Reyhan , CenkDoğar , M. OğuzhanSaday, Barış2024-12-122024-12-122024https://dspace.ankara.edu.tr/handle/20.500.12575/91628“Karanlık ortaçağ” metaforu post-modernizmin de etkisiyle bugün, birçok tarihçi tarafından bir yanılsama olarak görülmektedir ve yoğun eleştiri altındadır. Dahası, alegorik bir “aydınlık ortaçağ ütopyası” dahi sunulmaktadır. Ortaçağın “karanlığına” yönelik eleştiriler, üç madde altında gruplandırılabilir. İlki, tarihteki sürekliliklere atıfta bulunarak Rönesans’ın aslında ortaçağdan kopuşu değil, ortaçağın sonucunu teşkil etmekte olduğunu iddia eder. İkinci eleştirinin kaynağı olan Avrupa-merkezcilik karşıtı teorilere göre ise ortaçağ karanlıksa bile bu Avrupa için geçerlidir, dünyanın geri kalanı için değil. Son olarak ve diğer iki argümanı da kapsayan bir diğer itiraz ise ortaçağın karanlığı ya da geriliği paradigmasının Aydınlanma felsefesinin ve hümanizmaya dönüşün getirdiği bir önyargı olduğudur. Bu üç eleştiri başlığından hareketle, bu çalışma, modernitenin distopik bir geleceğe hizmet ettiğini savunan yukarıdaki “araçsallaştırıcı” iddiaları tartışacak. Batı - ortaçağ öğretim-kültür sisteminin, dogmanın ve skolastik düşünce tarzının öznel ortaçağ güzellemeleri (çoğunlukla mikro monografiler) üzerinden meşrulaştırılmasının, romantizm tepkiselliğinin ve ardından gelen post-modernizmin bir sonucu olduğunu değerlendirmekteyiztrPost-modernizmNeo-muhafazakârlıkOrtaçağPapalıkTeokrasiPost-Modernist Kuramın Neo-Muhafazakar Aparatı: Araçsal Orta ÇağNeo-Conservative Apparatus of Post-Modern Theory: Instrumental Middle AgeArticle