Yoğun egzersiz çalışmaları sonrasında toparlanma sürecine etki eden faktörlerin belirlenmesi
Özet
Egzersizin sağlığa olan olumlu etkileri bilinmekte, morbiditeyi ve mortaliteyi azalttığı ifade
edilmektedir. Kardiovasküler hastalıklar, felç, diyabet ve bazı kanser hastalıklarına yakalanma
riskini düşürmektedir. Sedanter bir yaşam ise hastalık risklerini artırmaktadır. Egzersiz ile
hedeflenen spor branşlarında üst düzey performans sergilemek veya fiziksel uygunluk düzeyini
geliştirmek olabilir. Ancak egzersizin olumlu etkilerini görebilmek için kişinin her bir
antrenmana hazır halde gelebilmesi, aktivite öncesine dönebilme durumu olarak tanımlanan
toparlanmanın, çabuk ve yeterli düzeyde gerçekleşebilmesine bağlıdır. Toparlanma süreci başta
dinlenmenin şekli ile aktivite sonrası uygulanan beslenme şekli olmak üzere birçok parametreden
etkilenmektedir. Bu projenin amacı da; farklı fiziksel uygunluk düzeyine sahip bireylerde aktif
veya pasif dinlenme uygulamaları ile CHO alımının yoğun egzersiz çalışmaları sonrasında
toparlanma üzerine etkilerinin incelenmesidir.
Araştırma projesine iki grupta (rekreatif grup ve sporcu grup) 24 kişi katılmıştır. Öncelikle
iki grubun tanımlayıcı testleri (vücut kompozisyonu, sürat, durumluk ve sürekli kaygı, aerobik
güç, anaerobik güç ve günlük fiziksel aktivite ve enerji tüketimi ile uyku verimi ve süreleri)
yapılmıştır. Sonrasında her kişi, KAHrezerv yönteminin % 70’inde denk gelen şiddette dört kez,
bir saat koşu yapmıştır. Koşu öncesi, koşudan 30 dk, 24 s ve 48 s sonra alınan OmegaWave
ölçümleri bazı parametreler üzerinden [enerji metabolizmaları ve bazı fizyolojik özellikler, kalp
atım hızı (KAH) ve kalp hızı değişkenliği (KHD), duyu-motor yeterlilik ile alaktasit ve laktasit
güç] toparlanmanın takip edilmesi için kaydedilmiştir. Ölçümler dört farklı değişkene bağlı
olarak gerçekleştirilmiştir. Bunlar koşu sonrası; pasif dinlenme-CHO desteksiz diyet (PDND),
aktif dinlenme-CHO desteksiz diyet (ADND), pasif dinlenme-CHO destekli diyet (PDCHO) ve
aktif dinlenme-CHO destekli diyet (ADCHO)’tir.
Bulgulara göre rekreatif grupta; toparlanma dönemine etki etmesi beklenen dört farklı
değişkene bağlı olarak, her biri 48 saat boyunca incelenen parametrelerin bazılarında anlamlı
değişiklikler olmuştur. Ancak bu değişiklikler sonuçlardan anlaşıldığı üzere CHO alımından
veya aktif-pasif dinlenme şekillerinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır. Aynı durum sporcu
grup için de geçerlidir. Dört farklı protokolün, 48 boyunca ölçülen değerlerinde görülen
değişiklikler yine CHO alımı veya dinlenmenin şeklinden bağımsızdır. Bununla birlikte sporcu
grubunda aktive sonrası 30 dk ölçümleri genel olarak başlangıç seviyesinden çok farklı
bulunmamıştır. Rekreatif ve sporcu grupların farklı protokollere verdikleri yanıtlar
karşılaştırıldığında ise sporcu grubun enerji metabolizmaları ve bazı başka fizyolojik
parametrelerde, kalp atım hızı ve kalp hızı değişkenliği parametreleri ile alaktasit ve laktasit güç
değerlerinde üst düzey sonuçlara sahip oldukları görülmektedir.
Bu sonuçlar; antrenman yaşı yüksek ve yoğun egzersiz uygulamalarına sahip olan kişilerin
fiziksel uygunluk düzeyi düşük kişilerden daha üst düzey performansa sahip olduklarını aynı
zamanda bu kişilerde toparlanmanın daha çabuk gerçekleştiğini göstermektedir. Toparlanma
süreciyle ilgili olarak görülen olumlu değişiklikler CHO alımından ve aktivite sonrası yapılan
aktif-pasif dinlenme uygulamalarından bağımsızdır. Bu nedenle bundan sonraki çalışmalar için,
dinlenme aktivitesi olarak uygulanan aktivitenin, farklı şiddet ve sürelerde uygulanması, denek
gruplarına verilen diyetlerde ise CHO miktarının değiştirilmesi önerilebilir. Araştırmadan
ulaşılan bir diğer önemli sonuç da toparlanma sürecinin değerlendirilmesinde kullanılan KAH ve
KHD parametreleri ile alaktasit ve laktasit güç değerlerinin, farklı prtokoller ve gruplar üzerinde
daha anlamlı farklar ortaya koyduğudur. Bu nedenle sonraki çalışmalarda KAH, KHD ile
alaktasit ve laktasit güç parametrelerinin, toparlanma yanıtlarını değerlendirmede daha kullanışlı
olabileceği düşünülmektedir.