Demirel, Seran2022-10-132022-10-132022https://doi.org/10.33613/antropolojidergisi.1027047http://hdl.handle.net/20.500.12575/84596Çocukların düşünce ve dil gelişimleri konusundaki geleneksel teorilere genel bir değerlendirme niteliğini taşıyan bu yazıda çocuk-merkezli eğitim konusu çocuklar ile felsefe pratiği çerçevesinde tartışmaya açılmaktadır. Gelişim basamaklarına göre çocukların zihinsel işlevlerini aşamalandıran Piaget’nin dil ve düşünme arasındaki ilişkiye dair görüşlerine Vygotsky’nin sosyo-kültürel yaklaşımı ile bakmayı öneren metnin ilerleyen kısımlarında, Bjorklund ve Burman gibi çağdaş düşünürlerin kuramları uyarınca çocuğun bireyselliğini ve bireysel farklılıkları önceleyen yaklaşımlar dikkate alınmakta, buna bağlı olarak, eğitimdeki alternatif anlayışlara değinilerek çocuk-bireyselliğinin yeni pedagoji yaratımına etkisi sorunsallaştırılmaya çalışılmaktadır. Bireyselleşme ile sosyalleşmenin eşzamanlı olarak gerçekleştiği erken çocukluk döneminin düşünsel açıdan taşıdığı potansiyeller konusunda çocuklar ile felsefe/çocuklar için felsefe metodolojisine dair görüşlerin aktarılmasının ardından, son olarak felsefi soruşturma topluluğu oluşturma amacıyla erken çocukluk dönemindeki çocuklarla gerçekleştirilen uygulamalardan örnekler aktararak yeni pedagojinin olanaklarına “felsefe hakkı” etrafında değinilmektedir.ençocuklar ile felsefeçocukluk antropolojisiyeni pedagojiErken çocukluk döneminde felsefe aracılığıyla yeni pedagojiArticle4350620378-2891