Cangır, Ayten Kayı2022-04-252022-04-252022http://hdl.handle.net/20.500.12575/79444Akciğer kanseri (AK); hem dünyada hem de ülkemizde en sık görülen ve tanı ve tedavideki gelişmelere rağmen kansere bağlı ölümlerde en sık neden olan kanserdir. Akciğer kanserinde doğru tanı ve preoperatif evreleme tedavi yönteminin seçilmesi, hasta yönetimi açısından çok önemlidir. Evrelemede mediastinal lenf bezi metastazı varlığının gösterilmesi cerrahi ve cerrahi sonrası tedavi sürecine yön veren ana etkenlerdendir. Mediastinal lenf bezi metastazı varlığı durumunda uygun hastalarda cerrahi rezeksiyonu takiben adjuvan kemoterapi önerilmektedir. Akciğer kanserinde 5 yıllık genel sağkalımın hala beklenen düzeyde olmaması, tanı ve evreleme aşamasında sübjektif değerlendirme ve zaman kaybı gibi pratikte yaşanan sorunlar göz önüne alındığında gelişen teknoloji ile doku bütünlüğüne zarar vermeyen ve mikron boyutunda çekim imkanı sunması sebebiyle mikro BT gibi yeni yöntemlerin denenmesi ve kullanılması söz konusu olmuştur. Bu çalışmada, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı’nda Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri tanısıyla opere edilen, neoadjuvan kemo-radyoterapi öyküsü olmayan, mediastinal lenf bezi metastazı saptanan 8 hastadan elde edilen 12 parafin blok değerlendirmeye alındı. Hemotoksilen- Eosin ile fikse edilen parafin bloklardan elde edilen, tümör alanı, antrakoz, lenfoid doku, yağ doku alanları kırmızı, mavi, yeşil ve gri renklerle boyanarak 47 ROI alan görüntüleri Bruker Mikro BT ile 4-10 mikron boyutunda çekimleri tamamlanarak rekonstrükte edilmiş ve analizleri yapılmıştır. Çekimler, analizler, görüntü karşılaştırmaları, histopatolojik ve istatistik değerlendirmeleri çift kör olarak yapılmıştır. Çalışmada percent object volüme (nesne hacmi yüzdesi), intersection surface (kesişim yüzeyi), structure thickness (doku kalınlığı), structure linear density (yapı doğrusal yoğunluğu), connectivity (konnektivite), connectivity density (konnektivite yoğunluğu), closed porosity (kapalı gözeneklik) yüzdesi, open porosity (açık gözeneklik) yüzdesi analiz edilerek görüntüler karşılaştırmalı sonuçları değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar ROC eğrisi ile değerlendirildiğinde 8 değişken ile oluşturulan 4’lü kümede cluster ile ROC eğrisi ile analiz yapıldığında histopatolojik inceleme ile %58,8 oranında, lenfoid doku olarak işaretlenen alanlar histopatolojik inceleme ile %90,9 oranında benzerlik gösterdiği görüldü. Open porosity percent ve closed porosity percent ile oluşturulan 4’ lü analizde; tümöral olarak işaretlenen alanlar %100 olarak, lenfoid doku olarak işaretlenen alanlar %63,6 olarak, antrakoz olarak işaretlenen alanlar %88,9 olarak ayırt edildi. Closed porosity percent ile oluşturulan analizde tümöral alanlar %82,4 olarak, antrakoz %66,7 olarak yoğunlaştığı görülmüştür. Lenfoid doku olarak işaretlenen alanlar %90,9 olarak, yağ doku ise %80 olarak birlikte yoğunlaştığı görülmüştür. Tümör ve diğerleri olarak 2 küme halinde sınıflandırma yapıldığında ve closed porosity değişkeni kullanıldığında; closed_porosity percent değeri 4,4 ve daha büyük olanlar tümöral alan olarak anlamlı bulunmuştur. Tümör ve olarak sınıflandırıldığında connectivity değişkeni kullanılarak analiz yapıldığında; connectivity değeri 1990 ve daha büyük olanlar tümör olarak alınabilir. Tümör verileri çıkarılınca kalan verilerde, antrakoz ve diğerleri olarak iki grup yapıldığında ve connectivity değişkeni kullanılarak analizi yapıldığında; connectivity değeri 920 ve daha büyük olanlar antrakoz olarak alınabilir. Tümör verileri hariç tutularak antrakoz, lenfoid doku ve yağ doku şeklinde üç grup oluşturularak ve connectivity değişkeni kullanılarak analizi yapıldığında, connectivity değeri 474,5 ve altında olanlar lenfoid doku, 474,6 ve 920 arasında olanlar yağ doku, >=920 olanlar ise antrakoz olarak tanımlanabilmiştir. Tümör de dahil edildiğinde 1990 ve üzeri değerlerin tümöral alan olarak %100, 474,5 ve altındaki değerlerin %72,7 oranında lenfoid doku, 474,6-919 aralığındaki değerlerin %90 oranında yağ dokuyu, 920-1989 aralığındaki değerlerin %100 oranında antakoz dokuyu saptadığı görüldü. Connectivity değişkeni baz alınarak dört patolojik grup ayrı ayrı değerlendirildiğinde tümöral dokunun 2100-3399 arasında değer aldığı ve median değerin 2550 olduğu, lenfoid dokunun 280-1579 arasında değer aldığı ve median değerin 408 olduğu, antrakozlu dokunun 990-1880 arasında değer aldığı ve median değerin 1552 olduğu, yağ dokunun ise 520-1200 arasında değer aldığı, median değerinin ise 744 olduğu görülmüştür. Akciğer kanserinde doğru tanı, evreleme ve hasta yönetiminde mediastinal lenf bezi metastaz varlığının tespiti çok önemlidir. Yaptığımız çalışmada mikro BT görüntü ve analizlerinin histopatolojik değerlendirme ile karşılaştırmasında tümör odakları seçilmiş ve referans değerleri ortaya konulmuştur. Bu çalışmanın ilerleyen dönemlerde frozen inceleme de dahil olmak üzere akciğer kanseri yönetiminde tanı yöntemi olarak değerlendirilebileceği görülmüştür.tr3D Mikro-BT GörüntülemeNon-metastatiksegmentasyonKüçük hücreli dışı akciğer kanseri3D Mikro-BT Görüntüleme Yöntemi ile Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde Metastatik ve Non-metastatik Lenf Nodlarının Karşılaştırmalı DeğerlendirilmesiReport