Çeribaş, Volkan2023-01-062023-01-062022http://hdl.handle.net/20.500.12575/86884Osmanlı İmparatorluğu her uzun ömürlü devlet gibi çeşitli dönemlerde kurumsal ve yönetimsel bağlamda değişimler yaşamıştır. Bu değişimlerden belki de en çarpıcısı 17.yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Klasik Dönemde iktidarı tekelinde bulunduran padişah, 17. yüzyılda iktidarın sadece bir parçası hâline gelmiştir. Önceden iktidarın vekili konumunda olan sadrazamlar, bu dönemde iktidara ortak olabilmek için savaşmak zorundalardır. Padişaha hiç olmadığı kadar yakın olan saray efradı ise iktidarın sürpriz ortakları olarak yeni düzenin güçlü aktörleri olmuşlardır. Çalışmamız Sultan İbrahim döneminin sadrazamları olan Kemankeş Kara Mustafa Paşa ve Hezarpâre Ahmed Paşa’nın iktidar anlayışlarına ve iktidarları için verdikleri/vermedikleri mücadelelere odaklanmıştır. Sultan İbrahim ruhi bunalımlarının esiri durumundadır. İktidarını adeta saray halkı arasında pay etmiştir. Vekil-i mutlak olan veziriazamın böyle bir ortamda nasıl davrandığı devlet için hayati önem taşımaktadır. Aslında önünde sadece iki seçenek vardır; tam anlamıyla iktidara sahip olmak için mücadele etmek ya da iktidarda kalabilmek için diğer güç odaklarına boyun eğmek.trSadrazamHezarpare Ahmed PaşaKemankeş Kara Mustafa PaşaSULTAN İBRAHİM DÖNEMİNDE SADARETİN İKİ FARKLI YÜZÜ: KEMANKEŞ KARA MUSTAFA PAŞA VE HEZARPÂRE AHMED PAŞAArticle