Çelik, Yiğit2022-10-242022-10-242022https://doi.org/10.33629/auhfd.1037025http://hdl.handle.net/20.500.12575/847881.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK ile kefalet sözleşmesinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu kapsamda yapılan değişikliklerden biri, kanun koyucunun 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda yer vermediği bir kurum olan kefaletten dönmedir. Türk Borçlar Kanunu m. 599’da düzenlenen ilgili hükme göre, gelecekte doğacak bir borca kefil olunduğu takdirde, borcun doğmamış olması ve belirli bazı şartların gerçekleşmesiyle birlikte kefil, kefalet sözleşmesini tek taraflı olarak sona erdirebilir. Kefaletten dönme kurumu, özellikle kredi açma sözleşmeleri bakımından önem arz eder. Zira bankalar, müşterileri ile kredi açma sözleşmesi akdetmeden önce birtakım teminatlar talep etmektedirler. Bu durumda şahsi nitelikte bir teminat olan “kefalet sözleşmesi” ile kredi açma sözleşmesine güvence sağlanması olası bir durumdur. Çalışmamız kapsamında, kredi açma sözleşmesine ilişkin verilen kefaletten dönme hakkı ve dönmenin hukuki sonuçları incelenmiştir.trKrediKredi Açma SözleşmesiKefaletten DönmeKREDİ AÇMA SÖZLEŞMESİNE İLİŞKİN KEFALETTEN DÖNME VE DÖNMENİN HUKUKİ SONUÇLARIArticle