Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Dergisi
Permanent URI for this community
Browse
Browsing Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Dergisi by Title
Now showing 1 - 20 of 509
Results Per Page
Sort Options
Item 1929-1980 yılları arası kozmetik reklamlarında bilim ve teknoloji söylemi üzerinden inşa edilen kadınlık temsilleri: Akşam Gazetesi örneği(Ankara Üniversitesi, 2024) Tunçer, FatmaBu makale, 1929-1980 yılları arasında Akşam Gazetesi’nde yayımlanan kozmetik ürünleri reklamlarına yer vermektedir. Modernliğe atıfta bulunan ve bilim ile teknoloji söylemi üzerinden gençlik ve güzellik temalarını işe koşan kozmetik reklamları aracılığıyla, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin nasıl inşa edildiğini ve yeniden üretildiğini ortaya koymak, çalışmanın temel sorunsalını oluşturmaktadır. Reklam metinlerindeki bilim ve teknoloji dilinin işaret ettiği olası anlamlardan yola çıkan bu çalışmada, “kadınlık temsilleri”; gençlik, güzellik, doğa, kültür, beden, akıl, ırkçılık ve teknoloji ile ilgili literatürle bağlantılı olarak tartışmaya açılacaktır. Her tarihsel dönemde, toplumdaki normları ve kültürel değerleri yansıtan reklamlar, birtakım ideolojilerin aktarılmasında ve anlamın üretilmesinde önemli rol oynamakla beraber, özellikle toplumsal cinsiyet ilişkilerine dair toplumda kabul gören kalıpların yaratılmasında ve yeniden inşa edilmesinde önemli bir işleve sahiptir. Bu bağlamda, ait olduğu dönemin geçerli toplumsal değerlerinin, inançlarının ve teknolojisinin izlerini taşıyan reklam metinlerinin kadınlara seslenme biçimleri yoluyla nasıl bir kadın temsili sunduğu ve nasıl bir erillik türünü içinde barındırdığı gösterilmeye çalışılacaktır. 2019-2020 yılları arasında Ankara Milli Kütüphane’ de yürütülmüş olan ve arşiv taraması çalışmalarından elde edilen reklam metinleri, eleştirel söylem analizine tabii tutulmuş olup; bu yaklaşımın, kozmetik reklamlarının toplumsal cinsiyet normlarını ve ideolojik yapıları nasıl yansıttığını ve yeniden ürettiğini anlamak açısından önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Item 2023 Depremleri Sonrasında ‘Birlikte Yaşama Kültürü’ Bağlamında ‘Hataylılık’ Kent Aidiyeti ve Yerellik(Ankara Üniversitesi, 2024) Eraslan, AylinHatay, Şubat 2023’te gerçekleşen depremlerin ardından hasar almış, kentte çok sayıda can ve mal kaybı yaşanmıştır. Hataylıların bir kısmı kenti terk etmek zorunda kalmıştır. Bu çalışmada amacım, 6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay depremlerinin, kenti terk etmek zorunda kalan Hataylıların en eski dönemlerden bu yana süreç içerisinde etkileşime bağlı olarak birlikte inşa ettikleri Hataylılık ve birlikte yaşama kültürüne ilişkin duygu ve düşünceleri üzerindeki etkilerini anlamaya ve anlatmaya çalışmaktır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi, derinlemesine mülakat ve katılımcı gözlem teknikleri kullanılmıştır. 10 kadın ve 5 erkek toplam 15 kişiyle Eskişehir’de yüz yüze ve Türkiye’nin birçok iline göç edenlerle ise çevrimiçi görüşülmüştür. Alan araştırması 8-15 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Anlatılarda Hataylılığa ve birlikte yaşama kültürüne yönelik duyguları temsil eden ifadelerin yoğunluğu dikkat çekicidir. Elbette bu denli yoğun duyguların açığa çıkmasında yaşanan deprem felaketinin etkisinin olduğu düşünülebilir. Ancak bu kısmen doğrudur. Bu çalışmada, Hataylılığın deprem sonrası yaşanan romantik bir duygu yoğunluğundan çok daha fazlası olduğu öne sürülmektedir. Hatay’ın kadim tarihine bakıldığında kentin, en eski ticaret yollarının kesiştiği noktada yer alması birçok halkı kendine çekmiş, kente ticaret amacıyla gelenler bir süre sonra kente kalıcı olarak yerleşmişledir. Hatay, bir arada yaşayan halkların ortak yaşam alanlarında etkileşime bağlı olarak farklılıklara saygı duyma ve bir arada yaşama kültürü geliştirdikleri ve bugün dünyada medeniyetler şehri olarak ifade edilen örnek bir kente dönüşmüştür. Öte yandan Hatay’ın Atatürk’ün, Tayfur Sökmen’in ve Hataylıların çabalarıyla anavatana katılması, kente olan bağlılığı ve aidiyeti daha da arttırmış ve kenti bu yönüyle özel kılmıştır. Çalışmanın bulguları genel olarak değerlendirildiğinde deprem sonrasında belirgin bir şekilde ön plana çıkan kent aidiyeti ve bağlılığının tarihsel ve ilişkisel bir süreç içerisinde inşa edilmiş ve yüzyıllardır kuşaklar arasında aktarılan birlikte yaşama kültüründen doğduğu ve deprem sonrasında daha da belirgin bir hale geldiği söylenebilir. Buna ek olarak, anlatılarda mutfak kültürü, yer’e bağlılık ve birlikte yaşama kültürüne yönelik üç ana tema göze çarpmıştırItem 3 boyutlu tarayıcı kullanarak yetişkin erkek ayak biçimi analizi(Ankara Üniversitesi, 2022) Başar, Deniz Leblibici; Other; OtherBu çalışma, Türkiye insanı ayak antropometrik özelliklerini tespit etmek ve Türk Ayak Numaralandırma Sistemini oluşturmak için 3B görüntüleme teknikleri ile yürütülen öncü bir araştırmanın, 42 numara erkek ayak veri analizinin sonuçlarını sunmaktadır. 15-77 yaş aralığında erkek ayağının sağ ve sol 11 boyutta (toplam 22 adet) antropometrik verileri, %95 güven aralığında %5 doğruluk için gerekli 240 örneklem büyüklüğünde incelenmiştir. Ayak topuk genişliği ve çevresi, ayak konturpiye çevresi ve ayak kısa topuk çevresi değişkenleri etkisiyle sağ ve sol ayakta bu boyutlarda farklılık olduğu görülmüştür. 11 boyuttaki orta değer verileri, uluslararası veri tabanları ve Mondopoint numaralandırma sistemi ile karşılaştırıldığında, özellikle genişlik boyutlarında standartların üzerindedir. Bulgular, Türkiye’de yaşayan insanlara özel numaralandırma siteminin gerekliğini hem toplum sağlığı hem de ekonomik açıdan önemini bir kez daha vurgular niteliktedir.Item 6-17 Yaş Arası Ankara Çocuk ve Adölesanlarında Büyüme Durumunun Değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi, 2020-06-29) Özer, Başak Koca; Özdemir, Ayşegül; Önal, Sibel; Yavuz, Cansel Meşe; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiÇalışmanın amacı Ankara ilinde yaşayan okul çocuklarını büyüme ve gelişme açısından değerlendirmek ve güncel antropometrik değerleri belirleyerek seküler değişim açısından karşılaştırma olanağı sağlamaktır. Kesitsel olarak yürütülen araştırmada, 6-17 yaş arası 1484 (761 erkek, 723 kız) çocuk ve adölesandan uluslararası antropometrik protokollere uygun olarak boy ve ağırlık ölçülmüş, LMS metoduyla düzeltilmiş persentil tabloları oluşturulmuştur. Beden Kitle Endisi (BKE) hesaplanmış ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) değerlerine göre malnütrisyon ve obezite durumu değerlendirilmiştir. Boy ve ağırlık değerleri tüm yaş gruplarında erkek çocuklarda daha yüksek bulunmuştur. 14-17 yaşları arasında boy uzunluğu büyüme atılımı ile ilişkili olarak cinsiyetler arasında anlamlı bulunmuştur (p<0,001). BKE özellikle erkek çocuk ve adölesanlarda alt ve üst persentiller arasında büyük farklılık sergilemektedir. Çalışma sonuçları erkek çocuklarının çevresel şartlardan daha fazla etkilendiklerini, obezite ile malnütrisyon yüzdelerinin ise kızlardan daha yüksek olduğunu göstermektedir. Çocuk ve adölesanlarda büyüme takibinin yapılması için lokal referans büyüme tablolarının oluşturulması ve aynı zamanda da halk sağlığı düzeyinin belirlenebilmesi için popülasyon düzeyinde antropometrik çalışmaların sürekliliğinin sağlanması gerektiği kanısındayız.Item A heart-shaped bone artifact from Körtiktepe(Ankara Üniversitesi, 2020-12-30) Özkaya, Vecihi; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiAlong with the emergence of sedentary life, the Pre-Pottery Neolithic (PPN) settlements brought revolutionary changes in production of material cultures as well as cultic and ritual activities, which are often argued to be associated with new waves of interactions between humans and their natural world. Körtiktepe of southeastern Turkey yielded by far the richest PPN assemblage in the world, standing among the very few earliest cultural and production centers which acted to be the predecessors of the development and spread of the Neolithic in West Asia. In this paper, we report a heart-shaped bone artifact which is one of the rarest finds in the extremely large cultural assemblage of Körtiktepe. The manufacture features indicate that the “heart-like” shape of this unique artifact was the product of intentional human activity. Overall archaeological context indicates its probable use as a bone pendant or amulet for the dead; providing the fact of its association with three early PPNA burials, many other ritual objects, and a large number of grave goods. Although difficult to argue for its association with the sense for “emotion”, “affection” or “love” in the present world, it is still significant that the unique specimen traces the symbolic presence and ritual use of the shape of a “heart” in West Asian prehistoric context back to the Early Pre-Pottery Neolithic of around 10000 cal BC.Item A supernumerary tooth in the nose: A case analysis from the Kayalıpınar (Hellenistic-Early Byzantian) population, Sivas, Turkey(Ankara Üniversitesi, 2021) Sarı, İbrahim; Antropoloji; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiBu çalışma, Sivas İli Kayalıpınar arkeolojik kazılarından açığa çıkarılan 12 yaşındaki bir çocuğa ait burun dişi örneğini rapor etmektedir. Kayalıpınar insanları Hellenistik-Erken Bizans dönemleri arasına tarihlendirilmektedir. Çocuğun antropolojik analizinde, üst çene de mesiodens (inverte) olarak tanımlanan süpernümerer bir diş ile karşılaşılmıştır. Diş amorf bir yapıdadır, diş kökü çok kısadır ve diş tacı burun boşluğuna uzanmaktadır. Dişin bu son özelliği onun süpernümerer bir burun dişi olduğunu kanıtlamaktadır. Bu değerlendirme benzer çalışmalarla paralellik göstermektedir.Item A.Ü.D.T.C.F. Antropoloji BibliyografyasıERDENTUĞ, S. AygenItem Acemhöyük Asur ticaret kolonileri çağı insanlarına ait dişlerin metrik analiziYILMAZ, Hakan; AÇIKKOL, Ayşen; BAYKARA, İsmail; COŞKUN, VolkanItem Acıpayam folklorunda çocuk oyunlarıACIPAYAMLI, OrhanItem Acıpayam'da düğün folkloruACIPAYAMLI, OrhanItem Acıpayam'da halk hekimliğiACIPAYAMLI, OrhanItem Adli antropolojide bilişsel yanlılıklar(Ankara Üniversitesi, 2024) Büyükkaymaz, Ayşenur; Sarıbey , Aylin YalçınAdli bilimler, adalete hizmet etmek üzere farklı bilim dallarını çatısı altında barındıran disiplinler arası bir uygulama alanına sahiptir. Adli bağlamda inceleme konusu olmuş kemik bulgularının analizini kapsayan adli antropoloji de bu alt bilim dallarından birisidir. Adli antropologlar kemik bulgularından yaş, cinsiyet, boy gibi biyolojik verilere ulaşmak, patolojik değerlendirmelerde bulunmak ve travma bulgularını irdelemek gibi analizler gerçekleştirmektedir. Bilişsel yanlılıklar, insan beyninin düşünme süreçlerinde bilgiyi kategorize etmek ve hızlı işlemek için istemsizce başvurduğu kalıplardır. Birey, yanlı olduğunun farkında değildir ve kasıtlı olarak bir taraf seçmez. Kasıtsız ama öngörülebilir bu eğilimler, algılamayı, hafızayı, muhakeme yeteneğini ve davranışları etkileyebilir. Adli bilimlerde bilişsel yanlılıklar ise bu durumun adli analizler gerçekleştiren uzmanların karar verme süreçlerine yansımasıdır denilebilir. 2016’da başlayıp takip eden yıllarda alevlenen “Bj.581” isimli Viking mezarının cinsiyetine dair tartışmalar bağlamsal değerlendirmeleri şekillendiren bilişsel süreçleri gündeme getirmiş ve yanlılıkların bilimsel analizlere etkisini inceleme ihtiyacı doğmuştur. Bu çalışmada adli antropoloji alanında bilişsel yanlılıkların etkisini ortaya koyan çalışmaları tespit etmek amacıyla literatür taraması gerçekleştirilmiştir. Tespit edilen makaleler incelenirken içerik analizi tekniğinden faydalanılmıştır. Adli bilimler alt disiplinleri arasında adli antropolojinin sık çalışıldığı ancak yeterli yayın olmadığı gözlemlenmiştir. Toplamda beş deneysel makaleye ve bir vaka raporuna ulaşılmıştır. Çalışmalarda biyolojik profilin oluşturulmasına özellikle cinsiyet tespitine odaklanıldığı gözlemlenmiştir. Bağlamsal yanlılık ve doğrulama yanlılığının hem metrik hem metrik olmayan adli antropoloji analizlerine yansıdığı anlaşılmıştır. Adli bilimlerin genelinde bilişsel yanlılıklara karşı farkındalığın oluşturulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Sıralı açığa çıkarma yaklaşımı gibi sistematik önlemlerin alınması gerektiği ve yeni çalışmalara ihtiyaç olduğu değerlendirilmiştir.