Sazaner,Oben Hüseyin2024-10-082024-10-082024https://dspace.ankara.edu.tr/handle/20.500.12575/91533Günümüz toplumsal dünyasının sanayi sonrası bir toplum tipini deneyimlediğini ileri süren sosyal teorilere uyumlu biçimde 2000’li yıllardan bu yana halkla ilişkiler araştırmalarının seyri tedricen çeşitlilik göstermektedir. Bu süreçte odağını yalnızca örgütlere yönelten halkla ilişkiler yaklaşımları biricik olma özelliklerini kaybetmeye başlamış ve halkla ilişkilerin toplumsal-kültürel boyutuna vurgu yapan araştırma gündemleri alanda daha fazla görünür hale gelmiştir. Sadece örgütlerin değil kamuların da halkla ilişkiler faili olabileceğini savlayan söz konusu sosyo-kültürel paradigma tezin teorik çıkış noktasını teşkil etmektedir. Halkla ilişkileri kültürel ve toplumsal bir pratik olarak ele alan bu tez çalışması toplumun dezavantajlı gruplarının halkla ilişkilerden nasıl yararlandıklarını ve kamusal iletişimde hangi kavramları öne çıkardıklarını konu edinmektedir. Bu doğrultuda örneklem içerisine dahil edilen dezavantajlı grupların aktivist unsurlarının kendi kendilerini nasıl çerçeveledikleri çerçeveleme ve içerik analizleri vasıtasıyla incelenmiştir. Aktivist grupların kamusal destek ve meşruiyet için kendi temel ajandalarının yanında kültürel karşılığı yüksek evrensel değerlere dayanması gerektiğini iddia eden bu tez çalışması dezavantajlı gruplara adalet çerçevesi temelinde yeni bir halkla ilişkiler yaklaşımı önermektedir. Adalet Temelli Halkla İlişkiler Yaklaşımı olarak isimlendirilen bu model John Ralws’ün adalet teorisinin halkla ilişkilere tercüme edilmesiyle ortaya çıkarılmıştırtrHalkla ilişkilerDezavantajlı GruplarAdalet Temelli Halkla İlişkiler YaklaşımıJohn RalwsÇerçeveleme AnaliziAktivist Halkla İlişkilerAdalet Temelli Halkla İlişkiler Yaklaşımı: Dezavantajlı Grupların Aktivist Unsurları İçin Yeni Bir Halkla İlişkiler PerspektifiThesis