazinenin önemli gelir kaynaklarından kabul edilmiştir. Balkanlarda topraklarına kattığı ilk yerlerin maden bölgeleri olmasına özen gösteren Osmanlı, klasik dönemde madencilik alanında yürüttüğü bilinçli politikalar sayesinde, maden işletmelerinden oldukça verim almıştır. 17. yüzyılın sonlarından itibaren özellikle dış gelişmelerin etkisiyle eski önemini kaybetmeye başlayan maden işletmeleri ilerleyen dönemlerde, yaşanan sosyal ve iktisadi buhranlar neticesinde zarar etmiş, işletmelerin bir kısmı kapanmıştır. Sektörde yaşanan, Batı kaynaklı teknolojik gelişmeleri yakından takip edemeyen Osmanlı, 19. yüzyıl başlarında yaşanan savaşlar ve isyan hareketleri sonucunda önemli maden bölgelerini de kaybetmiştir. Bu dönemde maden mevzuatının sektördeki sorunlara cevap verememesi neticesinde Avrupa maden mevzuatının Osmanlı Devleti’ne uyarlanması da sorunları çözememiş, tam tersine Avrupa lehine yapılan bu düzenlemeler sektörün dışa bağımlı olmasına sebep olmuştur. Tanzimat’tan sonraki süreçte, savaşlar ile ekonomik yokluklar yüzünden işletmelere yatırım yapacak yerli sermayenin yetersizliği ve Avrupa sermayesinin Osmanlı Devleti’ne girişini kolaylaştırıcı yasal değişikliklerle sektörde devlet işletmeciliği yerini özel teşebbüse bırakmaya başlamıştır. Bu defa da yasal boşluklardan yararlanan kişiler, ellerindeki imtiyaz haklarını başkalarına devrederek bunun ticaretini yapmaya başlamışlardır. Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda birçok sorunla boğuşan madencilik sektöründe bazı düzenlemeler ve ıslah faaliyetlerinde bulunsa da, bu durum sorunları çözmeye yetmemiştir.trOsmanlı DevletiOsmanlı Madencilik SektörüMaden-i Hümayun19. Yüzyılda Osmanlı Madencilik Sektörünün SorunlarıThe Problems of the Ottoman Mining Sector in 19th CenturyArticle44189220