Özcan, Altay Tayfun2021-12-222021-12-222020-09-30https://doi.org/10.35239/tariharastirmalari.737892http://hdl.handle.net/20.500.12575/76767Kafkasya Avrupa için asırlar boyunca merak edilen bir bölge olsa da Haçlı seferlerine kadar bilinmeyen bir ülke olarak kalmıştı. Belki bundan sonraki yıllarda da bilinmeyen bir bölge olarak kalabilirdi. Ancak Ortadoğu’daki Haçlıların askerî desteğe ihtiyaç duymaları Katolik din adamlarının gözlerini Kafkasya’daki güçlü Gürcü Krallığı’na doğru çeviriyordu. Bu vaziyet kısa süre içerisinde Papalık ile Gürcüler arasında diplomatik bir temasa neden olurken diğer taraftan Katolik din adamları da Kafkasya’da kiliseler kurabilecekleri bir imkâna sahip oldular. Onlar burada güvenilir bir ortam bulmuşlardı. Bu güvenilir ortam bir süre sonra Kafkasya’nın Moğol egemenliği altına alınmasıyla sarsılsa da Moğollar bir süre sonra Katolik din adamlarını desteklediler. Bu sayede de onlar sadece Gürcü Krallığı egemenliğindeki topraklarda değil, aynı zamanda Kafkasya’nın diğer bölgelerinde de kiliselerini kurdular. Aynı zamanda birbirleri arasında irtibat halindelerdi ve bu irtibat onların bir teşkilat olarak giderek güçlenmelerine de kapı aralıyordu. Artık onlar sadece Katolikliği vaaz eden bir kilise teşkilatı olmaktan çıkarak bölgede misyonerlik faaliyetlerinde bulunan ve bunda da başarı sağlayan bir teşkilat haline gelmişlerdi. Bu çalışmamızda Timur’un XIV. yüzyılın sonlarındaki seferine kadar Kafkasya’daki Katolik din adamları ve kiliselerinin varlığını ele alacak ve Kafkasya’daki teşkilatlanmaları üzerinde duracağız.trKafkasyaKatolik rahiplerMisyonerlikTimur’un Seferine Kadar Kafkasya’da Katolik Rahipler Ve Kiliseleri ÜzerineArticle39682062241015-1826