Köy yerleşim yeri olarak hazine arazilerinin tahsisi ve imar işlemleri Bingöl ili örneği
Abstract
Köy yerleşim yerlerinin planlanması ve buna göre inşaat ve altyapı çalışmalarının
yapılması, kırsal kalkınma politikalarının temel hedeflerinden biridir. Yerleşim alanı
seçimi, imarı ve parsellerin hak sahiplerinin dağıtımını kapsayan sürecin kısaltılması ve
maliyetinin düşürülmesi için genellikle Hazine arazilerinin köy yerleşim yerleri kurmak
üzere tahsisi ve imar işlemlerinin yapıldığı görülmektedir. Bingöl ili özelinde köy
yerleşim yeri çalışmaların genellikle yeterli olmadığı, köylerin sınırları içinde yeterli ve
uygun koşullarda Hazine arazisi bulunmasına karşın, söz konusu arazilerin köy yerleşim
yerleri ve gelişim sahası olarak ayrılması ve planlama çalışmasının tamamlanması ile
köy yerleşimlerinin düzenlenmesi ve güvenli yaşam alanlarının oluşturulmasının büyük
ölçüde tamamlanamadığı dikkati çekmektedir. Özellikle yerel düzeylerde köy yerleşim
ve gelişim sahası planlama ve uygulama işlemlerini yapacak kamu idarelerinde sık sık
değişikliklerin olması (önce Toprak Su Genel Müdürlüğü ve Yol Su ve Elektrik İdaresi
Genel Müdürlüğü ve ardında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, günümüzde
büyükşehirlerde belediye, 51 ilde il özel idaresi ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü
gibi) ve görevli/yetkili idarelerde nitelikli teknik eleman ve bütçe olanaklarının olması
ve kırsal alana yönelik hizmetlerin geri planda kalması gibi etkenler köy yerleşim yeri
planlaması ve uygulama çalışmalarını sınırlamaktadır.
Türkiye’de köy yerleşim planlaması ve fiziksel altyapı geliştirilmesi çalışmalarına önem
verilmiş olmasına karşın, bu çalışmaların yeterli olmadığı, örnek çalışma alanı olarak
seçilen Bingöl ili ve ilçelerinde toplam 313 adet köyü bulunduğu, ancak 10 (on) köyde
yerleşim yeri planlamasının yapıldığı, 442 sayılı Köy Kanunu ve 5543 sayılı İskan Kanunu hükümlerine göre ilde 10 adet köy yerleşim yeri olarak 760.000 m² Hazine
arazisinin tahsis edilmiş olduğu saptanmıştır. Bingöl ilinde arazi varlığının genellikle
engebeli ve dağlık özellik göstermesi, yerleşim yerlerinin oldukça uzun bir geçmişinin
olması ve yerleşim gelenekleri, insanların kırsal alanda dağınık yerleşimi tercih
etmeleri, depremsellik ve diğer afetlerin oluş sıklığının yüksek olması ve diğer
nedenlerle köy yerleşim yerleri planlaması ve uygulamalarının istenilen düzeyde
olmadığı ortaya konulmuştur. Belirtilen nedenlere mevzuatın yeterli ve açık tanımlama
yapmaması ve kaynak bulma güçlüğü de eklenince sadece incelenen il özelinde köylerin
% 3,2’sinin yerleşim yeri planlamasının yapılmış olması, beklenen bir sonuç olarak
görülebilir. Köy yerleşim alanlarının seçimi, yerleşilebilirlik analizi, kırsal alan
kullanım planlaması, imar uygulaması, parsellerin birim değerlerinin tespiti, tahsis,
dağıtım ve tescil işlemleri, iskan siyaseti ve özellikle uluslararası kuruluşların iskan
politikaları, proje yönetimi ile izleme – değerlendirme çalışmalarının gayrimenkul
geliştirme ve yönetimi uzmanlarının görev alanına girdiği, merkezi ve yerel idarelerde
gayrimenkul geliştirme ve yönetimi uzmanlarının sorumluluğu altında kırsal yerleşim
planlaması ve uygulamalarının yürütülmesinin zorunlu olduğu vurgulanmalıdır.