Geç Viktorya Dönemi romanlarında yabancılaşma : Dr. Jekyll ve Bay Hyde'ın Tuhaf Hikayesi, Dorian Gray'in Portresi ve Görünmez Adam
Tarih
2021Yazar
Köşker, Nisa Harika Güzel
Canlı, Sema
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Bu çalışma Geç Viktorya Dönemi eserlerinde yabancılaşma kavramı ile toplumun
bireyler üzerindeki etkisini irdelemekte, bu etkinin yabancılaşmış bireyde ve toplumda
açtığı yaraları ortaya koymaktır. Bununla birlikte, bu çalışma yirminci yüzyıla dönümün
ürünleri olan Robert Louis Stevenson’ın Dr. Jekyll ve Bay Hyde’ın Tuhaf Hikayesi
(1886), Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi (1891) ve Herbert George Wells’in
Görünmez Adam (1897) eserlerinde gözlemlenen Viktorya Döneminin sosyal olgularının
izlerine işaret etmekte ve yakın tarihlerde yazılmış olan bu üç eserde yabancılaşma
olgusunun gözlemlenmesinin bir tesadüften öte incelenmesi gereken bir unsur olduğunu
öne sürmektedir. Bu doğrultuda, yüzyıl boyunca gerçekleşen olayların toplum bireylerini
yabancılaştırıcı bir etkiye sahip olduğu ve bu durumun seçilen edebi eserlere nasıl
yansıdığı tartışılmaktadır. Yabancılaşma uzun yıllardır sosyologların, psikologların ve
filozofların tartıştığı, farklı şekillerde yorumladığı bir kavramdır. Bu nedenle
yabancılaşma kavramı pek çok farklı anlamlar edinmiştir. Sosyal psikolog Melvin
Seeman “On the Meaning of Alienation” isimli çalışmasında, yabancılaşma kavramına
karşılık gelen tanımları beş ana başlık altında toplamıştır. Bunlar güçsüzlük, anlamsızlık,
kuralsızlık, toplumdan soyutlanma ve kendine yabancılaşma kavramlarıdır. Bu tez
çalışması Seeman’ın çalışmasında yapmış olduğu gruplandırmaların ışığında her eserde
ortaya çıkan farklı bir yabancılaşma türünü incelemiştir. Birinci bölümde Stevenson’ın
eseri kendine yabancılaşma, ikinci bölümde Wilde’ın eseri kuralsızlaşma ve üçüncü
bölümde Wells’in eseri toplumdan soyutlanma açısından incelenmiştir. Bu tez çalışması
birey ve toplum ilişkisini incelediği için eserler çoğunlukla ilişkili sosyolojik kuramlardan
faydalanılarak irdelenmiştir. Özetle çeşitli toplumsal olayların bireylerini yabancılaştırıcı
etkiye sahip olduğu ve bu etki sebebiyle yabancılaşmış bireylerin kendilerine ve topluma
karşı yıkıcı bir güç haline geldiği sonucuna varılmıştır.