Özturanlı, BeyzaErgüven, Nasıh Sarp2021-09-092021-09-092020-04-17https://doi.org/10.33629/auhfd.721949http://hdl.handle.net/20.500.12575/74577Devletlerin, başta güvenlik olmak üzere pek çok gerekçeye dayanarak sınırlarına duvar ve benzer yapılar inşa etmeleri genel bir uygulamadır. Uluslararası mülteci hukukunun bir parçası olan ve 1951 Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme ile de düzenlenen geri göndermeme ilkesinin, sadece mülteci statüsü kazanan kişiler için değil, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korkan ve sığınma arayan herkes bakımından geçerli olacak şekilde ve ülke dışına çıkarma, iade etme, nakletme ve sınırda reddetme gibi her türlü sınır dışı fiillerini de içine alacak biçimde yorumlanması, uluslararası hukuk ve insancıl hukuk alanındaki gelişmelerden kaynaklanan bir gerekliliktir. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki iç savaşlar, başarısız devletler, kuraklık ve iklim değişikliği gibi nedenlerden kaynaklanan kitlesel insan hareketliliğini engellemek amacıyla Balkan devletleri tarafından tamamlanan muhtelif sınır duvarları ve telleri ile buna ilişkin faaliyetler, geri göndermeme ilkesinin ülke dışı bir etkisinin olup olamayacağı sorununu gündeme getirmektedir. Sınır politikaları, devletlerin egemenliklerinin bir sonucudur; ancak sınırların korunması çerçevesinde alınan bu tedbirler, devletin uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükleri ihlal etmesiyle sonuçlanmaktadır.trUluslarası Mülteci HukukuGeri Göndermeme İlkesiA Consideration on Legality of Border Barriers: The Principle of Non-refoulement and It’s Extra-territorial EffectArticle684893912