Acar Çelik, Aynur2021-05-272021-05-272018http://hdl.handle.net/20.500.12575/73553Doğal kaynaklardan yararlanma ve bu çerçevede mera arazilerinin korunması ve kullanımı, özellikle 1980’lerden sonra özel önem kazanmıştır. Mera arazilerinin birçok ülkede artan kent nüfusu, sanayileşme, turizm ve altyapı yatırımları için kullanımı ile büyük ölçüde tahrip edildiği ve koruma önlemlerinin yeterli olmadığı görülmektedir. Cumhuriyetin ilanından 1998 yılına kadar olan dönem boyunca mera arazilerinin korunamadığı ve hızla tahrip edilerek tarım arazisi ile kentsel kullanımlara ayrıldığı gözlenmektedir. Asırlardan beri süren ve hiçbir otlatma kuralı olmadan yapılan ağır ve zamansız otlatma sonucu mera niteliğine sahip arazi varlığının yaklaşık 44,0 milyon hektardan 12,3 milyon hektara düştüğü ve bu hızlı azalışın başta erozyon olmak üzere birçok olumsuz sonuçları ortaya çıkarmıştır. Cumhuriyet döneminde şehirleşme, kırsal yerleşim, tarım, enerji ve madencilik faaliyetleri için mera arazilerinin kullanımı ve yasal boşlukların tarım ve diğer bireysel amaçlarla neden olduğu tahripleri önleyici olmamasına bağlı olarak arazi tahribinin % 72 düzeyine ulaştığı ve önemli ölçüde doğal kaynak varlığının tahrip edildiği dikkati çekmektedir. Bu çalışmada öncelikle mera arazilerinin mülkiyeti ve kullanımına yönelik yasal düzenlemeler ve uygulamaların tarihsel gelişim sürecinde değerlendirilmesi yapılmış ve özellikle 1998 yılında yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera Kanunu uygulaması çerçevesinde mera arazilerinin cinslerinin değiştirilmesi ve başka amaçlarla kullanım olanakları irdelenmiştir. İnceleme sonuçlarına göre maden, petrol, enerji, turizm, kamu yatırımı, imar uygulamaları, köy yerleşim yerlerinin düzenlenmesi, ülke güvenliği, afet, jeotermal yatırımları ile arazi toplulaştırması gibi amaçlarla 1998-2014 döneminde 277.320 hektar mera arazisinin cins değişikliği yapılmış ve bunlar içinde imar uygulamaları ile mera vasfı değiştirilen arazilerin payının % 45 olduğu tespit edilmiştir. Özellikle 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmialtı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uygulaması ile 30 büyükşehir belediyesi sınırları içindeki mera arazilerinin hızla 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında şehircilik faaliyetlerinde kullanılmasının önlenmesinin oldukça güç olacağı dikkati çekmektedir. İnceleme sonuçlarına göre büyükşehir, il ve ilçe belediyelerinin sınırları içindeki mera arazilerinin cinslerinin korunması ve kent tarımı amaçlı kullanımı ve sürdürülebilmesinin sağlanması zorunlu görülmektedir. 4342 Sayılı Kanun ile mera alanlarının tespit, tahdit ve tahsisleri büyük ölçüde sıkı kurallara bağlanmış olup, mera arazilerinin tespit, tahdit ve ıslah çalışmalarının sonuçlarına göre belirlenen mera arazilerinin Tapu Müdürlüğündeki mera özel siciline kaydının yapılması ve kamu yararı kararı olan projeler için bile söz konusu alanların kullanımının sıkı kurallara bağlanması ve mümkün olduğu ölçüde belirli ömrü olan ekonomik faaliyetler için yapılan cins değişikliğinin, söz konusu faaliyetin sona ermesinden sonra tekrar eski haline dönüştürülmesi, mera arazilerin amenajman ve yönetim sisteminin geliştirilmesi, kullanıcıların yönetim giderlerine katılması ve mera arazilerinin değerleme sisteminin geliştirilmesi gerekli görülmektedir. Mera arazilerin korunması ve kullanılması ilkelerinin tespiti ve etkin olarak uygulanmasının gayrimenkul bilimleri içinde özel öneme sahip olduğu ve bu alanda kurulan bütün komisyon, ekip ve birliklerde mutlaka gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının katılımının da sağlanmasında kamusal menfaatin olduğu vurgulanmalıdır.trMera ve yaylak arazisiarazinin hukuki niteliğiyararlanma ilkeleriimar ve şehircilik faaliyetlerinin mera arazilerine etkilerimeraların korunmasıBüyükşehir belediyelerinin sınırları içindeki mera arazilerinin kullanımı ve sürdürülebilirliğiOther / Diğer01102