Aksoy, Belgin2021-08-262021-08-262020-12-11http://hdl.handle.net/20.500.12575/74053Bu çalışmanın amacı, göçebeliğin başta Anadolu arkeolojisi olmak üzere Eski Çağ araştırmala-rında ele alınışını irdelemektir. İnsanlığın aslında en uzun dönemi olan Paleolitik Çağ’da günlük yaşam ha-reket halinde olmayı gerektirmiştir. Bu dönemin sonlanmasıyla, bir taraftan yerleşik yaşama ilk adımlar atıl-mış, diğer taraftan hayatta kalmaya yönelik yeni stratejiler geliştirilmiştir. Toprağa bağlı bir üretimin en dikkat çekici özelliği, karmaşık süreçleri de beraberinde getirmesidir. Bu zaman içerisinde belli alanların uzmanlık haline gelmesinin önünü açmıştır. Hayvancılık bunlardan birisidir ve bunun şekillendirdiği hareketlilik Pale-olitik Çağ’dan bilinen hareketlilikten daha farklı nitelikler sergiler. Etnografik gözlemler göçebelerin tarımcı topluluklarla bazen yan yana bazen iç içe yaşadıklarını ortaya koyarken, filolojik veriler de özellikle Mezo-potamya’dan bazı bilgileri vermektedir. Göçebe topluluklar yerleşik topluluklarla ilişkilerine göre ikiye ayrı-lırlar. Buna göre göçebeliğin yerleşiklikle iç içe geçmiş biçimi kapsayıcı göçebeliktir. Dışlayıcı göçebelikte ise böyle bir ilişki yoktur. Ayrıca hareket alanlarına göre ufki ve dağ göçebeliği olarak ikiye ayrılırlar. Anadolu’da özellikle ikincisi çok yaygın olarak görülmektedir. Bu durumun geçmişte de farklı olmadığını düşünmek için nedenler vardır. Hayvancılığın şekillendirdiği göçebelik biçiminin Neolitik Çağ’a kadar uzanan bir geçmişi olabileceğine yönelik veriler mevcuttur. Ancak toplumun gruplara ayrılmasını gerektirecek ölçüde bir uz-manlık olarak karşımıza Kalkolitik Çağ’dan itibaren çıkar. Mezopotamya’da yazılı kaynaklar üzerinden ora-daki göçebelerin kentsel nüfusla nasıl bir ilişki içinde olduğunu görmek mümkündür. Anadolu’nun tarih öncesinde Mevsimlik yerleşimlerin varlığını doğrulayabilecek kimi çıkarımlarda bulunmak mümkündür. Doğu Anadolu’nun yanı sıra Güneybatı Anadolu’nun kimi yerleşimleri için bu olasılık mevcuttur. Hitit Dö-nemi ile artan yazılı kaynaklar dikkate alındığında göçebe topluluklar hakkında yoruma açık da olsa kimi ifadelere ulaşmak mümkündür. Kıt kaynakların paylaşımının göçebe ve yerleşikler arasındaki temel gerilim olduğu Ortadoğu örneğinden farklı olarak, Anadolu’da göçebe kavimler üzerinde güç kurmak isteyen bir merkezi hükümet ve ona karşı direnen gruplar söz konusudur. Arkeolojik araştırmalarda göçebeliğin ince-lenmesi için yapılması gereken uygulamalar pek çok zorluk barındırsa da, saptanması zor bu topluluklar hakkındaki soruları netleştirmenin hala yolları vardır. Bunun için arkeolojik çalışmalarla yanıtlanmak istenen ana soruda bir değişiklik yapılması gerektiği gibi, yeni teknolojileri içeren yeni stratejilerin uygulanması da zorunludur. Göçebelere ait maddi kültürün sistematik bir şekilde incelenmesi de büyük önem arz eder.trCC0 1.0 UniversalGöçebelilkKültürel İlişkilerTunç ÇağıAnadolu Arkeolojisinde Göçebeler ve GörünürlükleriArticle46187213