Arınç, UtkuKoçer, Kürşat2022-09-202022-09-202021https://doi.org/10.36891/anatolia.812350http://hdl.handle.net/20.500.12575/84018Özet: Makalenin konusunu Osmaniye İli, Kadirli İlçesi, Bağ Mahallesi 246 ada 8 No.lu parselde bulunan ve Osmaniye Müzesi Müdürlüğü’nce yürütülen Alacami kurtarma kazıları sırasında ele geçirilen mermer portre baş oluşturmaktadır. Antik dönemde Kilikia Pedias territoriumunda yer alan Alacami aynı zamanda III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenen Flaviopolis Antik Kenti sınırları içerisinde yer almaktadır. MS 72 yılında Vespasianus tarafından kurulan kent hakkındaki araştırma ve bulgular da oldukça yetersizdir. Modern Kadirli ilçesinin Antik Flaviopolis üzerine kurulmuş olması maalesef kente yönelik kalıntıların büyük bir kısmını yok etmiştir. Alacami’deki ilk kazı çalışmaları 1961 ve 1996 yılında Çambel ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiş olup daha sonraki kazı çalışmaları 2012 ve 2014 yıllarında iki etap halinde Osmaniye Müzesi’nce sürdürülmüştür. Alacami; Roma, Bizans ve Türk İslam Medeniyetlerini bir arada yaşatan anıtsal mimarisiyle oldukça önemli bir yere sahiptir. MS 5.- 6. yy.’da üç nefli Geç Roma-Erken Bizans Bazilikası olarak inşa edilmiş, MS 12.-13. yy. tarihleri arasında yapının apsis bölümünün batısına küçük bir şapel eklenmiştir. MS 1489/90 yıllarında ise Alaüddevle Bozkurt Bey’in oğlu Kasım Bey, yapının batı tarafına bir minare, şapelin güney duvarına bir mihrap ekleterek burayı camiye dönüştürmüş ve çatısını da kurşun levhalarla kaplatmıştır. Bu değişimin ardından yapıya babası adına “Alaüddevle Bozkurt Bey Camii” adını vermiştir. Yöre halkı tarafından uzun bulunan bu isim kısaca “Alacami” olarak adlandırılmıştır. Adana Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce yürütülen rölöve, restorasyon ve restitüsyon projeleri kapsamında Alacami bahçesinde 2014 yılında Osmaniye Müzesi’nce kazı çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmalar sırasında A-5 no’lu plan karede orta yaşlardaki bir erkeğe ait olması muhtemel mermer portre baş bulunmuştur. Geç Antikçağ tabakasında bulunan baş, maalesef beraberinde bir kazı kontekstine ya da epigrafik bir bulguya sahip değildir. Bu bağlamda portrenin tarihlendirilmesi ve kimliklendirilmesi önem kazanmıştır. Portrenin kıvırcık sık buklelerden oluşan saç- sakal modeli, göz bebeğinin işlenmemiş olması, matkap yerine keskinin daha etkin kullanımı gibi stilistik ve teknik özellikler portrenin erken Hadrianus Dönemi içerisinde MS 115-120 yılları arasına tarihlendirilmesini gerektirmiştir. Başın göstermiş olduğu saç- sakal kombinasyonu ve yüz fizyonomisi portre sahibinin Hadrianus’a ait olabileceği düşüncesini de beraberinde getirmiştir. Bu sebeple çalışmamız içerisinde bu konu üzerinde durularak merkezden uzak üretilen, özgün Hadrianus portrelerinin de yardımıyla bu öneri desteklenmeye çalışılmıştır. Fakat yapılan stilistik, tipolojik ve ikonografik değerlendirmeler sonucunda Flaviopolis başının taşrada üretilen özgün bir Hadrianus portresine ait olamayacağı görüşünü mümkün kılmıştır. Bu sebeple idealize edilmeden gerçek bir kişinin betimlendiği ve aşırı gerçekçi fizyonomik özellikler gösteren bu başın Erken Hadrianus Dönemine ait zeitgesicht portre olabileceği kanısına ulaşılmıştır. Portredeki patlak gözler, alın çizgisi, karakteristik yüz hatları ve bakışlardaki derin ifade bu şekilde bir yorumu mümkün kılmıştır. Özellikle imparator Hadrianus portrelerinde görülen tanrısal ya da mağrur ifadenin yerine Flaviopolis portresinde açıkça görülen ölümlü bir kişiye ait yüz ifadesi, donuk bakışlar ve fizyonomik özellikler bu tarz bir yorumu destekler. Bu sebeple eserimizin Hadrianus’a ait özgün bir portreden ziyade; Flaviopolisli aristokrat/bürokrat bir kişiye ait olabileceği yönünde bir görüşün daha isabetli olacağını göstermiştir.trKilikia Pedias,FlaviopolisAlacamiFlaviopolis'ten Yeni Bir PortreArticle471542