TÜRKIYE'DE YAYIN HAYATI:
1985-1994
Yrd.Doç.Dr. Doğan Atılgan
Bilgisayar
teknolojisinin hızla geliştiği günümüzde basılı yayının geleceği konusunda çeşitli tartışmalar
yapılmaktadır. Yayıncılık ve bunun yakından ilişkili olduğu bilgi teknolojisinde baş döndürücü bir hızla kendini gösteren gelişmeler bu alanda kullanılan kavramlarda başlangıcından bugüne çok büyük
farklılıklar göstermektedir. Sanal kütüphaneler, elektronik yayıncılık,
elektronik posta, imternet ve çevirimiçi
erişimlerin söz edildiği günümüzde kitap yayıncılığı ve kağıdın eski
öneminin kalmadığı ya da yakın bir
gelecekte bu önemin daha da azalacağı
konusundaki görüşler sıklıkla tartışılır olmuştur. Ancak ben kitap ve kağıdın önemini hala
yitirmediği kanısındayım. Bilgisayarlar ve bunlara bağlı teknolojiler ne
kadar ileri olursa olsun, kitap okuma
zevkinin ve o psikolojinin verdiği rahatlığın yerini hiç birşeyin tutamayacağını savunanların da az olmadığını
görmek kitap yayıncılığının daha uzun
bir süre devam edeceği düşüncemi güçlendirmektedir. Kitabın önemini hala
koruduğunu yıllık yayın sayılarının incelenmesi sonucunda da rahatlıkla
görmekteyiz. Ülkemizdeki ve kimi dış
ülkelerdeki yıllık yayın sayılarına ilişkin bilgilere daha sonra yer
verilecektir.
Bu
çalışmada ülkemizde hala güncel olarak tartışılması gerektiğine inandığım kitap
yayını ve bunun kullanıcılara yansıması son on yıllık süreç içinde ele
alınacaktır. Bu süreç içinde gelişen
kimi oluşumlar bu tartışmanın önemli
uçlarını oluşturmaktadır. Sözü edilen bu
önemli oluşumlar arasında; yıllardır hep istenen ancak bir türlü
güncelleştirilemeyen Derleme Yasası,
ISBN uygulamasının başlatılması, Milli Kütüphanenin Türkiye Bibliyografyasını bilgisayar ortamında yayınlamaya
başlaması sayılabilir.
Önemli
saydığımız bu oluşumlar çerçevesinde
çalışmamızı yaparken ülkemizdeki yıllık yayın sayısını saptamaya
çalıştık. Burada da Türkiye Bibliyografyasında
nitelenen yıllık yayın sayılarını esas aldık. Bu yayınların konulara
göre dağılımı ve okuyucuların ilgi duydukları genel konu gruplarını da
irdelemeye çalıştık. Yıllık yayın sayılarının belirlenmesi aşamasında
Derleme Yasası'nın yetersizliği ile
birkez daha yüzyüze geldik. Derlemedeki
aksama nedeni ile doğan sorunların çözüm önerilerine de sonuç bölümünde yer vermeye çalışacağız.
Türkiye'de Yayıncılık
Türkiye'de
kitap yayıncılığı irdelenirken başlangıç tarihi olarak 1728 yılı kabul
edilmektedir. Avrupadan 270 yıl sonra resmi olarak ilk kitap basımı
gerçekleşmiştir. (1728 yılından önce azınlıklar aracılığı ile yürütülen baskı
işlerine burada değinilmemiştir.) Ancak
matbanın kurulması ile birlikte basın hayatında hızlı bir gelişmeden söz etmek
mümkün değildir. Basılan kitap sayılarına bir göz attığımızda da karşılaşılan tablo bunu açıkça ortaya
koymaktadır. Matbaanın kurulduğu ilk yıldan
1742 yılına kadar 13 yılda ancak 17 kitap basılabilmiştir ( Kabacalı :
1993 : 2 ). Bu kitapların baskı adedi
ise 500 ile 1000 arasında değişmektedir. Bu tarihten 18. yüzyılın sonuna
kadar 45 kitap basılabilmiştir. Bu
kitapların ağırlıklı konuları dil, sözlük, tarih, coğrafya, sosyal blimler,
askerlik,fen, matematik ve öğretimdir. (Kaynardağ: 1987: 104)
Bu
yüzyıldan hemen sonra Tanzimat ve Meşrutiyetin ilanı gibi yenilikçi hareketler
kitap basımını da etkilemiş ve 1928 yılında yeni Türk Alfabesinin kabul
edilmesine kadar basılan kitapların sayısı 30.000'i bulmuştur (Baysal: 1989: 2
; Kabacalı:1993: 4). 199 yıl içinde sadece 30.000 kitap basılması ayrıca
incelenmesi gereken bir konudur.
1928
yılında yeni Türk Alfabesinin kabul edilmesi yayıncılığımızda da büyük bir
gelişmeye neden olmuştur. Bu tarihten beş yıl sonra basılan kitap sayısı
17.000'e ulaşmıştır (Kaynardağ : 1987).
!933
yılından sonraki dönem hem yayıncılığımız hem de yayınların denetimi açısından
önemli bir gelişme ile başlar. Bu gelişme Atatürk'ün direktifleri ile çıkarılan
Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu
(BYRDK)'dur. Bilindiği gibi bu yasa Türkiye'de yayınlanan her türlü yayından
beş tanesinin çeşitli kütüphanelerde bulundurulmasını gerektirir. (Bu yasaya
yapılan bir ekleme ile 1976 yılında bu beş kütüphaneye Türkiye Büyük Millet
Meclisi Kütüphanesi de katılmıştır.) Bu yasa hem yayınların düzenli olarak
izlenmesinde, hem de bibliyografik denetimin sağlanmasında etken olmuştur.
Derleme yasası gereği basılan her türlü yayın derleme müdürlüğü tarafından
toplanarak yasada belirtilen kütüphanelere dağıtılır. Bu kütüphanelerden birisi
olan Milli Kütüphane de bu yayınların
bibliyografik kayıtlarını Türkiye
Bibliyografyasında yayınlayarak bibliyografik denetimini gerçekleştirir.
(Günümüzde Derleme Yasasının
işlevselliğinin ciddi olarak ele alınması gerektiğine inanıyorum).
Türkiye'de 1934 yılından sonraki yayınların izlenmesinde
Türkiye Bibliyografyası Derleme Yasası çerçevesinde en etkin ve güvenilir
kaynak olmuştur. Ülkemizde 1987 yılında
başlanan Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) uygulaması da bu konuda
ele alınabilecek bir başka çalışmadır.
1934
yılında BYRDK'nun çıkarılmasından sonra 1987 yılına kadar yayın sayıları ile ilgili çeşitli çalışmalar
daha önce yapılmıştır (Baysal: 1987 ; Kabacalı : 1993 ; Kaynardağ: 1975). Bu
dönemde çıkan yayınların sayıları 2000 ile 6000 arasında değişmektedir, Anılan
çalışmalarda bu dönemle ilgili olarak istatistiki bilgi ve genel yayıncılık
sorunlarının dışına çıkılmamıştır. Aynı dönemde yayıncılık ile ilgili çeşitli
bilimsel toplantılar da düzenlenmiş ve yayıncılığın sorunları tartışılmıştır
(I. yayın kongresi ; II. yayın kongresi
ve 1. milli kitap fuarı). Bu çalışmalarda yayıncılık hayatımız genel
olarak ele alınmıştır. Yapılan yayınların konularına göre dağılımı ve bu
yayınlardan okuyucuların yararlanma sıklıkları konusunda fazla bir bilgiye
rastlanmamıştır. Ancak sayın Baysal 1.Milli Kitap Fuarında katıldığı bir
toplantıda çok genel olarak bir yaklaşımda bulunmuştur (Baysal : 1987 : 26).
Bundan başka 1991 yılında yapılan III. yayın kongresi ve telif hakları
kurultayında "Kitap yayıncılığı ve okuyucu sorunları" komisyonu
oluşturulmuştur. Bu komisyon da mevcut sorunları ortaya koyup öneriler
sunmaktan ileri bir çalışma yapamamıştır.
Yayınların konularına göre
dağılımı
Şimdi
çalışmamızın kapsamı içinde yer alan
yıllardaki Türkiye'de yayınların
konulara göre dağılımı ve kullanım sıklığını ayrıntılı olarak irdelemeye
çalışalım. Bu bağlamda 1985-1994 tarihleri arasında yapılan yayınların sayıları ve bunların Dewey
Onlu Sınıflama Sistemindeki on temel konuya göre dağılımı incelenecektir.
Ayrıca Milli Kütüphane kullanıcıları tarafından bu yayınlardan ağırlıklı olarak yararlanılan konulara yer
verilecektir.
Bu dönemi
kapsayan yayınların sayıları belirlenirken Türkiye Bibliyografyası baz
alınmıştır. Bibliyografyada yıllara göre verilen yayın sayılarında -, + %10'luk bir sapma söz konusu olabilir.
Bu sapma bir yıl içinde yayınlanan yayınların tümünün o yıl içinde derlenememesinden
kaynaklanmaktadır. O yıl içinde derlenemeyen yayınlar o yıl içinde yayınlanan
bibliyografyada yer alamamaktadır. Bir sonraki yıl ya da daha sonraki yıl
ulaşılan eserler o yıl yayınlanan bibliyografyalara girmektedir. Ancak bu durum
yıllar itibarı ile birbirlerini etkileyeceğinden genel yayın sayıları arasındaki farkın çok
fazla olacağı kanısında değilim.
Ülkemizde
1985-1994 yılları arasında yayınlanan yayın sayıları ve bunların konularına
döre dağılımı aşağıdaki gibidir*
|
000 |
100 |
200 |
300 |
400 |
500 |
600 |
700 |
800 |
900 |
Top. |
1985 |
872 |
101 |
533 |
1838 |
195 |
374 |
1119 |
259 |
1253 |
425 |
6969 |
1986 |
774 |
126 |
591 |
1885 |
190 |
341 |
1078 |
248 |
1007 |
464 |
6703 |
1987 |
430 |
56 |
281 |
1415 |
103 |
172 |
655 |
158 |
714 |
328 |
4312 |
1988 |
699 |
89 |
481 |
2128 |
252 |
301 |
1014 |
245 |
1120 |
583 |
6913 |
1989 |
332 |
76 |
335 |
1735 |
118 |
253 |
1354 |
202 |
658 |
547 |
5613 |
1990 |
437 |
126 |
394 |
1279 |
131 |
241 |
1000 |
194 |
1105 |
425 |
5332 |
1991 |
694 |
156 |
424 |
1769 |
109 |
118 |
871 |
187 |
1389 |
540 |
6257 |
1992 |
284 |
160 |
660 |
2473 |
249 |
324 |
1990 |
357 |
1315 |
486 |
8298 |
1993 |
364 |
275 |
582 |
3505 |
310 |
494 |
1287 |
590 |
1554 |
979 |
9940 |
1994 |
229 |
175 |
175 |
2859 |
219 |
377 |
935 |
419 |
1446 |
649 |
7804 |
Top. |
5265 |
1475 |
4884 |
19987 |
2058 |
3208 |
11423 |
3012 |
11370 |
5458 |
68138 |
Tablodan da anlaşılacağı gibi 1985 yılında
6969 yayın yapılmıştır. Bu yayınlardan felsefe konusu %1.4'lük bir oranla en
alt düzeyde yer alırken sosyal bilimler konusu %26.5 ile en çok yayın yapılan
konu olmuştur. Bunu sırası ile %17.9 ile edebiyat, %16 ile uygulamalı bilimler
ve %12.5 ile genel konular izlemektedir.
1985-1991
yılları arasındaki yayın sayısında belirgin bir farklılık gözlenmemektedir.
Sadece 1987 yılında yayın sayısı 4312'ye düşmekte ancak ağırlıklı olarak
yayınlanan konuların sırasında bir farklılık gözlenmemektedir. 1991 yılına
gelindiğinde ise konulara göre yayın yüzdelerinde bir değişiklik
belirlenmiştir. 1985'den 1991 yılına kadar en son sırada bulunan felsefe konusu
%2.4'e yükselirken, dilbilim konusu %1.7 ile en alt sıraya inmektedir. Anılan
dönemde izlenen bir başka gelişme de genel konularda 1991 yılına kadar belirgin
bir düşüşün olmasıdır. Bu dönemde 1985 yılında %12'lik bir yayın yüzdesine
sahip olan genel konular 1991 yılında %8.2'ye düşmektedir.
1992
yılına gelindiğinde yıllık yayın sayısında %25’lik bir artış gözleniyor. Bu
yılda derlenen eser sayısı 8298’e yükselirken %29.8’le sosyal bilimler yine ilk
sırada yer almaktadır. %23.9 ile uygulamalı
bilimler ikinci sırada yer alırken bunu %15.8’le edebiyat takip
etmektedir. Bu yılda 4. sıraya %7.9’la din konusundaki yayınlar yerleşmektedir.
Bu yıldaki bir başka ilginç gelişme de 1992 yıına kadar üst sıralarda yer alan
genel konulardaki yayınların %3.4 gibi
çok düşük bir orana inmesidir.
1993
yılında yayın sayısı olarak Cumhuriyet dönemi yayın tarihimizin en yüksek
seviyesine ulaşılmıştır. 1993 yılına ilişkin Türkiye Bibliyografyası henüz
yayınlanmadığı için Milli Kütüphane veri
tabanından belirleyebildiğimize göre bu yılda yapılan yayın sayısı 10.000’e
yaklaşırken yayınların konularına göre
dağılımında ilk üç sıra yine sosyal
bilimler, edebiyat ve uygulamalı bilimler
şeklinde oluşmuştur. 1994 yılında ise yayın sayısında yine belirgin bir
düşüş gözlenmektedir. 7804’e düşen yayın
sayısında konulara göre dağılımda ilk üç sıra
1993 yılındaki gibidir.
Bu on
yıllık yayın geçmişi incelendiğinde toplam 68138 yayının yapıldığı görülmüştür.
Bu genel sayı içinde de yine Sosyal Bilimler ilk sırada yer almaktadır. Bu
dönemde Sosyal Bilimler içinde %36.6 oranı ile 1994 yılında en yüksek orana ulaşılan, 1990
yılında %23.9’la kendi içinde en alt düzeydedir.
Genel
dağılımda uygulamalı bilimler ve Edebiyat %16.7 yüzde oranı ile 2. ve 3. sırada
yer almışlardır. Bu dönemde uygulamalı bilimlerin en yüksek orana ulaştığı yıl
%24.1 ile 1984 olurken edebiyat 22.2 oranı ile en üst seviyesine1991 yılında
ulaşmıştır. Uygulamalı bilimlerde en az
yayının yapıldığı yıl %12.9’la 1993 olurken edebiyat ta %11.7 ile 1989 en az
yayının yapıldığı yıl olmuştur.
Bu
yıllar içinde en az yayın yapılan konuları ise %2.1 ile felsefe ve %3.1’le
dilbilim oluşturmuştur. Yıllara göre dağılımlar da felsefe %2.2 ile 1993
yılında en üst seviyede iken dilbilim
%3.6 ile 1988 yılında en üst seviyeye ulaşmıştır.
Bu on
yıllık süre içinde 1993 yılı gözardı edilirse din konusunda yapılan yayınlarda
küçük oranlarla da olsa belirli bir artış söz konusudur. Buna karşılık genel
konularda da giderek gözlenen bir düşüş vardır. Teorik bilimlerin bu dönem
içinde değerlendirilmesinde de 1991 yılı %1.8 ile en az yayın yapılan yıl
olurken diğer yıllarda genelde %3-5 arısanda değişen oranlarda yayın yapıldığı tesbit edilmiştir. Genel
konularda ise yapılan yayınların oranı
%3-4 arasında değişmektedir.
Değerlendirilmeye
alınan 10 yılılık yayın sayıları ortaklaşa hesaplandığında ülkemizde yılda
yaklaşık 6300 yayının yapıldığı görülmüştür. Bu sayının ülkemiz nüfusu gözönüne
alındığında ne kadar düşük olduğu apaçık ortadadır. Kişi başına düşen kitap
sayısı ( 1000 kişiye 0.105 kitap
) ile birçok ülkenin gerisinde olduğumuz
bir gerçektir.
Dünyadaki
değişik ülkelerin yıllık yayın sayılarına
bir göz atacak olursak yayıncılığımız konusunda daha iyi bir yargıya
varırız kanısındayım. Ülkelerin yıllık yayın sayılarına ilişkin bilgi Unesco’nun 1990 yılı verilerinden alınmıştır.
|
Yayın Yılı |
Yayın Sayısı |
Mısır |
1988 |
1451 |
Nijerya |
1989 |
1466 |
Meksika |
1989 |
3490 |
Arjantin |
1987 |
4836 |
Tayland |
1989 |
11217 |
Avusturya |
1989 |
9462 |
Fransa |
1989 |
40115 |
Italya |
1989 |
22647 |
Ispanya |
1989 |
38353 |
Japonya |
1987 |
36346 |
1985-1994
yıllarını kapsayan yayıncılığımızı bu şekilde ele aldıktan sonra bu yayınların
okuyucular tarafından kullanılışına ilişkin
bazı bilgiler vermek istiyorum. Bu bilgilerin derlenmesi aşamasındaki
Milli Kütüphanenin ulaşabildiğine 1990-1995 yılı okuyucu istatistiklerinden
yararlanılmıştır. Bu dönemde okuyucuların yararlandıkları yıllar ve konulara
göre dağılım aşağıdaki gibidir.
|
000 |
100 |
200 |
300 |
400 |
500 |
600 |
700 |
800 |
900 |
Top. |
1990 |
12559 |
4500 |
2590 |
27281 |
2998 |
14220 |
15701 |
6034 |
12567 |
18523 |
116988 |
1991 |
13980 |
9147 |
4884 |
29725 |
5974 |
14966 |
16085 |
9083 |
17786 |
27498 |
149328 |
1992 |
8902 |
3706 |
4242 |
18773 |
3878 |
8811 |
10758 |
6269 |
10672 |
14150 |
90161 |
1993 |
5346 |
1842 |
1954 |
13452 |
2552 |
5268 |
6594 |
3354 |
6552 |
10114 |
57028 |
1994 |
11567 |
6617 |
5999 |
25873 |
5015 |
12765 |
16692 |
8906 |
13668 |
22266 |
129368 |
Top. |
52354 |
25812 |
19694 |
155104 |
20413 |
56030 |
65830 |
33646 |
61445 |
92551 |
542873 |
Görüldüğü
gibi yıllık yayın sayıları ile okuyucuların bu yayınlardan yararlanma oranları
arasında bir doğru orantı saptanamıştır. Bu ülkemizde istatistik tutma konusundaki bilinen
genel uygulamadan da kaynaklanabilir. Ancak bizim elimizdeki resmi dayanak bu
veriler olduğuna göre değerlendirilmesini de buna göre yapmak zorunda olduğumuz
bir gerçektir.
Yıllık
yayın sayılarının genel ortalama civarında olduğu 1990-1991 ve 1994 yıllarında
Milli Kütüphane’de yararlanma oranları en üst düzeyde olmaktadır. Buna karşılık
yıllık yayın sayısının en üst düzeye ulaştığı 1993 yılında ise yararlanma oranı
en alt seviyede kalmaktadır.
Konulara
göre yararlanma oranları ele alındığında ise ilk sıra yayın sayısındaki sıra
ile aynıdır. Yani Sosyal Bilimler yararlanılan konular arasında da ilk sırada
yer almaktadır. Ancak yayın sayılarına göre yapılan oranlamada Sosyal
Bilimlerin on yıllık süre içindeki en alt seviyesi %23.9 olduğu halde
yararlanma da en üst seviye %23.5’i ancak bulmaktadır.
Buna
karşılık yayın sayısı olarak ikinci sırada edebiyat yer alırken yararlanma
açısından ikinci sırayı tarih almaktadır. Uygulamalı bilimler ve edebiyet
konusu yararlanma açısından üçüncü ve dördüncü sırada yer almışlardır. Yayın
sayısı açısından sonlarda yer alan teorik bilimler kullanım açısından dördüncü
sıraya çıkmaktadır. Teorik bilimleri de sırasıyla genel konular, güzel sanatlar,
felsefe, dilbilim ve din izlemektedir.
Başta
belirttiğim gibi bu oranlar yayıncılığımızda arz-talep dengesinin geçerli
olmadığını ortaya koymaktadır. Bu da bize ülkemizde bir çok alanda olduğu gibi yayıncılık alanında da günübirlik
politikaların geçerli olduğunu belirli bir planlamanın bulunmadığını
göstermektedir.
KAYNAKLAR
Baysal, Jale. "Yazar, yayıncı, dağıtıcı,
okuyucu ilişkileri" 1. Milli kitap
fuarı 16-25
Ekim1987,Istanbul. Ankara: Kültür ve Turizm
Bakanlığı, 1987. 19-82
Baysal, Jale. "Türkiye'de ve dünyada
yayınlar, kütüphaneler, okurlar". Istanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Kütüphanecilik Dergisi. 2 (1989), 1-10
Birinci
Milli kitap fuarı 16-25 Ekim 1987. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1987
Ikinci Türk
yayın kongresi 24-27 Ocak 1975, Bildiriler. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1987.
Kabacalı, Alpay. "Türkiye'de yayıncılığın
tarihçesi". Varlık edebiyat ve
sanat dergisi. 1029
(1993) 2-5.
Kaynardağ,
Arslan. "Yayıncılığımızındünü, bugünü, yarını" Ikinci Türk yayın kongresi, bildiriler. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1987.
104-106
Üçünü Türk
yayın ve telif hakları kongresi. Ankara:
Kültür Bakanlığı, 1992.
Statistical year book. Paris: Unesco, 1990.
* Yýllýk yayýn sayýlarýna iliþkin bilgiler Türkiye Bibliyografyasýnda yer alan kimlýklerden alýnmýþtýr.