Engelli kadınların beden imajı algıları ve yaşam doyumlarının belirlenmesi
Abstract
Bu araştırma engelli kadınların sosyo-demografik özelliklerini, sosyo-demografik özelliklerinin beden imajı algıları ve yaşam doyumlarının üzerindeki etkisini ve beden imajı algılarının yaşam doyumları üzerindeki etkisini incelemek amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Ankara ili sınırları içinde yer alan "Engelli Kadınlar Derneği (ENKAD)" ve"Tüm Engelliler ve Aileleri Yardımlaşma Derneği (TEDAY)"ne üye olan engelli kadınlar ile toplamda 124 engelli kadın araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırma materyalinin toplanmasında anket tekniği kullanılmıştır. Anket formu ile engelli kadınların sosyo-demografik özelliklerinin, beden imajı algılarının ve yaşam doyumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Anket formu;"Sosyo-Demografik Bilgi Formu", Secord ve Jourard tarafından (1953) geliştirilen Hovardaoğlu tarafından (1993) Türkçeye uyarlanan "Vücut Algısı Ölçeği", Diener ve arkadaşları tarafından (1985) geliştirilen Yetim (1993) tarafından Türkçeye uyarlanan "Yaşam Doyumu Ölçeği" olmak üzere üç aşamadan oluşmuştur. Araştırma kapsamına alınan engelli kadınların sosyo-demografik özellikleri, beden imajı algıları ve yaşam doyumlarına ilişkin bilgilerinin mutlak ve yüzde değerlerini gösteren dağılımları yapılmıştır. Araştırmada engelli kadınların engellilik sebebi, engel derecesi, engellilik türü, medeni durumu, eğitim düzeyi ve meslek durumları değişkenlerinin beden imajı algıları ve yaşam doyumları üzerindeki etkisi tek yönlü varyans analizi uygulanarak (ANOVA) hesaplanmıştır. Engelli kadınların vücut algısı ve yaşam doyumları arasındaki ilişki de pearson korelasyon katsayısı hesaplanarak saptanmıştır. Ayrıca ölçekler aritmetik ortalama, standart sapma ve minimum maksimum ve medyan değerler olarak da değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamına alınan engelli kadınların beden imajı ve yaşam doyumları üzerinde; eğitim düzeylerinin ve meslek durumlarının etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Beden imajı algıları ve yaşam doyumları arasında ise pozitif yönlü orta düzeyde ve istatistiksel olarak önemli bir ilişki olduğu saptanmıştır.