Başara, Gamze Turan2022-10-272022-10-272022https://doi.org/10.33629/auhfd.1148931http://hdl.handle.net/20.500.12575/84968Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 599. maddesinde benimsenen “küllî halefiyet prensibi” uyarınca mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile birlikte mirası bir bütün olarak ve kanun gereğince kazanırlar. Mirasbırakanın ölümüyle birlikte, miras yolu ile intikali mümkün olan tüm haklar ve aynı zamanda borçlar herhangi bir işleme gerek kalmaksızın, bir bütün olarak mirasçılara geçer. Mirasçılar, mirasbırakanın intikale elverişli tüm borçlarından, kural olarak kendilerine intikal eden terekeyle sınırlı olmaksızın kişisel malvarlıklarıyla ve müteselsilen sorumlu olurlar. Mirasçıların, mirasbırakanın borçlarından müteselsilen ve tüm malvarlıklarıyla şahsen sorumlu olmaları, alacaklıların menfaatini korurken, dış ilişkide alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olan mirasçı için ekonomik açıdan ciddi tehdit oluşturabilmektedir. Bu durumu dikkate alan kanun koyucu, müteselsil ve şahsi sorumluluk karşısında mirasçıları korumaya yönelik bir takım düzenlemelere yer vermiştir. Bunlardan biri, terekenin resmi defterinin tutulması halinde deftere kaydolunan kefalet borcundan mirasçıların sorumluluğunu sınırlandıran 630. maddede hükmüdür. Mirasçıların mirasbırakanın kefalet borcundan sorumluluğunu sınırlandıran TMK’nın 630. maddesine göre, mirasın resmi defterinin tutulmasının talep edildiği ve mirasın tutulan deftere göre kabul edildiği durumda mirasçılar, mirasbırakanın kefalet borcunun tamamından değil, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi halinde kefalet alacaklısına düşecek miktarla sınırlı olmak üzere bütün malvarlıklarıyla sorumlu olacaklardır.trMirasçıKefaletTereke borcuMirasçıların Tereke Borçlarından Sorumluluğu Bağlamında Mirasbırakanın Kefalet Borcundan Sınırlı SorumlulukArticle