Jacobi’nin Kant eleştirisi
Özet
Friedrich Heinrich Jacobi (1743-1819) sayılı felsefe tarihlerinde, genelde, Kant’ın kendinde-şey
kavramına yönelttiği eleştirileriyle anımsanır. Her ne kadar idealizme karşı görüşler geliştirmese de, ironik bir
yolda, Kant-sonrası idealizmin gelişmesinde istem-dışı bir katkı sağlamıştır. Jacobi dizgesel bir felsefe
geliştirmedi; görüşlerini neredeyse yalnızca mektuplarda ileri sürdü. 1787 yılında yayınladığı David Hume über
den Glauben, oder Idealismus und Realismus. Ein Gespraech (“İnanç Üzerine David Hume, ya da İdealizm ve
Gerçekçilik. Bir Diyalog”)’da Kant eleştirisini geliştirdi. “Kendinde-şey”i benimseyip bununla birlikte onun
bilgisini yadsımanın tutarsız olduğunu; a priori “uzay-zaman”da belirlenimin tekilliğinin salt bir yanılsama
olduğunu; kategorilerin ya da kavramların yapay bir yolda deneyim üzerine dayatılmış boş biçimler ve aşkınsal
“Ben”in yalancı bir özne olduğunu savundu. Ayrıca Fichte’nin ve Schelling’in ellerinde geliştirilmiş olduğu
biçimleriyle Kant’ın aşkınsal idealizminin “evrik/tersine çevrilmiş bir Spinozacılık”olduğunu ileri sürdü.
Kendisine karşı yöneltilen “us-dışıcı” suçlamasına karşılık, usa karşı olmadığını; ancak ussal metafiziğin
usdışıcılık ve nihilizmde sonlandığını göstermeye çalıştı. Usu “inanç”la ya da “dolaysız bilme”yle özdeşleştirdi.
Ayrıca, ussalcı metafizikçilerden oldukça değişik bir yolda –belki Leibniz bir ayrıksı olmak kaydıyla-, usun
duyusallığın daha yüksek, ileri ve daha derin-düşünsel bir biçimi olduğu düşüncesini savundu. Jacobi David
Hume’da, Kant’ın kategorileri/kavramları türetmesine bir seçenek sunduğunu ve Kant’ın idealizmi çürütüşünü
kendisinin “hiçbir ‘Ben’in bir ‘Sen’ olmaksızın olanaklı olmadığı” şeklindeki erken ilerisürümüne
dayandırdığını üstü kapalı olarak belirtti.
Friedrich Heinrich Jacobi is generally remembered in the celebrated histories of philosophy with his
critiques of Kant’s concept of “thing-in-itself”. Even though developing the views against idealism, ironicaly he
provided an involuntary contribution for the establishment of the post-Kantian idealism. Jacobi did not
established a systematic philosophy, he set forth his views only in letters. In David Hume über den Glauben,
oder Idealismus und Realismus. Ein Gespraech published in 1787, he exposed his own critique of Kant. Jacobi
held the view that it was inconsistent for Kant both to accept the “thing-in-itself” and to deny its knowledge; that
the singularity of the determination in a priori ‘space-time’ was a mere illusion; that categories or concepts
were empty forms being imposed upon experience in an artificial manner; and that the transcendental ‘I’ or
‘Ego’ a pseudo subject. Furthermore, he claimed that Kant’s transcendental idealism interpreted by Fichte and
Scelling was an inverted Spinozism. Jacobi said, he was never against reason; but he attempted to show that the
rationalistic metaphysics ended up in irrationalism and nihilism. He identified reason ‘belief/faith’ or
‘immediate knowledge’. Moreover. İn , he demonstrated having in common with Leibniz. In David Hume Jacobi
presented an alternative deduction of categories or concepts against Kant’s and intimately maintained that Kant
based his refutation of idealism upon his early assertion that “no ‘I’ is possible without a ‘Thou.’ ”