İmar Barışı Kapsamında Tapu Sicili Uygulamalarında Yapı Kayıt Belgelerinin Değerlendirilmesi
Abstract
Danışman: Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ
Gelişmekte olan ülkelerde kaynaklar görece kısıtlı ve yeni kaynak yaratma süreci de oldukça zor olduğundan, teknolojik bilgi birikimi eksikliği veya büyük yatırımlar gerektirmesi sebebiyle mevcut kaynaklar bu ülkelerde çok daha önemli hale gelmektedirler. Üretim ekonomisi konusunda ise gerek önce bahsedildiği gibi yatırım veya teknolojik bilgi birikimi eksikliği sebebi ile gelişmekte olan ülkeler belirli zaman dilimlerinde çok sıcak finans kaynaklarına (kısa vadeli) yönelmekte veya elde bulunan sektörlerden en gelişmiş ve en çabuk kaynak yaratabilecekleri sektöre veya sektörlere yönelmektedirler. Mevcut durumda Türkiye’de bu sektör inşaat sektörü olarak düşünülmektedir.
Kaynak yaratma açısından büyük kolaylıklar sağlayan sektör yıllar boyunca kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam etmiş ve gerek kaçak yapılar ve gerekse imara aykırı yapılar sebebiyle kontrol dışı bir ekonomiyi de beraberinde getiren bir yapı stoku ortaya çıkmıştır. Zaman içerisinde gelişmekte olan tüm ekonomilerin yaşadığı bir sorun olarak köyden kente göçün birincil sebebini oluşturduğu bu gelişigüzel yapılaşma ve bunun sonucu olarak çarpık kentleşme olgusuna tüm siyasal iktidarlar çözüm bulmaya çalışmışlar ve çeşitli kanunlar vasıtasıyla bir düzen getirmeye çalışmışlardır. Örneğin kronolojik sıraya uygun olarak 775 Sayılı Yasa gecekondulaşmayı önlemeye yönelik bir tahsis yasası olarak ilk çıkan imar affı olarak adlandırılabilir.
Gayrimenkul Geliştirme Yönetimi bölümü, mevcut durumda eldeki yapı stoklarının sermaye olarak kullanılabilmesi ve bunun gerçekleşebilmesi için gerek mevcut yapı stoku gerekse daha sonra hukuken ve fiziksel olarak var olması muhtemel yapı stoklarının ilgili mevzuata (ekonomik, hukuki ve sosyal anlamda) uyumlu hale getirilebilmesi için gerekli çalışmaları yapmakla mükellef bir yapılanmadır. Yapı stoklarının öncelikle ipotek karşılığı menkulleştirilmiş kredilere altlık teşkil etmesi veya başka biçimlerde ekonomik hayatın içerisinde sermaye olarak kullanılabilmesi için ilgili tüm disiplinlerin (finans, mimarlık, mühendislik, hukuk, ziraat, muhasebe) belli bir yapı altında hareket etmeleri gerekmektedir. Tüm bu disiplinleri içine alan tek bir bölüm olarak varlığını sürdüren Gayrimenkul Geliştirme Yönetimi tarafından incelenmesi gerekli bir konu olan İmar Affı gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin kaynak yaratma ve tahsise ilişkin sorunlarında önemli bir kurumsal yapıdır.
Türkiye’ de kent çevresine yasalara aykırı olarak yapılan gecekondu mahalleleri zaman içerisinde artarak kentsel dinamikleri negatif yönde etkilemiştir. Belli sayıya ulaştıklarında ve buna bağlı olarak yerel idarelerin seçiminde etkin bir güce eriştiklerinde mevcut yapılarıyla ilgili mülkiyet hakkı ve yapılaşma talebiyle ortaya çıkarak, 1948 yılından günümüze yirmiden fazla imar affı içerikli yasanın çıkarılmasına sebep olmuşlardır. Çıkarılan bu aflar, toplumsal adalet ve barışın zayıflamasına, planlama ve imar yapan kurumlara olan güvenin azalarak, zengin doğal kaynakların amaç dışı kullanımına yol açmıştır
Son çıkan ve kapsamı oldukça geniş tutulan 7143 sayılı kanun ile 3194 Sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 16.madde ile Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve İmar Barışının sağlanması ve bu yapıların kayıt altına alınması amacıyla yapı kayıt belgeleri verilebileceği düzenlenmiştir. Bu Kanun diğerlerinden farklı olarak kayıt dışı ekonomiyi yok etmek, toplumsal bir anlaşma platformu sağlamak ve mevcut yapı stokunu tamamıyla kayıt altına almak için çıkarılmıştır.