Yıldız, Ceren2021-09-102021-09-102020-04-14https://doi.org/10.33629/auhfd.740940http://hdl.handle.net/20.500.12575/74645Sosyal medya, bireylerin kendilerini ifade edebilme imkânına sahip olarak, görüşlerini paylaşabildikleri, böylece demokratik bir kültürün gerçekleştirilmesi olanaklarının büyük ölçüde genişlediği bir alan haline gelmiştir. Dijital çağın sağladığı bu imkânlar aynı zamanda, bu katılımı sınırlandırabilecek yeni denetim yöntemlerini de üretmeye başlamıştır. Bu durum öncelikle kendisini yasal düzenlemelerde göstermeye başlamış, ardından bugüne kadar konuya ilişkin verilmiş kararların mevcut durum bakımından yeniden yorumlanması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Özellikle son yıllarda siyasilerin sosyal medya kullanma oranındaki artış, izledikleri politikaları bu araçlarla duyurma yolunu tercih etmeleri ve kendi medyalarını yaratma istekleri, kendi iradeleriyle açtıkları bir alanın yapısında ve özellikle ifade özgürlüğünün kullanımı bakımından yeni sorunları ortaya çıkarmaya başlamıştır. Amerikan Başkanı Donald J. Trump’ın, Twitter sayfasından yorumlarını beğenmediği bazı kullanıcıları engellemesi üzerine başlatılan yargılama sürecinin sonucunda, kamusal forum doktrini, sosyal medya hesaplarının kullanım şekli de göz önünde bulundurularak yeniden yorumlanmıştır. Bu çalışmada, ifade özgürlüğü bakımından sosyal medya özelinde kamusal forum doktrini ve Amerikan Anayasasının ek 1. maddesi, Yüksek Mahkeme içtihatlarıyla birlikte incelenmiştir. Bu bağlamda karşılaşılan yeni kamusal forumun, Anayasa Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü çerçevesinde mağdur statüsüne ilişkin kararları bakımından uygulanabilirliği değerlendirilmeye çalışılmıştır.trSosyal medyaİfade özgürlüğüAmerikan Anayasası ek 1.maddeSosyal Medya Özelinde Kamusal Alan Doktrini ve “Knight First Amendment Institute et al v. Donald J. Trump” Kararının Amerika Birleşik Devletleri Anayasası 1. Ek Maddesi Kapsamında DeğerlendirilmesiArticle69416651704