İzmir , Bahar2024-12-192024-12-192023https://dspace.ankara.edu.tr/handle/20.500.12575/916601940’lı yıllar Hindistan’a hem bağımsızlığı hem de bölünmeyi beraberinde getirdi. Aynı dönemde, yeni kurulmuş olan genç Cumhuriyet, mazlum milletlerin bağımsızlık hareketlerine sempatiyle bakmış; bunların başında, geçmişten bu yana Türk milletiyle dayanışma içinde olan Hindistan gelmişti. 1940’lı yıllar boyunca, bağımsız olması öngörülen Hindistan ile ilişkiler gelişirken, İngiltere ile dış politikada tesis edilen barışçıl ilişkiler de gözetildi. Erken Cumhuriyet Dönemi’nin tarafsız ve barışçıl dış politika ilkeleri doğrultusunda, mazlum milletlerin bağımsızlık mücadelelerine dair bir sempati öne çıkarken, ülkelerin iç içlerine karışmama ilkesi de belirleyici oldu. Bu açıdan bakıldığında, Hindistan’ın bağımsızlığı ve bölgedeki sömürgeci aktör olan İngiltere’ye yönelik tutum dış politikada kendisini nasıl göstermişti? Türkiye Hindistan’ın bölünmesi ve Hindistan ile Pakistan adlı iki ayrı devletin kurulma sürecine nasıl baktı? Sanıldığı gibi, günümüzün paradigmalarıyla değerlendirildiğinde Türkiye, Müslüman bir devletin kurulmasına olumlu mu tepki verdi yoksa bunu Hindistan için bir güç kaybı olarak mı gördü? Türkiye’nin tutumu bağımsız ve tek bir Hindistan’dan yanaysa bu dış politikadaki bir paradigma değişiminin mi ifadesidir? Bu makale, Hindistan, Türkiye ve İngiltere’deki arşiv belgeleri ve süreli yayınlar ışığında, bahsi geçen sorulara cevaplar aramaktadır. Bu anlamda makale, Pakistan fikrinin tarihsel arka planını da gözeterek Türkiye’nin hem Hindistan’ın bağımsızlığına hem de bölünmesine yönelik tepkisini Türk basını üzerinden analiz etmeyi amaçlamaktadır.trTürkiyeHindistanPakistanİngiltereTürk BasınıHint Bağımsızlık HareketiBölünmeBölünmenin gölgesinde bir zafer: Türkiye’nin Hindistan-Pakistan ayrılığına ve Pakistan’ın kurulmasına yönelik tutumuArticle