TR Dizin İndeksli Yayınlar
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing TR Dizin İndeksli Yayınlar by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 3725
Results Per Page
Sort Options
Item Hindi etinden kaynaklanan başlıca bakteriyel infeksiyon ve intoksikasyonlar(2006) İşeri, Özlem;Türkiye’de kanatlı eti tüketiminde piliç eti büyük bir paya sahip olmasına rağmen, hindi eti tüketimi de son yıllarda artış eğilimi göstermektedir. Hindi eti önemli bir protein kaynağı olmasının yanı sıra, düşük seviyede kolesterol içerir. Diğer taraftan, kümes hayvanlarında patojen mikroorganizmaların yaygın olarak bulunması ve bunların sürü içinde hızlı bir yayılım göstermesi nedeniyle, hindi eti de gıda kaynaklı hastalıkların ortaya çıkması yönüyle dikkate alınmalıdır. Hindi etinden kaynaklanan başlıca bakteriyel infeksiyon ve intoksikasyon etkenleri, Salmonella spp., Listeria monocytogenes, Campylobacter jejuni, Staphylococcus aureus ve Clostridium perfringens’dir. Çiftlikten sofraya kadar geçen aşamalarda, gerekli hijyenik önlemlerin alınmaması halinde mikroorganizmalar ile kontaminasyonlar şekillenebilmekte ve bu etkenlerle kontamine hindi eti tüketimi zaman zaman infeksiyon ve intoksikasyonların oluşumuna neden olabilmektedir. Bu nedenle hindi eti uygun hijyenik ve teknolojik koşullar altında üretilmelidir. Turkey meat consumption was recently increased in spite of chicken meat as a major part of poultry meat consumption in Turkey. Turkey meat is an important source of protein with a low cholesterol content. However, turkey meat should be considered with regard to foodborne diseases because pathogen microorganisms will be found extensively in poultry and those can rapidly spread within the flock and cause cross-contamination during slaughter process, and turkey meat can be source of foodborne bacterial pathogens. The principal bacterial infection and intoxication agents which arised from turkey meat were Salmonella spp., Listeria monocytogenes, Campylobacter jejuni, Staphylococcus aureus and Clostridium perfringens. The contamination of turkey meat with pathogenic microorganisms will be occurred through farm to table stages if hygienic precautions did not take, and sometimes the consumption of contaminated turkey meat would be caused to infections and intoxications. Therefore turkey meat will be produced under suitable hygenic and technological conditions.Item Rethinking adult literacy in the contex of oral culture(2008) Yıldız, AhmetThe article focused on potential effects of oral culture studies on the field of education/adult literacy. The oral tradition, which is prevalent among Turkish society, has influence on educational area. Because oral culture studies focus on learners‟ life experiences, oral culture studies contribute learning atmosphere, educational materials, program participation, and learner evaluation in the context of adult literacy.Item Sazanlarda (Cyprinus carpio L.) çiçek hastalığının histopatolojik ve elektron mikroskobik değerlendirilmesi(2009) Yardımcı, Banu; ;Çalışmada, 2 yaşlı, 6 adet sazanda (Cyprinus carpio L.) gözlenen deri lezyonları makroskobik, histopatolojik ve elektron mikroskobik olarak değerlendirildi. Deride, boz beyaz fokal odaklar halinde gözlenen lezyonlardan alınan doku örneklerinde, epidermal hiperplazi, vakuoler dejenerasyon ve intrasitoplazmik inklüzyon cisimciklerine rastlanırken, elektron mikroskobik incelenmesinde hücre içi virus partiküllerine rastlandı. Gözlenen makroskobik ve mikroskobik bulguların, çiçek hastalığına bağlı olarak şekillendiği sonucuna varıldı. In this study, skin lesions were described as macroscopical, histopathological and electron microscopical findings in 2 year-old, 6 carp (Cyprinus carpio L.). In the tissue samples collected from focal grayish white skin lesions, epidermal hyperplasia, vacuolar degeneration and intracytoplasmic inclusion bodies were observed whilst, in electron microscopic examination; intracytoplasmic virus particles were encountered. As a result, it was concluded that the macroscobic and microscobic findings were found to be related to pox disease.Item Kedi ve köpeklerde ekstremite uzun kemiklerinin diyafizer kırıklarının sağaltımında uygulanan biyolojik osteosentez tekniklerinin klinik değerlendirilmesi(2009) Yurdakul, Münevver;Bu çalışmada, ekstremite uzun kemiklerinin diyafizer kırıklarının sağaltımında uygulanan farklı biyolojik osteosentez yöntemleri değerlendirilmiştir. Çalışmada yer alan 20 olguda 11 tibia, 7 radius/ulna ve 2 femur kırığı belirlenmiştir. Primer sağaltım yöntemi olarak 6 olguda destekli bandaj uygulaması, 3 olguda eksternal akrilik fiksatör ve 11 olguda biyolojik plak ostesentez yöntemleri kullanıldı. Biyolojik osteosentez yöntemlerinin kullanıldığı kırık sağaltımlarında; kabul edilebilir iyileşme süresi, kabul edilebilir ekstremite fonksiyonu ve daha düşük oranda komplikasyon ile sonuçlanma beklenir. Olguların 2-4 hafta ara ile klinik ve radyografik kontrolleri yapıldı. Bu dönemde 18 olguda ikinci bir sağaltım prosedürüne gerek kalmadan fonksiyonel iyileşme sağlandı. Komplikasyon belirlenen 2 olgudan akrilik eksternal fiksatör kullanılan olguda ateşli silah ile yaralanmaya bağlı olarak yüksek enerjili bir travmanın yarattığı nekroz nedeniyle, ilgili ekstremitenin amputasyonu yapıldı. Diğer olguda kullanılan LC-DCP plak ikinci bir travma sonucunda eğildiği için, plağın uzaklaştırılması zorunlu oldu. Çalışma olgularında postoperatif dönemde enfeksiyon gözlenmedi. The objective of this study was to determine out-come for dogs and cats with diaphyseal fractures in which biological ostheosynthesis techniques were used for fracture repair. Seventeen of twenty patient were dogs and three of twenty patient were cats. 11 tibial,7 Radıus-ulna, 2 femoral fractures were assessed. External skeletal fixation was used for three cases. External coaptation for primary fixation was used for six cases. Biological plate osteosynthesis techniques were used for 11 cases. Use of biological osteosynthesis techniques would result in acceptable healing times, acceptable limb function, and less complication.Follow-up radiographs obtained after two to four weeks. Fractures healed without to need for second procedure in eighteen cases. We detected complication in two case. We performed amputation in one case that was determined complication because of the necrosis.This case was high energy accident (gun shot) in a dog. Second case with complication which was affected new accident.Item İnek, koyun ve köpeklerde değişik radioimmunoassay progesteron ölçüm kitlerinin reprodüktif sürecin farklı evrelerinde değerlendirilmesi(2009) Alaçam, Erol; ;Bu çalışmanın amacı, inek (n=25), koyun (n=25) ve dişi köpeklerin (n=25) farklı siklik evrelerinde, gebelik dönemlerinde ve dişi köpeklerin yalancı gebeliklerinde, kan serumunda progesteron düzeylerini türe spesifik (Immunotech®), insanlarda kullanılan (Immunotech®) ve bu çalışma için oluşturulan standart aralığı genişletilmiş radioimmunoassay kitleri (SAGK) ile ölçerek tanı yönünden uyum ve olası farklılıkları ortaya koymaktır. Ölçümlerde kullanılan beşeri kit ve türe spesifik kitler ile ölçümler üretici firmanın belirtmiş olduğu yönteme göre yapılmıştır. SAGK ile ölçüm yapabilmek için öncelikle standart aralığı genişletilmiş ve standart noktalar olarak 0, 2.5, 5, 10, 20, 40, 80 ve 100 ng/ml düzeyleri kullanılmıştır. Bu kit ile yapılan ölçümlerde takip edilen süreç, önceki iki kit ile aynı şekilde yürütülmüştür. Ölçümlerden elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde; tüm gruplardan her üç kit kullanılarak elde edilen sonuçlar arasında istatistiksel yönden önemli bir farklılığın olmadığı (p>0.05) ortaya konulmuştur. Kitlerden elde edilen sonuçların korelasyonu yapıldığında ise inekte r= 0.999 ve r=1.000; koyunda r=0.997 ve r=1.000 ve köpekte r=0.994 ve 0.998 düzeyinde bir ilişki bulunmuştur. Sonuç olarak, inek, koyun ve dişi köpeklerde progesteron ölçümü amacıyla türe spesifik kitler yerine, standart aralığı genişletilen veya beşeri kitlerin sağlıklı biçimde kullanılabileceği kanısına varılmıştır. The aim of this study was to compare blood serum progesterone levels by using different progesterone radioimmunoassay kits, in different stages of sexual cycle and pregnancy in the cow (n=25), sheep (n=25) and bitch (n=25). Progesterone levels in blood serum samples of the materials were measured by human progesterone RIA kit (Immunotech®), bovine, ovine and canine progesterone RIA kit (Immunotech®) and a validated human RIA kit. Measurements were performed according to instructions of the kits. As a validation, standart interval was extended and standart points were set to 0, 2.5, 5, 10, 20, 40, 80 and 100 ng/ml of the human kit. There was no statistically important difference between the mean progesterone values obtained by using different test kits (p>0.05). The results were correlated at the level of r=0.999 and r=1.000 for cows; r=0.997 and r=1.000 for sheeps and r= 0.994 and 0.998 for bitches. In conclusion, human RIA and validated human RIA kits can be use safely instead of species specific test kits for the blood progesterone mesurements in the cows, ewes and bitches.Item Kangal çoban köpeklerinin farklı hayvan sürülerinde gösterdikleri davranışsal ve fizyolojik değişkenlerin karşılaştırılması(Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2013) Koçkaya, Mustafa; Şireli, MeltemItem Kalkınma Ajansları: ‘Modelimi Kaybettim Hükümsüzdür’ (Ölçek Siyasetinin Yerelliği)(2015) Karasu, KorayItem “Yetişkin yeterliklerinin uluslararası değerlendirilmesi programı (PIAAC)” sonuçları bağlamında Türkiye’de temel eğitim sorunlarını yeniden düşünmek(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Yıldız, Ahmet; ; ; ; ; ; Eğitim Bilimleri FakültesiYetişkin Yeterliklerinin Uluslararası Değerlendirilmesi Programı (PIAAC)”nın 28 Haziran 2016 tarihinde açıklanan sonuçları, 24 ülke arasında Türkiye’nin tüm beceri alanlarında düşük puanlarla son sıralarda yer aldığını göstermektedir. Bu çalışmada PIAAC sonuçlarını Türkiye’de temel eğitimin öne çıkan sorunları bağlamında analiz etmek amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak alanyazın ve belge taraması yöntemleri uygulanarak veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler tanımlayıcı araştırma yöntemiyle analiz edilmiştir. Nitekim PIAAC’ın Türkiye sonuçları, temel eğitimde hâlâ sürmekte olan erişim, katılım, nitelik ve cinsiyet eşitsizliği sorunlarının izdüşümü olarak ortaya çıkmıştır. Öyle ki Türkiye hem zorunlu eğitim öncesinde hem de zorunlu eğitim süresince eğitime katılımda diğer ülkelerden oldukça geride kalmıştır. Dahası Türkiye’de hem yaygın hem de örgün eğitim açısından temel eğitim düzeyinde nitelikle ilgili ciddi sorunlar bulunmaktadır. Eğitimin yukarıda anılan sorunlarının yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili sorunları da PIAAC sonuçlarına yansımaktadır (örneğin, sözel okuryazarlık puanında kadın ve erkek arasındaki fark on bir puan, sayısal okuryazarlık sonuçlarında ise aradaki fark yirmi yedidir). PIAAC sonuçları ülkedeki örgün eğitim sisteminin -gerek eğitime erişimin sağlanması, gerekse sosyal eşitlik vb. diğer nitelikleri itibariyle- yeniden ele alınması, mevcut eksikliklerin saptanması ve giderilmesi için bir zorunluluk olarak görülmelidir.Item Uygulamaya dayalı fen öğretimine ilişkin sınıf öğretmeni adaylarının görüşleri(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Akben, Nimet; Eğitim Bilimleri Fakültesiİlkokul fen bilimleri öğretim programlarında sorgulamaya dayalı öğrenme yaklaşımının esas alınmasına karşın bu yaklaşıma dayalı yöntem ve tekniklerin okullardaki uygulanmalara yansıtılamadığı görülmektedir. Fen derslerinde çoğunlukla geleneksel yöntemlerin tercih edilmesinde, öğretmen eğitiminin genellikle kuramsal bilgilere dayalı yürütülmesinin ve uygulamalara yeterince yer verilmeyişinin neden olduğu düşünülmektedir. Bu amaçla bu çalışmada, Fen ve Teknoloji Öğretimi I-II derslerini alan sınıf öğretmeni adayları ile uygulama ağırlıklı dersler yürütülmüş ve adayların görüşlerine başvurularak uygulamaların etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma 2016-2017 öğretim yılında 31 sınıf öğretmeni adayı ile yürütülmüş ve nitel araştırma desenlerinde yorumlayıcı desen kullanılmıştır. Görüşlere dayalı olarak yapılan içerik analizi sonucunda “Uygulamaların Mesleki Gelişime Katkıları” teması altında “Yöntem ve Teknik Bilgilerine Katkı” ve “Uygulama Becerilerine Katkı” kategorilerine ulaşılmıştır. Bu sonuçlar sınıf öğretmenlerinin, fen bilimleri derslerinde programda öngörülen stratejilere dayalı yöntem ve teknikleri kullanabilmelerinde ve bunları kullanacak özgüveni kazanmalarında meslek eğitimleri sırasında aldıkları Fen ve Teknoloji Öğretimi derslerinin uygulamalı yürütülmesinin önemini ortaya koymuştur.Item Türkçe'yi yabancı dil olarak öğreten öğretmenleri değerlendirme ölçeği(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Mete, Filiz; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmada amaç; “Yabancı Dil Olarak Türkçe (YDOT) Öğretmeni Değerlendirme Ölçeği” geliştirmektir. Bu ölçekle öğretmenlerin etkililik düzeyi belirlenecektir. Böylece öğretmenlerin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi gereken eksik yönlerini ortaya çıkaran bir ölçek elde edilecektir. Bu amaç doğrultusunda öncelikle, öğretmen niteliklerini ifade eden maddeler belirlenmiştir. Elde edilen maddelere faktör analizi yapılmıştır. Toplanan çok sayıdaki madde anlamlı, az sayıda ve birbirinden bağımsız faktörler altında toplanmıştır. Araştırmaya Türkçeyi yabancı dil olarak öğreten 98 öğretmen katılmıştır. Veri toplama aracı olarak beşli likert tipinde 46 maddelik bir ölçek formu tasarlanmış ve uygulanmıştır. Yapı geçerliğinin ve güvenirliğinin istatistiksel olarak belirlenmesinde; madde analizi, faktör analizi ve cronbach's alfa güvenirlik katsayısı hesaplamaları yapılmıştır. Analizler sonucu dokuz boyut 30 maddelik bir ölçek elde edilmiş, boyutlar ilişkilendirilerek üç (bilişsel, duyuşsal, davranışsal) grupta toplanmıştır. Çalışmada kullanılan ölçeğin güvenirlik düzeyinin belirlenmesi için yapılan chronbach’s alfa katsayısı 0.723 olarak elde edilmiştir.Item Anadolu güzel sanatlar ve spor liseleri müzik bölümlerindeki program değişiklikleri(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) İlhan, Ayşe Çakır; ; Eğitim Bilimleri FakültesiAraştırmanın amacı, Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri (AGSL)’nin müzik bölümlerinde kuruluşundan günümüze yapılan program değişikliklerinin incelenmesi ve bu durumun eğitim - öğretim etkinliklerinin gerçekleştirilmesindeki rolünün uzman ve öğretmen görüşlerine göre değerlendirilmesidir. Bu araştırma, AGSL müzik bölümlerinde yapılmış olan değişikliklerin eğitim-öğretim etkinliklerinin gerçekleştirilmesinde ne ölçüde yer aldığının araştırılması; araştırma sonucunda elde edilen sonuç ve öneriler doğrultusunda uygulamalardaki eksikliklerin giderilmesi, bu konu ile ilgili yapılabilecek çalışmalara yol göstermesi ve kaynak oluşturması bakımından önem taşımaktadır. Araştırma betimsel türde olup model olarak tarama modeli ile yürütülmüştür. Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümlerinde 2016-2017 öğretim yılında görev yapmakta olan öğretmenlere yöneltilen görüşme soruları ve alan uzmanları ile yapılan görüşmeler ile veriler toplanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular ve program değişiklikleri ayrıntılı olarak verilmiş, AGSL’nin kuruluşundan günümüze bütün ders değişiklikleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Mevcut ders programı ile ilgili görüşler ve önceki programların karşılaştırılması dâhil birçok bulguya ulaşılmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğretmenler ve uzmanlar yapılan program değişikliklerinin iyi niyetli bir yaklaşımla gerçekleştirildiğini belirtseler de altyapı eksikliğinin mevcut ders programını kullanmakta sorunlar yaratabileceğine inanmaktadırlar. Gelecekte yapılacak çalışmalarda, program değişikliğinin ardından mezun olacak ilk öğrencilerin başarı durumlarının incelenmesi önerilmektedir.Item A liberatory pedagogy for non-native teachers of english(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Cakcak, Yasemin Tezgiden; Eğitim Bilimleri FakültesiNative English speaking teacher of English/non-native English speaking teacher of English (NEST/NNEST) inequity has been a well-documented reality in the foreign language education field. Interpreting the dichotomy of NEST/NNEST from Freire's theoretical perspective, this article provides insights into the internalization of native speakerist ideology by large numbers of non-native teachers of English. Using Freire's understanding of the relationship between the oppressor and the oppressed, this article argues that non-native teachers of English are divided beings: they are both themselves and the consciousness of the native speaker they internalized. Following Freire's liberatory pedagogy, this article suggests a dialogical problem-posing education for overcoming NEST-NNEST inequity in English language teacher education in Turkey.Item Olumsuz yaşam olayları, psikolojik danışma hizmeti alma, ruminasyon ve stres arasındaki ilişki(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Efe, İdil Aksöz; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırma, üniversite öğrencilerinin stres düzeylerini, olumsuz yaşam olayları, ruminasyon ve cinsiyet değişkenleri açısından incelemektedir. Araştırmaya 184’ü (% 59.2) kadın, 127’si (% 40.8) erkek, toplam 311 üniversite öğrencisi katılmıştır. Yaş ortalaması 21.47 (SS = 2.09), belirtilen ortalama olumsuz yaşam olayı sayısı ise 2.66 (SS=1.60) olan çalışma grubunda, cinsiyet, olumsuz yaşam olaylarının sayısı, psikolojik danışma hizmeti alma ve ruminasyonun algılanan stres üzerindeki etkisini incelemek için çoklu hiyerarşik regresyon analizi yapılması planlanmış, ancak psikolojik danışma hizmeti alan yeterli sayıda katılımcıya ulaşılamaması nedeniyle bu değişken dahil edilmeyerek analiz yapılmıştır. Sonuçlar, modelin anlamlı olduğunu ve toplam varyansın % 34’ünü açıkladığını göstermiştir. İlk adımda, cinsiyet ve olumsuz yaşam olaylarının sayısı, algılanan stresin anlamlı yordayıcıları olarak bulunmuştur (R 2=.09, F(2,308) =15.13, p<.001). İkinci adımda modele eklenen ruminasyonun da algılanan stresin anlamlı yordayıcısı olduğu bulunmuştur (R 2=.25, F(1,307)=51.46, p<.001). Çalışmanın bulguları stres düzeyini belirlemeye yönelik cinsiyet, ruminasyon ve olumsuz yaşam olaylarının sayısı gibi kişisel etmenlerin önemini vurgulaması açısından önemlidir. Üniversite öğrencileri ile çalışan ruh sağlığı uzmanlarının kadın olmanın, daha fazla olumsuz yaşam olayı deneyimlemenin ve ruminasyona yatkınlığın, stres düzeyinin artması için risk etmenleri olduğunu göz önünde bulundurmaları önerilebilir.Item Müzede eğitim etkinliklerinin öğrencilerin yazma becerilerine etkisi(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Çıldır, Burcu; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın amacı, müze eğitimi etkinliklerinin 8. sınıf öğrencilerinin yazılı anlatım becerisi erişi düzeylerine etkisi olup olmadığının araştırılmasıdır. Araştırma, deneme modelinde hazırlanmıştır. Türkçe öğretiminde müzede eğitim etkinliklerinin öğrencilerin yazılı anlatım becerisine ilişkin bilgi düzeyinde bir gelişme sağlamadığı; buna karşın uygulama ve toplam erişiler bağlamında geleneksel uygulamalara göre daha etkili olduğu saptanmıştır. Araştırmanın sonucunda; müzede eğitim etkinliklerinin birlikte yürütüldüğü öğrencilerin yazılı anlatım (kompozisyon) yazma becerilerinin de olumlu yönde geliştiği belirlenmiştir. Yazılı anlatım becerisinin geliştirilmesinde ürüne odaklı geleneksel uygulamalar yerine çağdaş yaklaşımlar yeğlenerek öğrenme ortamları çeşitlendirilmelidir.Item Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlardaki öğrencilerin keman dersindeki başarı düzeylerini yordayan öğrenmeye ilişkin özellikler(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Doğan, Merih; ; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmada Türkiye’de müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda keman dersi alan öğrencilerin, keman derslerindeki başarılarını yordayan (tahmin eden) öğrenmeye ilişkin özelliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma korelasyonel bir araştırmadır. Çalışma 18 üniversiteden 521 lisans öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Gerekli verilerin toplanmasında alanyazında bulunan “Bireysel Çalgı Performans Sınavı Kaygısı Ölçeği”, “Güdülenme ve Öğrenme Stratejileri Ölçeği”, “Öğrenme Biçemleri Envanteri”, “Öğrenme Yaklaşımları Ölçeği”, araştırmacı tarafından geliştirilen “Keman Dersine Yönelik Tutum Ölçeği” ve “Kişisel Bilgi Anketi” kullanılmıştır. Yapılan çoklu regresyon analizi sonucunda keman dersi başarısını yordayan özelliklerin sırasıyla öğrencilerin keman dersine yönelik tutumlarının, keman çalmaya başlama yaşlarının, mezun olduktan sonra yapmayı planladıkları mesleklerin, bireysel çalgı performans sınavı kaygılarının, günlük keman çalışma sürelerinin olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın diğer değişkenleri ile keman dersindeki başarı arasında anlamlı bir ilişki saptanamamıştır. Bu sonuçlar doğrultusunda, öğretim elemanlarının bu etmenlere dikkat etmeleri, dersleri, başarıyı etkileyen değişkenleri göz ardı etmeden planlamaları ve gerçekleştirmeleri önerilmiştir.Item Veri madenciliğinde kullanılan öğrenme yöntemlerinin farklı koşullar altında karşılaştırılması(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Aksu, Gökhan; Doğan, Nuri; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmada veri madenciliği ve makine öğrenme yaklaşımının eğitim alanında kullanılması ve bu algoritmalara dayalı olarak elde edilen sonuçların güvenirlik ve geçerlik değerlerinin ne düzeyde olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. PISA 2015 Türkiye ortalamasına göre öğrencilerin başarılı ve başarısız olarak sınıflandığı çalışmada farklı öğrenme yöntemleri kullanılarak fen okuryazarlığı bakımından öğrencilerin hangi sınıfta yer alacağı tahmin edilmiş ve bu aşamada elde edilen sonuçların güvenirlik ve geçerlik ölçütleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında ele alınan 8 farklı öğrenme yönteminden doğru sınıflama sayısı, doğru sınıflama oranı, kappa istatistiği, karekök hata ve göreceli karekök hata değerleri bakımından en iyi sonuçların Random Forest yöntemiyle elde edilirken Ridge lojistik regresyon, Lojistik model ve Hoefding tree yöntemlerinin en başarılı diğer yöntemler olduğu belirlenmiştir. Çapraz geçerleme yöntemi kullanılmadan tüm veri setinin eğitim ve test veri seti olarak ayrılması durumunda Lojistik model, Random Forest ve Ridge Regresyon yöntemlerinin farklı büyüklükteki test verilerinde en düşük hata değerlerini verirken Random Tree ve J.48 yönteminlerinin en yüksek hata değerlerine sahip olduğu belirlenmiştir. Ridge regresyon, Random forest ve Lojistik model ile elde edilen hata değerlerinin de farklı yüzdelikteki test verilerinde oldukça tutarlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Farklı yöntemler yardımıyla elde edilen ölçme sonuçlarının veri setini test ve eğitim verisi olarak ayırmayıp aynı veri seti üzerinden hem öğrenme yöntemini eğitip hem de test ettiğimiz takdirde özellikle Random tree ve J.48 öğrenme yöntemlerinin gerçek performanslarından daha yüksek doğru sınıflama oranına sahip oldukları belirlenmiştir.Item Öğretmen adaylarının birinci dereceden iki bilinmeyenli denklem sistemini yorumlama biçimleri(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Denizli, Zeynep Akkurt; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı, öğretmen adaylarının birinci dereceden iki bilinmeyenli denklem sistemlerini yorumlarken ilgili kavramsal anlamalarını ve ne tür güçlükler yaşadıklarını incelemektir. Araştırmaya, Türkiye’de büyükşehirdeki bir devlet üniversitesinin 3. sınıfında okuyan 162 sınıf öğretmeni adayı katılmıştır. Öğretmen adaylarından, 3 6 18 2 3 19 x y x y denklem sistemi ile çözülebilen bir gerçek yaşam problemi yazmaları istenmiştir. Böylece, yazdıkları problemlerle, öğretmen adaylarının denklem sistemini nasıl analiz ettiklerini ve sistemdeki kavramları nasıl ele aldıklarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Sonuç olarak; öğretmen adaylarının, birinci dereceden iki bilinmeyenli denklem sistemlerini yorumlamada ve ilgili kavramları anlamlandırmada güçlük yaşadıkları ve bu kavramlarla ilgili önemli eksikliklerinin olduğu belirlenmiştir.Item 2013 okul öncesi eğitim programının değerlendirilmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Başaran, Semra Tican; ; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmada Türkiye’de 2013 yılında uygulamaya konulan okul öncesi eğitim programının değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Değerlendirmede Provus’un Farklar Modeli temel alınmıştır. Araştırmada karma yöntem desenlerinden açımlayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Bu desenin seçilmesinin nedeni, araştırmada öğretmenlerin okul öncesi eğitim programının belirlenen ölçütlere ulaşma düzeyinin belirlenmesi ve bu ölçütlere ulaşma durumunun derinlemesine incelenmesidir. Araştırmanın nicel boyutunun çalışma grubunu, Muğla il merkezinde görev yapmakta olan 79 okul öncesi öğretmeninden ulaşılabilen ve araştırmaya katılmaya gönüllü olan 62 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Nitel boyutunun çalışma grubu ise 15 öğretmenden oluşmaktadır. Araştırmanın nicel verileri, araştırmacılar tarafından geliştirilen okul öncesi eğitim programını değerlendirme anketi, nitel verileri ise yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Araştırma kapsamında toplanan nicel veriler betimsel analizler, nitel verileri ise tümevarımsal içerik analizi ile çözümlenmiştir. Okul öncesi öğretmenlerine göre okul öncesi eğitim programının belirlenen ölçütlere büyük oranda ulaşılmasını sağladığı ancak aile katılımı, rehberlik ve öğrenme merkezleri ile ilgili ölçütlere beklenen düzeyde ulaşılamadığı sonucuna varılmıştır. Anahtar sözcükler: Okul öncesi eğitim, okul öncesi eğitim programı, eğitim programı, program değerlendirme, Provus’un farklar modeli.Item Çocuğun soyadıyla ilgili yargı kararlarının değerlendirilmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Taşkın, Pelin; Eğitim Bilimleri FakültesiBireyin kimliğinin parçası olan soyadı, 2525 sayılı Soyadı Kanunu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenmektedir. Türk Medeni Kanunu uyarınca çocuğun soyadının belirlenmesinde, soybağı esası kabul edilmiştir ve çocuk soyadını doğumla kendiliğinden kazanır. Söz konusu düzenleme uyarınca evlilik içinde doğan çocuğun soyadı babanın soyadıdır. Çocuğa aktarılan soyadı babanın ölümü ya da tarafların boşanması halinde dahi değişmeyecektir. Başka deyişle, velayet hakkı verilen kadın, soyadının soybağı esasına dayanması ve çocuğun velayete sahip annesinin soyadını alabileceğine dair bir düzenleme bulunmaması nedeniyle, velayeti altındaki çocuğuna kendi soyadını verememektedir ve çocuğun soyadı babanın soyadı olarak kalmaktadır. Çocuğun annesiyle farklı soyadının olması, arkadaşlarının alaylarına maruz kalması, anne babasının boşanmış olduğunu arkadaşlarına açıklamak zorunda kalması, mutsuz olması, psikolojisinin olumsuz etkilenmesi gibi sorunlara yol açmaktadır. Belirtilen bağlamda araştırmanın amacı, velayeti annesine bırakılan çocuk ile annesinin soyadının farklı olması nedeniyle yapılan soyadı değişikliği istemlerinin, mahkeme kararlarında nasıl incelendiğini ve annesiyle soyadının farklı olması nedeniyle çocuğun günlük yaşamında ve okul yaşamında yaşadığı sorunları belirlemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda, veri toplama tekniği olarak belge incelemesi yapılmıştır. Bu araştırmada, 2011-2015 yılları arasında verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarından ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal ve bireysel başvuru kararlarından konuyla ilgisi olduğu belirlenen sekiz karar incelenmiştir. İncelenen kararlarda çocuğun soyadının soybağı hükümleri yerine, velayet hükümlerine dayandırılarak incelendiği, hakimlerin çocukların soyadı değişikliği istemlerini karara bağlarken Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi (özellikle m. 12) ve çocuk hukuku ilkelerini dikkate almadıkları belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Çocuğun soyadı, çocuk hakları, çocuğun yüksek yararı, velayet, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Kararları.Item Grup çalışması becerileri ölçeğinin Türkçe'ye uyarlanması(Ankara : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, 2018) Ozan, Ceyhun; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırmanın amacı, Cumming vd. (2014) tarafından geliştirilen Grup Çalışması Becerileri Ölçeği’ni Türk kültürüne uyarlamaktır. Ölçeğin dil eşdeğerlik çalışmasını yapmak amacıyla birinci araştırma grubu İngilizce öğretmenliği programında öğrenim gören 70 öğretmen adayından oluşmuştur. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek amacıyla oluşturulan ikinci araştırma grubunda, bir devlet üniversitesinin eğitim fakültesinin çeşitli programlarında öğrenim gören 509 öğrenci yer almaktadır. Özgün ölçek, iki faktör ve 10 maddeden oluşmaktadır. Dil eşdeğerliği sağlandıktan sonra açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi uygulanarak ölçeğin yapı geçerliği belirlenmiştir. Açımlayıcı faktör analizinden elde edilen sonuçlara göre özgün ölçek ile uyumlu olarak 10 maddeden oluşan iki faktörlü yapı oluşmuş ve doğrulayıcı faktör analizi ile de doğrulanmıştır. Ölçeğin güvenirlik katsayıları, Cronbach alfa .80 ve Spearman-Brown .74 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen güvenirlik katsayıları da ölçeğin güvenilir sonuçlar ürettiğini göstermektedir.