SOXLET YÖNTEMİ İLE ÇAYDAN
KAFEİN ELDESİ
Hazırlayan : Doç. Dr. Kâmran
POLAT
Eylül, 2005
EKSTRAKSİYON
Ekstraksiyon, çözeltilerden, veya katı karışımlardan
bir maddeyi ayırmak, ekstraksiyon çözücüsünü ve istenmiyen safsızlıkları
karışımlardan uzaklaştırmak için yapılan bir işlemdir. Laboratuvarda en çok
çözeltilerden ekstraksiyon yapılır.
1. TEORİ
Ekstraksiyonun teorisi dağılma
kanununa dayanır. Dağılma kanunu karışmayan aynı miktar iki sıvıda çözünen bir
maddenin bu iki fazdaki konsantrasyonları oranının belli bir sıcaklıkta sabit
olduğudur. Burada maddenin her iki fazda da aynı yapıya sahip olduğu kabul
edir. Karışmayan iki faz A ve B, çözünen maddenin her iki fazdaki
konsantrasyonu CA ve CB ise belli bir sıcaklıkta CA/CB
= K dır. K sabiti dağılma katsayısıdır. Organik maddeler genellikle organik
çözücülerde sudakinden daha çok çözünür. Bundan yararlanarak organik maddeler
sulu çözeltilerinden bir organik çözücüyle ekstrakte edilebilir. Sulu çözeltiye
elektrolit maddeler (CaCI2,NaCI) ilave edilirse organik maddenin
sulu fazdaki çözünürlüğü daha da azalır.
Ekstraksiyonda amaç, organik
maddeyi ayırmak, fakat aynı zamanda da fazla çözücü harcamamaktır. Belli miktar
çözücünün hepsini bir defa bir ekstraksiyonda mı, yoksa aynı miktarı bir kaç
defada mı kullanmak gerektiği aşağıda açıklanmıştır: wo gram madde içeren V ml sulu çözeltiden S
ml organik çözücüyle yapılan bir ekstraksiyonda sulu fazda wı gram madde kalsın. Dağılma kanununa göre aşağıdaki
eşitlikler yazılabilir.
veya
Aynı miktar, S
ml organik çözücü kullanarak ikinci bir ekstraksiyon yapılırsa sulu fazda kalan
w2 gram madde
için aşağıdaki eşitlikler yazılabilir.
veya
Ayni
işlem n defa yapılırsa, sulu fazda
kalan madde miktarı, wn
için;
eşitliği yazılabilir. Örneğin, 4 g n-bütirik asidin 15 oC de 100 ml deki
çözeltisi 100 ml benzenle ekstrakte edilirse ve n-bütirik asidin benzendeki
dağılma katsayısı suya göre 3 ise bir defa ekstraksiyon sonunda sulu fazda
kalan n-bütirik asit miktarı:
fakat
aynı miktar benzen (100 ml) üç defada kullanılırsa suda kalan madde miktarı;
dır. O halde aynı miktar çözücü ile fazla sayıda ekstraksiyon
yapmakla daha fazla madde istenilen çözücü fazına alınır.
EKSTRAKSİYON İŞLEMİ
Laoratuvarda en çok uygulanan
işlemlerden biri organik maddeyi çözeltisinden veya süspansiyonundan organik
bir çözücü kullanarak ekstraksiyon yapmaktır. Çözelti veya süspansiyon
genellikle su fazıdır. Ekstraksiyon için kullanılan organik çözücü su ile
karışmamalıdır. Ekstraksiyon için en çok kullanılan çözücüler, dietil eter, di
-izopropil eter, benzen, kloroform, karbon tetraklorur ve petrol eteridir. Bu
çözücülerin hangisinin kullanılacağı, ekstrakte edilecek maddenin çözücüdeki çözünürlüğü
ve maddenin çözücüden ayrılma kolaylığı göz önüne alınarak belirlenir. En çok
kullanılan çözücü dietil eterdir. Kuvvetli çözücülüğü ve düşük kaynamasına
karşın yanma tehlikesi vardır. Bu, dizopropil eter kullanılarak ortadan
kaldırılabilir, fakat bu çözücü de pahalıdır.
Belli bir miktar çözücüye birkaç defa kullanılarak
yapılan ekstraksiyonun daha fazla madde kazandırdığı yukarıda açıklanmıştı.
Burada, en çok kullanılan dietil eterle sulu bir çözeltiden ekstraksiyon işlemi
anlatılmıştır. Bunun için sulu çözeltinin hacminin yaklaşık iki katına eşit
hacimde bir ayırma hunisi seçilir. Ayırma hunisinin musluğu ve kapağı iyi
kapanmalıdır, kuru ve temiz bir ayırma hunisinin musluğu ve kapağı
vazelinlenir. içine ekstrakte edilecek çözelti ve yaklaşık üçte biri kadar eter
konur. Huninin ağzı kapatılır ve kapağı tutularak yavaşça çalkalanır (Şekil1 a). Bu sırada eterin
buharlaşmasıyla huni içinde basınç artacaktır. Basınç, huni ters çevrilip
musluğu yavaşça açılarak azaltılır. (Şekil
1 b). Musluk kapatılır ve huni tekrar çalkalanır. Bu işlem huni içindeki
atmosfer, eter buharıyla doyuncaya kadar tetrarlanır, bu halde huni içinde
basınç artması olmaz. Huni birkaç dakika daha kuvvetle çalkalanır, yeteri kadar
maddenin eter fazınageçtiği düşünülünce, fazların ayrılması için huni bir
halkaya konup bekletilir (Şekil 1 c).
Alttan sulu faz ve üstten eterli faz alınır. Sulu faz tekrar ayırma hunisine
konur ve taze çözücüyle ekstraksiyon işlemi tekrarlanır. Çoğunlukla üç ekstraksiyon
yeter. Fakat dağılma katsayısı ve ekstrakte edilecek çözeltinin miktarı göz
önüne alınarak üçten az veya çok ekstraksiyon yapılabilir. Eterli çözeltiden
madde, eter uçurularak kazanılır ve sonra saflaştırılır (damlatma,
kristallendirme, v.b. ile). Anlatılan ekstraksiyon işlemi, her çözücü için
aynen uygulanabilir.
Şekil 1. Ekstraksiyon işlemi
Ekstraksiyon işleminde fazların
birbirinden ayrılmaması ve emülsiyon halinde kalması en sık karşılaşılan
durumlardır. Bu durumda, sulu faz sodyum klorürle doyurulur, çözücü uygunsa
birkaç damla alkol damlatılabilir veya en iyisi bir süre beklenir.
KİMYASAL ETKİLEŞMEYE DAYANAN EKSTRAKSİYON
Bu tür ekstraksiyonda ayrılacak madde ekstraksiyon çözeltisi ile bir reaksiyon verir. Bu tür ekstraksiyon, karışımlardan bileşenleri ayırmak ve organik madde içindeki safsızlıkları uzaklaştırmak için uygulanır. Organik bir çözücü içinde çözünmüş birkaç madde içinden organik bir asidi, inorganik bir bazın sulu çözeltisiyle ekstrakte etmek ve organik bir reaksiyon sonunda ortamda kalan ve istenmeyen benzaldehidi sodyum bisülfit çözeltisiyle ekstrakte etmek sırasıyla birinci ve ikinci duruma örnektir.
Seyreltik sodyum hidroksit,
sodyum karbonat ve sodyum bikarbonat çözeltileri organik asitleri ve asidik
safsızlıkları organik çözücülerdeki çözeltilerinden ekstraksiyon ile ayırmak
için kullanılır. Ekstraksiyon, asit ve bazdan oluşan tuzun organik fazda
çözünmemesine ve suda çözünmesine dayanır. Seyreltik hidroklorik asit ve
sülfürik asit de aynı özelliğe dayanarak organik bazların ve bazik
safsızlakların ekstraksiyon ile uzaklaştırılması için kullanılır. Derişik soğuk
sülfürik asit, doymamış hidrokarbonları doymuş hidrokarbonlardan, alkol ve
eterleri alkil halojenürlerden ekstarksiyon ile ayırmaya yarar.
SÜREKLİ EKSTRAKSİYON
Organik maddeler, suda
organik çözücülerden daha fazla çözündüğünde veya bir katı fazda bulunup
organik çözücülerde az çözündüğünde, sürekli ekstraksiyon işlemi uygulanır. Bu
yolla daha az çözücü kullanarak, çözünürlük organik çözücünün aleyhine olduğu
halde fazla miktarda madde kazanılabilir. Ekstraksiyon sıvı-sıvı arasında
olacaksa yani madde sudan ekstrakte edilecekse kullanılacak organik çözücünün
sudan ağır veya hafif oluşuna göre farklı ekstraksiyon düzenekleri kullanmak
gerekir. Şekil 2 a sudan hafif ve Şekil 2.b sudan ağır organik çözücüler
ile yapılacak ekstraksiyon için kullanılan düzenekleri göstermektedir: A soğutucu; B, Şekil 2.a ve Şekil 2.b de sırasıyla, sudan hafif ve
sudan ağır ekstraksiyon çözücüsün bulunduğu balon; C organik
maddeyi içeren sulu faz ve D ekstrakte edilen organik madde çözeltisinin toplandığı
balondur.
Şekil 2. Sürekli ekstraksiyon
sistemleri
Organik maddeyi içeren çözücü sudan
farklı bir çözücü de olabilir. Unutulmaması gereken nokta, iki çözücünün
birbiriyle karışmamasıdır. Bu iki düzenekte de, balonda kaynayan ekstraksiyon
çözeltisi soğutucuda yoğunlaşarak, organik maddeyi içeren faz içinden damlalar
halinde geçer ve tekrar balona döner. Böylece devam eden ekstraksiyon işleminde
süre geçtikçe balonda kaynayan organik çözücü içine geçen organik madde miktarı
artar.
SOXLET EKSTRAKSİYONU
Katılardan yapılan ekstraksiyon işlemi için en çok kullanılan düzenek soxlet cihazıdır. Bunun çeşitli türleri vardır, Şekil 3 de bir soxlet cihazı gösterilmiştir. Cihaz üç kısımdan oluşur: Balon, gövde ve geri soğutucu. Katı madde, seramik veya silindir şeklinde bükülmüş kalın süzgeç kağıdından yapılan bir kartuşa (C) konarak gövdenin içine yerleştirilir. Gövde, ekstraksiyon çözücüsünün konduğu bir balona (B) yerleştirilir. Gövde kısmının en üstüne de geri soğutucu (A) takılır. Balondaki çözücü ısıtıldığında, sıcak çözücü buharları geri soğutucuya doğru hareket etmeye başlar ve yoğunlaşarak katı maddenin bulunduğu kartuşa damlar. Bu işlem devam ederken, kartuş yavaş yavaş ılık çözücü ile dolmaya başlar. Kartuş çözücü ile tamamen dolduğunda, sifon hareketi ile balona geri akar. Bu işlem defalarca sürdürülür. Her bir döngüde çözücü bir miktar katı maddeyi balona taşır. Ancak, çözünmüş olan katı madde balonda kalır ve döngüye katılmaz. Zaten bu yöntemin en büyük avantajı da budur. Her döngüde yalnızca saf ekstraksiyon çözücüsü balondan buharlaşır. Ekstraksiyon sonunda çözücünün fazlası evaporatörde uzaklaştırılarak ham ürün elde edilir.
Şekil 3. Soxlet cihazı
Bu yöntem, tıp, eczacılık,
kozmetik ve kimya gibi alanlarda, doğal kaynaklarından doğal ürünlerin elde
edilmesinde, hem mikro hem de makro ölçekli boyutlarda uygulanmaktadır.
KAFEİN
Tanım ve Tarihçe
Kafein,
organik kimyacıların alkaloitler (nikotin, morfin, stikinin, kodein ve kokain
gibi) olarak adlandırdığı azot içeren ve bitkilerde doğal olarak bulunan
organik bir amin bazıdır. Kafeinin temel bileşeni, nükleik asitlerin yapı taşı
olan “purin” dir. Ancak, intektisit etkisi dışında bitki fizyolojisindeki
görevi ve önemi tam olarak bilinmemektedir.
Tarihte
bilinen ilk kafein tüketicileri, Etiyopya’da 1000 yıl önce kahve tüketen Galla
kabilesinin üyeleridir. 1819 yılında kafein, ilk kez kahve çekirdeklerinden
elde edilmiş ve bu saf kafein, Runge kafeini
olarak adlandırılmıştır. İlk total sentezi ise 1895 yılında Fisher tarafından
gerçekleştirilmiştir. 1000 yılı aşkın süredir günlük hayatımızda kafeinli
besinlerin geniş ölçüde tüketilmesine karşın, kafein bilim adamları tarafından
çok az ilgi görmüştür. Kafeinin günlük hayatamızdaki geleneksel kaynakları
kahve, siyah çay, kolalı içecekler ve kakao’dur. Reçetesiz olarak satılan ağrı
kesicilerin çoğu da kafein içerir.
Kafeinin
yapısı ve özellikleri aşağıda gösterilmiştir.
Çaydan elde edilmesi,
ayrılması ve saflaştırılması
Klasik yöntem
Çay yapraklarında kafein tek başına değildir, yanında pek çok doğal
bileşik de vardır. Bu sebeple, kafeini
diğer bileşenlerden ayırmak, kimyacılar için büyük bir problem olmuştur.
Çayda bulunan diğer önemli doğal bileşiklerden bazıları:
Selüloz: Bitki
hücrelerinin en önemli yapı bileşenidir. Suda çözünmediği için ayırma işleminde
bir problem oluşturmaz.
Taninler: Büyük
molekül kütleli, suda çözünen ve çaya rengini veren bileşiklerdir. Tanin
terimi, kimyasal yapısı bilinen basit bir bileşik veya molekülü ifade etmez.
Bunlar, fenol grupları içeren (bundan dolayı asidik özellik gösterir) karmaşık
yapılı bileşiklerdir.
Klorofiller: Yeşil bitki pigmentleridir ve suda
çözünür. Karbon dioksit ve suyu karbonhidrat ve oksijene dönüştürür
(fotosentez).
Kafein, Soxlet ekstraksiyonu geliştirilmeden önce çay yapraklarından,
genellikle klasik kimyasal ayırma yöntemleri kullanılarak ayrılmaya
çalışılmıştır (Çizelge 1).
Ayırma işleminin uygulanışı için bir deney örneği aşağıda verilmiştir:
Bir beher içine önce çay konur, üzerine bidestile su ve Na2CO3
ilave edilerek hafifçe kaynatılır (yaklaşık olarak 10-15 dakika). Katısından
ayrılan sulu çözelti bir ayırma hunisine alınır ve metilen klorür (diklormetan)
ile ekstraksiyon edilir. Ekstraksiyon sonunda ayrılan organik faz Na2SO4
üzerinde kurutulur. Kurutulan organik faz, hacminin yaklaşık üçte biri
kalıncaya kadar ısıtılır ve tam bu anda petrol eteri katılır (3-5 mL). Petrol
eteri ilave edilmesini takiben çözeltide kafein kristalleri oluşmaya başlar.
Çizelge 1. Klasik
kimyasal yöntemler kullanılarak çaydan kafein elde edilmesinde izlenen
basamaklar.
Çaydan elde edilen kafein, süblimleştirme yöntemi ile de
saflaştırılabilir. Kafein 238 oC süblimleşir ve erir. Oldukça keskin
erime noktasından dolayı, genellikle reaksiyon ortamında salisilat türevi hazırlanarak
diğer bileşenlerden ayrılması ve tanımlanması tercih edilmektedir.
Soxlet ekstraksiyonu
ile elde edilmesi
Deneyin yapılışı:
50 g kuru çay havanda iyice dövülerek toz haline getirilir. Soxlet cihazının gövde kısmına yerleştirilen bir kartuş (silindir şeklinde bükülerek cam hazne içine yerleştirilmiş süzgeç kağıdı) içine dikkatlice dökülür. Soxlet cihazının balon (1 L hacminde) kısmına 300 mL etanol konur. Geri soğutma kısmı gövdenin üzerine yerleştirilerek su giriş ve çıkış bağlantıları kontrol edilir. Balon magnetik-karıştırıcılı bir ısıtıcı üzerine oturtulur. Düzgün kaynamayı sağlamak için balon içine orta büyüklükte bir magnet atılır ve etrafı cam pamuğu ile sarılır. Yaklaşık 20 saat kaynatılır. Deney sonunda balonda, oldukça koyu renkli (kahverengi-siyah) bir çözelti elde edilir. Bu alkollü çözelti, kafein dışındaki diğer doğal ürünleri uzaklaştırmak için MgO in (25 g) 150 mL deki çözeltisine (bulamaç) katılır ve porselen bir kapsül içinde su banyosu üzerinde sık sık karıştırılarak kuruluğa kadar buharlaştırılır (hızlı ısıtma sıçramalara sebep olacağından buharlaştırma işlemi dikkatli yapılmalıdır). Çözücüsü buharlaştırıldıktan sonra toz haline gelen kalıntı, bir defa 250 mL sonra da 125 mL su ile üç kez kaynatılarak sıcak halde emilir.
Sulu süzüntüler bir araya toplanır, 25 mL sey.H2SO4 ilave edilerek yaklaşık üçte biri kalıncaya kadar buharlaştırılır. Eğer yumak şeklinde bir çökelek ayrılırsa, sıcak halde süzülür. Toplanan sulu çözelti, beş kez 30 mL kloroform (veya diklorometan) ile ekstraksiyon yapılır ve organik faz ayrılır.
Ekstraksiyon sonunda elde edilen
organik faz renkli ise (açık ya da koyu sarı), birkaç mL sey. NaOH çözeltisi ve
su ile çalkalanarak renk giderme işlemi uygulanır. Bu işlemden sonra, bir araya
toplanan organik faz, susuz MgSO4 veya Na2SO4 üzerinde
kurutulur ve evoparatörde kloroform uzaklaştırılır. Balonda kalan ham kafein
çok az soğuk suyla çalkalanarak bir behere alınır, biraz daha su ilave edilerek
(kafein suda bir miktar çözünür (22 mg/mL su, 25 oC) bu sebeple
kristallendirirken su miktarına dikkat edilmelidir) tamamen berrak bir çözelti
elde edilene kadar ısıtılarak yeniden kristallendirilir. Elde edilen saf
kafeinin (beyaz iğne şeklinde parlak kristaller) erime noktası 238 oC
dir. Kafein aynı zamanda süblimLeşen bir bileşik olduğundan saklanırken kabın
ağzı sıkıca kapatılmalıdır.
Örnek soru ve
çözümleri
Soru 1. 40 mg benzoik asit
100 mL suda çözülerek 100 mL benzen ile ekstrakte ediliyor. Çözücünün hepsiyle
birden bir kez ekstraksiyonda sulu fazda kalan benzoik asit miktarı 10 mg
olduğuna göre dağılma katsayısını (Ksu/Korg), 2x50 mL
çözücüyle yapılan ekstraksiyonda sulu fazda kalan benzoik asit miktarını
bulunuz.
Çözüm 1.
Wn = 6,32
mg
Soru 2. 50 mg aspirin
örneği, 100 mL sulu çözeltisinden 75 mL kloroform ile ekstrakte ediliyor. Ekstraksiyon
sonunda sulu fazda kalan aspirin miktarı, 12,5 mg olduğuna göre dağılma
katsayısını (Ksu/Korg) bulunuz.
Çözüm 2.
Soru 3. Bir krotonik asit
örneği 60 mL sulu çözeltisinden 60 mL CH2Cl2 ile ekstrakte
ediliyor. Ekstraksiyon işlemi organik çözücünün tamamıyla bir defa yapıldığında
11,75 mg; eşit hacimdeki çözücüyle üç kez yapıldığında 5,88 mg maddenin sulu
fazda kaldığı görülüyor. Buna göre, başlangıçtaki ve eşit hacimdeki çözücüyle
iki kez ekstraksiyon yapıldığında sulu fazdaki örneğin miktarını ve
ekstraksiyon verimini bulunuz.(KCH2Cl2/H2O=3 kabul ediniz)
Çözüm 3.
11,75 = 0,25xWo
Wo = 47
mg
Eşit hacimdeki çözücüyle iki kez (2x30 mL) ekstraksiyon yapıldığında sulu
fazda
kalan madde miktarı:
Wn = 7,52 mg
Eşit hacimdeki
çözücüyle üç kez (3x20 mL) ekstraksiyon yapıldığında sulu fazda
kalan madde miktarı:
Wn =
5,875 mg (zaten verilmişti)
Ekstraksiyon verimi
= (47-5,875) / 47 = % 89,62
KAYNAKLAR
1. Denel Organik Kimya
2. http://www.astro.umd.edu/~sgeier/caffeine.html
3. http://net-abuse.org/~lizardo/caff.sources.html
4. http://www.seas.upenn.edu/~cpage/caffeine/FAQmain.html
5. http://www.clubcaffeine.com/
6. http://pibweb.it.nwu.edu/~pib/caffeine.htm
7. BK rev. 10/03
8. American Oil Chemists’ Society, p.123 (2004)
9. Pakistan Journal of Biological Sciences, 7(6): 1094 (2004)10. Angew.Chem.Int.Ed. 42(6): 04 (2003)