Akay, Bengü NisaHeper, AylinYılmaz, Tuğçe Ertürk2023-05-182023-05-182018http://hdl.handle.net/20.500.12575/88383Kaposi sarkomu endotelyal hücrelerden köken alan multifokal sistemik bir hastalıktır. Kaposi sarkomunda dermatoskopik bulguların ve paternlerin, dermatopatolojik bulgularla ve evrelerle korelasyonuna ait sınırlı sayıda çalışma vardır. Çalışmamızın temel amacı Kaposi sarkomunun dermatoskopik bulgularının araştırılması, ikincil amacı ise saptanan dermatoskopik bulguların dermatopatolojik korelasyonlarının belirlenmesi idi. Çalışmamıza Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı polikliniklerine başvuran 38 hasta ve bu hastalara ait 222 lezyon dâhil edildi. Her bir lezyonun klinik evresi belirlendikten sonra, lezyonların dermatoskopik özellikleri tanımlandı. Ayrıca hastaların; hastalık süresi, nüks olup olmadığı, eşlik eden hastalıkları, immünsüpresif ilaç kullanım öyküsü, HIV enfeksiyon varlığı ve varsa daha önce Kaposi sarkomu için aldığı tedaviler sorgulandı. Dermatoskopik incelemede en sık saptanan renk mor-pembeydi (%68,9). En sık saptanan bulgu beyaz çizgi (%55,9) ve beyaz klodlar (%37,8) oldu. Diğer bulgular daha önceki çalışmalarda da bildirilen skuamlı yüzey (%32,9), polikromatik renk değişikliği (%22,1) ve daha önce bildirilmemiş olan 4 noktalı klod (%18), yakalık bulgusu (%14,9), kıvrımlı (%17,1), nokta (%10,4), kavisli (%6,3) ve yumak damarlardı (%5). Polikromatik renk değişikliği, skuamlı yüzey ve yakalık bulgusu nodüler lezyonlarda; beyaz çizgi, 4 noktalı klod ve beyaz klodlar ise plak dönemi lezyonlarda daha fazlaydı ve bu istatistiksel olarak anlamlıydı. Damar paternlerinin varlığı ile evreler arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Dermatoskopik-dermatopatolojik korelasyonda polikromatik renk değişikliği ve eozinofilik hiyalin globüllerin varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunurken, bal peteği benzeri vasküler boşlukların varlığı ile arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Polikromatik renk değişikliğinin izlendiği lezyonlarda tümör kalınlığı daha fazlaydı ve bu bulgu istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Daha önceki çalışmalarda bildirilmemiş olan beyaz çizgi ve beyaz klodların dermatopatolojik karşılığı; tümör üzerinde epidermise paralel yerleşen kollajen liflerde artış ve iğsi hücrelerin kollajeni diseke etmesi sonucu oluşan düzensiz kollajen yerleşimi olarak saptandı. Dört noktalı klodların dermatopatolojik karşılığı; akrosiringiumları çevreleyen hipergranüloz olarak izlendi. Lezyon üstünü saran yapısız yakalığın; tümörün yüzeyinde üst üste yerleşen iki farklı keratin tabakasını temsil ettiği görüldü. Skuamlı yakalıkların ise tümörün kenarlarındaki akantoz ve hiperkeratozun olduğu epidermal girinti alanlarına karşılık geldiği saptandı. Nokta, kavisli ve yumak damarların dermatopatolojik karşılığı papiler dermisteki genişlemiş kapiller damarlar olarak saptandı. Kıvrımlı damarların karşılığı ise daha çok derin yerleşimli tümörlerin üst kısmında yer alan geniş kıvrımlı vasküler yapılar olarak izlendi. Sonuç olarak çalışmamızda KS'ye dair literatürü destekleyen bulgular yanında yeni dermatoskopik bulgular tanımlanmış ve bunların dermatopatolojik karşılıkları açıklanmıştır. Tanımlanan yeni dermatoskopik bulguların Kaposi sarkomunun dermatoskopik tanısında kolaylık sağlayacağı, sistemik tutulumla seyredebilen bu hastalığın invaziv olmayan bir teknik ile erken tanısının, hastalık prognozunu olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir. Anahtar sözcükler: Kaposi sarkomu, dermatoskopi, dermatopatolojitrKaposi sarkomudermatoskopidermatopatolojiKaposi sarkomu'nun deri lezyonlarında dermatoskopik bulgular ve dermatopatolojik korelasyonlarıDermatoscopic findings of kaposi's sarcoma and dermatopathological correlationsMedicalThesis