Sancar, MithatÇankaya, Hürol2019-02-0820092019-02-082009http://hdl.handle.net/20.500.12575/37408Geçen yüzyıldan miras kalan biyoteknoloji, yüzyılın başında İnsan Genomu Projesi'nin de tamamlanmasıyla birlikte yepyeni bir çağa girmiş ve tarımdan sağlığa kadar birçok alanda insanlık lehine büyük beklentiler yaratmıştır. Ancak, başta küresel iklim değişikliği olmak üzere, güncel ekolojik tehlikeler ve genel anlamda bilime ve teknolojiye duyulan güvensizlik de göz önüne alındığında, genetik mühendisliği, umut verdiği kadar bünyesinde yer alan bilime özgü bazı belirsizlikler nedeniyle, endişe kaynağı da olabilmektedir. Sadece bilimsel anlamda değil, bir popüler kültür ürünü olarak da gen kavramının yaşamımıza girdiği ve teknolojinin eşitsiz biçimde olsa da hayatın tüm alanlarına nüfuz ettiği tarihin bu dönüm noktasında, biyoteknolojinin sosyal sonuçları, özellikle insan hakları açısından önem taşımaktadır. Tarihsel olarak öjenik ile gündeme gelen genetik determinizm ideolojisinin, gelişen genetik mühendisliği ile yeniden toplumsal sorunlara suni çözümler olarak görülmemesi için, insan hakları açısından, başta ayrımcılık olmak üzere, mevcut ya da olası uygulamaların önüne geçmek amacıyla her şeyden önce yasal güvencelerin sağlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle, temel hakların yanında sağlık hakkı çerçevesindeki eşitsizliğin giderilmesini engelleyecek yeni insan hakları politikaları, dünyada var olan ve ?doğal? olmayan bölünmelerin, bu kez genetik anlamda geriye dönüşü olmayacak biçimde daha da derinleşmemesi için zorunlu görünmektedir.AbstractBiotechnology, as a legacy of the last century, has entered a new age at the beginning of the century with the accomplishment of Human Genome Project, and has also created great expectations in favor of humanity, in a variety of fields from agriculture to health. However, considering the current ecological hazards and specifically the global climate change, and the distrust to science and technology in general, the promising genetic engineering may also be a source of concern due to some inherent scientific ambiguities. At this turning point of history, when the concept of gene has become a part of our everyday lives not only scientifically but also as a product of popular culture, and when technology ?though unequally? penetrated all realms, biotechnology has vital social consequences in terms of human rights. The ideology of genetic determinism, which became a current issue with the politics of eugenics historically, is being revisited by the practices of developing genetic engineering. In order not to see the biotechnology again as an artificial solution to social problems, it is necessary to ensure legal regulations for human rights. Therefore, a new human rights politics seems essential, especially in the sense of fundamental rights as well as rights related with human health, to prevent irreparable steps towards genetic discrimination.trHUKUKBiyoteknoloji ve insan haklarıdoctoralThesis