Körük, Türker2022-10-132022-10-132022https://doi.org/10.33613/antropolojidergisi.1059439http://hdl.handle.net/20.500.12575/8459820. ve 21. yüzyılın önemli sorunlarından ve kavramlarından olan göç, birçok sanatçının ve edebiyatçının başka ülkelere göç etmesi, iltica etmesi ya da bilinçli olarak yerleşmesiyle sosyolojik bir konu olmaktan çıkıp sanatsal bir konu haline de dönüşmüştür. Sanatın “kendi toprağını” terk etmesiyle birçok sanatçı kendi ülkelerinin özlemi çekmiş ve eserlerinde bu özlemi yaşatmaya-yansıtmaya çalışmışlardır. Çalışmanın amacı, Theodoros Angelopoulos’un Kitera’ya Yolculuk filmi üzerinden göç kavramının nostalji olgusunu nasıl ortaya çıkardığını incelemektir. Yunanistan’da kendini bir yabancı, bir göçmen gibi hissettiğini söyleyen yönetmen, tüm filmlerinde bunu ele almaya çalışmış ve Yunanistan’ın yakın geçmişiyle kendi hayatını ilişkilendirerek, epik bir sinema dili oluşturmuştur. Çalışmada kullanacağımız yöntem gömülü teori, farklı dallardan çeşitli düşünürleri bu konuyla ilişkilendirmemiz için uygun bir yöntemdir. Teori, göç ve nostalji ile ilgili belirli düşünceler yerine özgün şeyler söyleyebilmek ve bunları özgür bir yaklaşımla inceleyebilmek için seçilmiş amaçlı bir yöntemdir. Kitera’ya Yolculuk, siyasi bir suçlu olarak kaçtığı Sovyetler Birliği’nden otuz iki yıl sonra geri dönen Spyros’un (geri dönüş) göç durumunu işler. Anavatana yabancı olmak, aileye yabancı olmak ve geçmişe tutunmak durumlarının modern bir Odysseia Destanı olarak sunulduğu film, nostalji ve göç izleğinde ele alınacak, göçün sadece dışsal bir yolculuk değil, belleksel ve içsel bir yolculuk olarak ortaya nasıl konulduğu gösterilecektir.entheodoros angelopouloskitera'ya yolculukgöçKitera’ya yolculuk: Göç ve nostaljiArticle4389960378-2891