Tekerek, Meltem2021-09-222021-09-222019-04-09https://doi.org/10.33630/ausbf.535825http://hdl.handle.net/20.500.12575/74868Genel olarak işveren sendikaları işçi sendikalarının sayısının artmasına karşı ortaya çıkmış gönüllü örgütlenmelerdir. Türkiye’de 1947 yılında ilk Sendikalar Kanunu’nun kabul edilmesi işçi sendikaları ile beraber işveren sendikalarının da kurulmalarının yolunu açmıştır. Ancak 1961 yılına kadar münferit birkaç örgütlenme dışında bir işveren sendikalaşmasından söz edilemez. Türkiye’de 1961 yılında sosyal ve ekonomik haklara vurgu yapan yeni bir Anayasanın kabul edilmesiyle işverenler teşkilatlanma ihtiyacı duymaya başlamıştır. 1962 yılında Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun kurulması ve 1963 yılında Sendikalar Kanunu ile Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanununun kabul edilmesi işverenlerin teşkilatlanmalarına hız kazandırmıştır. 1982 yılında yeni bir Anayasanın kabulü ve 1983 yılında söz konusu kanunların değişmesine kadar işveren sendikası sayısı Cumhuriyet Tarihinin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Ancak 1983 yılından sonra bu sayı yarıya kadar düşmüş, 2010 yılı Anayasa değişikliği sonrası 2012 yılındaki mevzuat değişikliğinden sonra da bu seviyeleri korumuştur. 1983 yılından sonra işverenlerin daha az savunma ihtiyacı içinde olmaları hem sayılarının az olmasına hem de sayısal çokluk yerine işlevsellik üzerine kurgulu faaliyet göstermelerine yol açmış görünmektedir.trİşverenİşçiSendikaTürkiye’de İşveren Sendikacılığının Tarihi SeyriArticle7426016291309-1034